Tatil etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Tatil etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

3 Ağustos 2018 Cuma

Tatil mi ? O da ne ?

Güya saçımı boyattım onunla ilgili post yazarım dedim , alışveriş yaptım burada paylaşırım dedim , daha bir sürü aktivite falan ama nerdeeee yazacak vakit mi var , yok ! :( üzülüyorum ya blog yazmayı çok seviyorum ama ne yazık ki vakit bulamıyorum hafta içi iş, hafta sonu ev işleri falan derken epey yorucu oluyor hatta bırakın buralara gelmeyi , bilgisayarı bile açasım gelmiyor :( Şu iş yerlerindeki internete neden kısıtlama gelir ki? Ne olacak yani internet açık olsa? Hani benim işim internete girsem de aksatacağım bir iş değil ki,bence motive bile ediyor insanı.

Geçenlerde internette bir şey araştırıyordum , oldu herhalde bir üç hafta kadar , youtube çıktı "nede olsa girmiyor" dedim ama yinede tıkladım bir baktım açıldı ben videoya , video bana bakıyordu ben bizimkilere " baksanıza youtube açılıyor " dedim. Hemen ne yapsak diye düşündük , insan böyle olunca da neye gireceğini şaşırıyor. Neyse biraz müzik dinledim sonra taa ne zaman Çılgın Bediş'e başlayıp bitirememiştim onu bitirdim. Şimdilerde 7 Numarayı izliyorum.Eskiden de çok severdim bu diziyi ama başından hiç izlememiştim.He bu arada youtube belli saatlerde geliyor ,  belli saatlerde gidiyor yani öyle kesintisiz değil. Ama geldiği an üç dört bölüm açıp dolduruyorum internet gitse bile izlemeye devam ediyorum o zaman hem vakit de geçiyor hem de daha çok motive oluyorum , işimi de aksatmıyorum.Telefon çalınca durduruyorum sonra tekrar devam ediyorum.Ama ne yazık ki blogger açılmıyor :( neyse ben artık youtube'a da şükrediyorum


Tekrar üniversite sınavına girip okuyacağımı söylemiştim hatta benim isteğim aöf değil de normal bir üniversiteye gitmekti ama çalışmaya başlayınca normal üniversite olayını sildim neyse sınava girdim , aöf 'de önlisans için 150 , lisans için 170 alsan yetiyordu ben her iki baraj puanının çok çok üstünde aldım ona rağmen beni almazlarsa ve kontenjanlarını doldururlarsa çıldırırım :) Çocuk gelişimi istiyorum :)

 Bir ara ders çalışmaya başlamıştım sonra bu işe girince bırakmıştım.Yine iş yerine kitap götürdüm ,  bir kaç kere çözdüm test ama odaklanamadım çünkü çok fazla çağrı yoğunluğu var bir de bazı sağlık problemleri , ramazan falan derken saldım çayıra mevlam kayıra :) Dediğim gibi barajı geçsem yeterdi ve ben çok daha yüksek puan aldım. Valla ne diyeyim bilmiyorum ama o kadar üniversite sınavına girdim , kpss'ye girdim ilk defa böyle bir sınav gördüm hani bir ara barajı geçemem bile dedim o derece.Ben hayatımda böyle bir sınav görmedim.Yani matematik mantık gibiydi , din soruları felsefe gibiydi falan filan Allah emek veren ve kazanamayan arkadaşlarımızın yardımcısı olsun.Bildiğin bu "üniversiteye girme "sınavı değil , "üniversiteye girememe" sınavıydı.


Gelelim asıl meseleye . Tatil planlarınız hazır mı ? Bayram'da güzel bir tatil sizi mi bekliyor ? Öyleyse çok şanslısınız çünkü ben bu sene tatile gidemiyorum :(

Ben mesela son dakikacılığı sevmem geçen sene hoş son dakika Çanakkale'ye gittik ama eve gittik bir otele değil.Ben eğer o sene tatile gideceksem 5-6 ay öncesinden rezervasyonumu yaptırım. 2012'de Bodruma gittiğimde Ocak'tan Temmuz ayına rezervasyon yaptırmıştım , balayına Kasım'dan Nisan ayına.Mesela eski çalıştığım yerde ne zaman yıllık izne çıkacağım belliydi.Yanımda çalıştığım arkadaşımla önceden planları yapardık , ben mesela o sene otele değilde Arsuza'a teyzemlerin yanına gideceğim , hemen 3-4 ay öncesinden uçak bileti alırdım.Yani tatilden bir ay öncesi kala 300-400TL'ye alacağım bileti 150-200 TL'ye alıyordum.


Serhat'ın işsizliği ve işsizliğinin yanı sıra her an iş bulup da yeni bir işe girebilme olasılığını düşündüğümden , ek işi olan Dj'lik işinin malum "yaz sezonu" olmasından ve epey yoğun olmasından ötürü (Maşallah) tatil olayını bir türlü düşünemedik.Yani bırakın tatil olayını düşünmeyi ben evde adamı göremez oldum =D o derece yani.Mesela bazen öyle bir oluyor ki perşembe , cuma , cumartesi , pazar. He iş olsun maşallah , Allah daha çok versin sonuçta çalışmıyor ve bu kazandıklarıyla ( iş bulamama ihtimaline karşın ) biz kışın idare etmek zorunda kalacağız.Neyse gel zaman git zaman şu son 1 aydır araştırmadığım internet sitesi , araştırmadığım otel kalmadı ve biliyor musunuz herşey dahil konseptinde ne Antalya  ne Marmaris ne Fethiye en uygun Bodrumdu ki bende Bodrum'a gitmek istiyordum ama farklı yer olsun Marmaris veya Fethiye olsun dedik , uygun otel bulsan da uçaklar almış başını gidiyor ve havaalanından otele transfer , otelden havaalanına transfer fiyatları uçmuş gitmiş resmen. Bodrumda otel beğeniyorum 2000 TL 6 gün 5 gece iyi hoş diyorum hani gözden çıkardım ne de olsa 9 taksit yaptırırım diyorum.Uçak biletleri transfer derken 1500'den aşağı tutmuyor.Arabamızda yok ki arabayla gidelim bir de ben bayram zamanı baktığım için otobüslerde dolu , bayram da yolda kalma olasılığın yüksek ki ben 6 sene öncede bodruma otobüsle gitmiştim giderken 12 saatte dönerken 15-16 saatte gelmiştim ve sıradan bir zamandı ne bayram ne seyrandı.Kısacası bayramda o kadar para bayılamazdım.

Hani eylül ortası okullar açıldığı dönemde fiyatlar çok iyi hem oteller daha uygun hem uçak biletleri ama bu sefer de Serhat işe girerse ? İşsizlik maaşı bitiyor ?  daha bir aylık taksit ödemişken gittiğimiz tatilin geri kalan 8 ayını nasıl ödeyeceğiz ? Öderiz Allah büyük şükür ama mesela erken rezervasyon yaptırsam en azından yarısını ödüyorsun taksitlerin geriye pek bir şey kalmıyor ama bunda tatili gidip sonrasında para ödemek biraz koyacaktı ve de en önemlisi kış gelecekti masraflar daha çok artacaktı.

Anlayacağınız bana tatil yok ! Seneye ahdım var diyorum , erken rezervasyonlar başlar başlamaz yaptıracağım ne olacak yani ?  iptal sigortası yaptırırsın , en kötü aksi bir durum olduğunda iptal edersin. 
Bende Pazartesi ve Salı gününe izin aldım bir aksilik olmazsa Pazartesi Şile'ye gideceğiz.Bari denize girmedim demeyeyim. Bu arada biraz güneşe çıkmam lazım ,  güneşlenmekten nefret etsem de D vitaminim yerlerde geçen kanımı verdim de bizim şirkette , onlar bir sürü test yaptı , mesela bir insanın kolestrolü hep yüksek çıkar değil mi ? ben kolestrolü düşük çıkan tek insan tanıyorum oda benim , etrafımda herkesin ki hep yüksek =) D Vitamini, Folik asit v.s. bunlar hep düşük.Ayrıca takviye B12 ilacı da alıyorum çünkü bir ara günde en az 10 kere aktardığım , dahilisini ezbere bildiğim insanın dahilisini unutmakla başlayıp , akşamdan hazırladığım sandviçimi sabah yanıma almamakla devam edip , evde ki eşyaları nereye koyduğumu unutup üstüne üstlük "aa bunu ben mi buraya koydum" veya " bunu kim getirdi ben mi getirdim" diye gibi durumlarla karşılaşınca yaptırdım testleri. Özel sağlık sigortamdan düştü ama ben tek kuruş bile vermedim neredeyse 1000 TL'lik test yaptırmışım ama bazıları pahalıydı , zaten o yüzden rakam bayağı uçtu.Dışarda yaptırsaydım sırf 5 tane test için neredeyse bu fiyata yakın verecektim.. Doktor D vitaminin düşük olduğunu görünce " hiç güneşlenmiyor musunuz " dedi bende " hayır sevmem, prensibim değil , şemsiye altından çıkmam ama esmer olduğum için her türlü yanarım "dedim =D yalnız öyle güneş altında yatanlara da imreniyorum nasıl dayanıyorsunuz anlamıyorum ben iki dakika kuruyayım diye çıkıyorum sonra gerisin geri tekrar şemsiye altına geçiyorum o yüzden hiçbir zaman kuru kalamıyorum :) Neyse bu sefer biraz güneşe çıkayım D vitamini depolayım.


Tatile gideceklere şimdiden iyi tatiller diliyorum benim yerime de gezin , eğlenin :)

24 Haziran 2018 Pazar

Küçücük bir mucize ve tatil isteği..!

Bayram geçti gitti , ben arefe günü de izinliydim ama bu bayramda ne yaptın diye sorsanız sadece aile büyükleri ziyaret edildi o kadar :) hatta ilk gün herkese gidip , diğer iki gün evde dinlendim. 

Bayramda herhalde hepimizin canını acıtan yavru köpek olayıydı . Fotoğrafını paylaşmıyorum çünkü her baktığımda ağlıyorum , bütün bayramda içim acıdı. Allah bunu yaşatana zaten cezasını verecek. He bir de "kazayla" oldu diyenler var ya , işte iş makinesi "kazayla"yapmış diye. Maşallah iş makinesi sadece patilere mi çalışmış ? hadi öyle oldu varsayalım , kardeşim orada acı içinde kıvranan bir köpek sesi duymadın mı ? insanın eline bir şey batsa "ay " diye irkiliyor o hayvanın hem bacaklarını kopar hemde ses duyma olacak iş mi ? hani kaza ya , madem öyle ses duydun çağır yardım o hayvanı acılar içinde orada bırakmanın anlamı ne ? Valla yazarken hala çok sinirleniyorum. Size şöyle bir şey anlatıyım.


Bu gördüğünüz yaralı kuşumuzun adı Mucize. Neden mucize ? Çünkü Annesi çakıl ve Babası çiko tarafından dövüldü.Şaka yapmıyorum , o kadar çok yavruları oldu ki artık sayamıyorum , hiçbirini bir kez olsun dövdüklerini görmedim ama nedendir bilinmez bunu dövmüşler. Hatta ilk gün kafasında biraz böyle çizik vardı biz de Annesi dövdü diye anneyi ayırdık ertesi gün baktık ki çizik iyice açılmış kanamış , he dedik bu sefer babayı ayıralım Annesi baksın. Bu sefer bir baktık ki Anne'de dövmüş en son bulduğumuzda bu haldeydi.
 Ben işe gidiyorum yokum evde , Serhat babasının yanında ona yardım ediyor , ee Ramazan öncesi Dj'lik işleri oluyordu evde olmuyordu.Sürekli takip edemiyorduk ki bir de daha bir aylık bile değildi , 4-5 gün falan vardı , bizde anne babasından ayırdık , ayrı kafese koyduk. O kadar ürküyordu ki , yemek yiyemiyor , Serhat ona merhem aldı onu sürerken canı yanıyor , ya küçücük kuş diyorsunuz ama o bir CAN . Yemek yiyemediği için cicibebe'den mama yapıyoruz Serhat onu şırınganın o tüp kısmı var ya artık ne deniyor bilmiyorum ona , onla besliyordu. Hayatı bile erken öğrendi cidden dalga geçmiyorum. Normalde kuşlar tüneklerine çok daha geç zamanda çıkarlar bizimkisi hemen çıkmaya başladı , ilk zamanlar yerden mama yerler sonra mama kaplarına alınır bizimkisi ikinci günden mama kaplarına çıkığ yemek yemeğe çalışıyordu. Kuşu parmağımıza alıyorduk öyle güzel geliyordu ki sanki 1.5 aylık kuş dersiniz.


Bir gün hiç unutmam Serhat'ın Dj 'lik işi var en son öğlen beslemişti bende şırıngayla besleyemezdim , canını yakarım diye korkuyordum .. Mucize saatlerdir aç yemek kıramıyor , daha küçük, ne yapsam ne etsem aldım böyle üşüyordu da havluyla sardım ona kaşıkla cici bebe yedirdim baksanıza nasıl yiyor. Bizde hep " yaşarsa mucize olsun" adı dedik. Allaha şükürler olsun yaşadı , şu an çok fırlama :) ama o kadar kötü yarmışlardı ki kafasını falan , tüylerini yolmuşlardı resmen , aradan iki ay geçti daha yeni tüyleri çıktı.


Bu da Mucizenin en yeni hali , fotoğraf biraz kötü çıkmış ama ne yapayım artık ele gelmiyor diğer kardeşlerinin yanında yaşayıp gidiyor , onları da çok seviyor :)

Yani kısacası ben küçücük bir kuşu yaşatmak için elimden geleni yapıyorum , millette ki bu canilik neden ? Bakın korkmak ayrı , nefret etmek ayrı bir şey. Olabilir bende bazen korkuyorum karşıma aniden köpek çıkınca ama gidip ona da zarar verecek potansiyele sahip değilim. He sana zarar vermediği sürece sen zaten hiçbir hayvana zarar veremezsin. Bence artık caydırıcı bir ceza verilmesi gerekiyor , acil kısmından bir yasa çıkmalı !


Gel gelelim diğer tatil meselesine. Eskiden otele falan gideceksem taa kaç ay öncesinden rezervasyon yaptırırdım , Arsuz'a teyzemlerin yanıma gideceğim zamanda , izinlerimi yazdığım gün (eski çalıştığım yerde nisan ayında yazıyorduk izinleri) ben hemen uçak biletlerini alırdım. Anam evlendik , hep apar topar oldu tatil meselesi. Hoş ilk evlendiğimiz sene balayına gitmiştik ve döndüğümüzde de koca yaz sadece bir kere Şile'ye , denize girmeye gitmiştik ama geçen sene damdan düşer gibi yazın çalıştığım yerdeki işten istifa edip , gecesine Çanakkale'ye gitmemize ne demeli ? Geçen sene Çanakkale tatili yazarken , bu sene için güzel bir otel'de tatil yapmak istediğimi belirtmiştim , sorun ne yaptın diye , hiçbir şey , öyle arada tatil sitelerine girip iç geçirmekle yetiniyorum :)

Anlayacağınız bu senede (en azından şimdilik) bir tatil planı yok. Ya Çanakkale ya Arsuz olabilir.Ama bunlar ev ortamı , otelde ki gibi rahat olamayacağım :) Belki bir tık beklediğim bir haber var o haber gelirse Bodrum olabilir ama çokta yüksek ihtimal vermiyorum.

Anlayacağınız hayaller Bodrum hayatlar yine İstanbul ..!

Saygılar.

4 Mart 2018 Pazar

Mart kapıdan baktırır..!

Gerçekten boşuna dememiş atalarımız “ Mart kapıdan baktırır kazma kürek yaktırır” diye..Neyse bu konuya sonra dönelim ☺️
Yılın en kısa ayı Şubat ayını geri de bıraktık , elimden geldiğince buralara uğramaya çalışıyorum , aralarda boşluklar oluyor haftada bir yazsam bile bana yeter diyorum ama bu pek mümkün olmuyor. İş yerinde internet olsa (Var ama siteler yasaklı) o zaman beni burada bırakırdınız evdeyken de işlerden güçlerden bilgisayarı elime aldığım bile olmuyor..

Buralara uğramadığım zamanlarda bakalım neler yapmışım ;

17 Şubat’ta Serhat’ın , teyzesinin kızının Nişanı vardı . Allah’ım ben böyle bir nişan hayatımda görmedim. Zaten biz gittiğimizde saat 20:30’du ve inanılmaz bir kalabalık vardı yani düğün gibi. 1000 kişilik yerde hiç mi boşluk olmaz arkadaş ben anlamadım ki..İki tarafta Karadenizliymiş o yüzden aşırı bir kalabalık olması normal dediler. Serhat ve Faruk dayı ayakta kaldılar hep, takı bitince millet gitmeye başlayınca sandalye buldular da öyle oturdular.

Bir de ilk defa bir oyun gördüm  “Giresun karşılaması “ . Sizler biliyorsunuzdur belki ama ben bilmiyordum kapalı bir bayan vardı o kadar güzel oynuyordu hayran kaldım ben ya ☺


Dönüşte ‘de Gülay yengelere gittik bize ateşli meyve tabağı hazırladı . Ne alem kadın ya ☺Maytapları dizdi böyle bir şey çıkardı ortaya.


Bunlarda Şubat ayında bitirdiğim kitaplar. Hep Sarah Jio ’dan gittim. Bu kadının kitaplarına gerçekten bayılıyorum . Kitapların konuları çok güzel , kitapta ki duyguların sana geçmesi çok güzel yani kısacası kalemi o kadar güzel ki sana da bunu yansıtıyor.Eskiden hafta’da iki veya üç kitap bitirirdim şimdi zamana bölüyorum en azından hafta da bir kitap bitireyim falan diyorum. Çünkü kitaplar bana yetmiyor. Önüme 10 tane kitap koyun ben onları (hafta içini baz alırsak 5 günden)15 hadi bilemediniz 17 güne bitiririm. Hızlı okuyorum çünkü.

Servisten çektim o yüzden biraz bulanık idare edin ☺

Şubatın son iki günü hastaydım , çok şükür ağır geçmedi ama raporluydum işe gitmedim benim şansıma da kar yağdı. Hoş sulu kardı ama yine de güzeldi , asıl kar Mart'a girer girmez yağdı. Neydi o ya sabah arka bahçeden baktım pek bir şey göremedim bir çıktım anam bu ne resmen kaya kaya gittim ayağımda da klasik bot vardı ben böyle olduğunu bilseydim normal bot giyerdim.


Bir sabah ki havaya bakın bir de akşam ki havaya☺ Neyse en azından bu sene kar yağmadı demeyiz az oldu ama buna da şükür ☺


Bir an evde olmayı ne kadar özlediğimi fark ettim. Bir yandan da sıkıldım. Salı ve Çarşamba raporluydum Çarşamba kendimi biraz daha iyi hissediyordum ve kendime kahve yaptım , kar yağışını izledim kahvemi yudumlayarak. Cidden evde olmayı özlemişim bir de bu evimin keyfini hiç süremedim ki hep bir koşturmacaydı , ilk defa bu evin keyfini hastalandığım zaman çıkardım daha doğrusu bütün gün yattım ☺ama sevdim.Keşke diyorum , dışardan para gelse de ben evimin keyfini çıkarsam çok değil şöyle 1000 TL gelse yeter . Hoş kiramı bile karşılamıyor ama Serhat çalışınca o 1000 tl bize hayli hayli yeter ☺Ne güzel hayaller. Ya da şöyle paşa dedemizden miras kalacak , o mirasla ev alınacak anca ben öyle çalışamıcam☺ Ev kira olmasa Serhat’ta pek çalışmamı istemezdi. Halimize şükürler olsun. İş arayıpta bulamayanlar var , ihtiyacı olup çalışamayanlar. İnsanoğlu nankör bende şükredeceğime nankörlük yapıyorum.


Dün Gratis'e uğradım , aldıklarımın hepsini tek tek yazmıyım dedim zaten anca uğruyorum buralara ☺


Şu kar kış geçsin de yavaş yavaş bahar gelsin ben zaten başlarım “tatile gitmek istiyorum” demelere ☺gidebilir miyim bilemem plan yok Serhat’ın işi yok. Her an bir yere girebilir onu da bilmiyoruz. Bizi ancak bayram seyran paklar o da bayramda seyranda her yerin fiyatı iki katı artıyor hadi ben yeni girmiş olsam bile mesela temmuzda ağustosta izin alabilirim sıkıntı yok ama Serhat bir yere girerse işte o zaman izin alma lüksü olamaz.. Ne bileyim her bahar geldiğinde ben başlıyorum” tatil “diye ve hiçbir şekilde istediğim gibi bir tatile kavuşamıyorum.Bu sene ne olacak bilmiyorum zaman gösterecek. Benim istediğim ise 5 yıldızlı bir otelde her şey dahil bir tatil yapmak ☺Ege kıyısını seviyorum ve bir çok yerini gezdim ama aklım hala gezemediklerimde ☺Mesela Fethiye ve Marmaris gibi.. Bodrum’a zaten bayılıyorum ama oraya gittim , hoş elime fırsat geçse yine giderim yani hiç problem değil tatilin iyisi kötüsü olmaz ☺

Saygılar..

15 Eylül 2017 Cuma

Çanakkale / Saros Tatili Part / 2

4 Ağustos Cuma günü sabah kalktığımda kaldığımız odadan şöyle bir etrafa baktım süper deniz manzarası var hemen fotoğrafladım.



Son iki gündü iyi değerlendirmek lazımdı. 

Önce kahvaltı yapıldı , Serhat ve Tarık dayı cuma namazına gitti döndüklerinde denize gidecektik biz hazır bekliyorduk. Denize gitmeden önce Geliboya gittik bir kaç tane almamız gereken şeyler vardı yaklaşık bir 20-25 dakika da gittik. Gelibolu'da tam gezilecek yerler vardı gezip bol bol fotoğraf çekmek çok istedim ama vaktimiz yoktu bu yüzden planımız akşam gitmekti.


Denizin yine keyfini doya doya çıkardık bugün 3 kere girdim ve deniz bugün diğer günlere göre daha ılımandı hava da bayağı yakıyordu.


Akşam yine odamızın gün batımı manzarasını çektim , çok güzel ya burada oturup çay kahve içeceksin ama çocuklardan bunu yapmak imkansız ☺


Akşam yola koyulduk . Arabayı park edip Gelibolu'nun ara caddelerine girdik oraları dolandık  , çok canlı bir yer sevdim☺

Piri Reis Müzesi

Gündüzden gelip gezmek gerekiyordu burayı ama dediğim gibi iki çocukla bu çok zor oluyor bende sadece fotoğraflamakla yetiniyorum ☺


Biraz  dolandıktan sonra çay bahçesinde oturmaya karar verdik.




Ama o kadar kalabalık ki yer bulmak imkansız. Ben bir masa buldum oturdum ama sığmamız imkansızdı.Bizimkiler sandalye getirmeye gittiler o sırada bir masa kalktı ben bir koşturdum herkes bana bakıyor gülüyordu bir aile de " kaptı helal olsun" diyordu ☺

Birer çay içtik sohbet muhabbet ettik.


Valla bana en çok koyan da o günlerde telefonumun bozuk olması :( hiç doyasıya fotoğraf çekemedim fotoğraf makinesiyle çekilenler de istediğim gibi olmuyordu.

5 Ağustos Cumartesi günü ise aynı şeyleri yaptığımız için bir daha o güne dair bir şey yazmaya gerek yok diye düşünüyorum ama şunu söyleyeyim denizin dibine vurdum ayrılmak istemedim denizden bol bol yüzdüm bol bol suya girip çıktım ☺


Son gün saat 15:00 gibi yola koyulduk akşam eve vardığımız da saat neredeyse 21:00 olmuştu bir tatil daha böylelikle son bulmuştu. 

2018'de ne olur ne biter Allah bilir ama uzun zamandır istediğim bir şey var ki oda şöyle 5 yıldızlı bir otelde tatil yapmak ☺Allah seneye inşallah nasip eder.

Diğer yazımı okumak isteyenler için : Çanakkale / Saros Tatili Part /1 

Hayırlı Cumalar.
Saygılar...

29 Ağustos 2017 Salı

Çanakkale / Saros Tatili Part / 1

Tatilimi iki part şeklinde yazmayı planlıyorum 4,5 gün kaldık daha doğrusu dolu dolu geçirdiğimiz 4 gün vardı pazar günü saat 15:00 gibi koya koyulduk ve o gün hiçbir şey yapmadık. Saros'da kalmamıza rağmen Tekirdağ / Şarköy ve Çanakkale / Gelibolu'yu da gezdik bu yüzden iki part'a bölmeye karar verdim.Aslında Çanakkale merkezi gezip şehitliğe falan gidecektik ama maalesef vaktimiz yoktu hoş ben şehitliğe çok eskiden gitmiştim ama merkeze gitmedim aslında ben en çok Gökçeada ve Bozcaadayı merak ediyorum.

Önce ani kararımızdan bahsedelim 1 Ağustos Salı günü işten ayrıldım,eşimi aradım durumu anlattım eşim de " Gülay yengem aradı, dayım pazar günü arabayla İstanbul'a dönüş yapıyormuş gelin diyor ne yapalım "dedi ben " benim için artık hava hoş sen izin alabileceksen al gidelim" dedim ve Serhat iş çıkışına 15 dakika kala 3 gün izin aldı hafta sonları zaten çalışması yok. Ben koştur koştur eve gittim saat 19:00 falandı evde yemek var ama yanına makarna yapmam lazım su ısınıncaya,işte haşlayana kadar bavulu hazırlarım dedim ama önüme geleni koyuyorum düzenli de koymuyorum atıyorum üst üste sonra toparlarım önemli olan unutmayayım alacaklarımı diyorum Serhat geldi " yemek hazır değilse gidip otobüs bileti alayım"dedi bende "bir 10 dakikaya hazır olur ama sen istersen git" dedim gitti almaya geldiğinde bende bavul işini bitirmiş , toparlamıştım da güzelce..

Saat 23:30'a almış ama bizim 22:00'da yazıhane de olmamız lazımmış kısacası 3 saat içinde ne yaptıysa yaptık yani.Evden çıktık yazıhaneye gittik neredeyse 40 dakika sonra servis geldi , otogora gittik saat 00:00'da otobüs geldi bir de asker uğurlaması vardı o yüzden iki katı trafik oluşmuştu neyse o kadar bekledik ama değdi otobüsün koltukları inanılmaz rahattı Truva Turizm tercih ettik eskisi gibi daracık rahatsız edici koltukları yoktu çok rahat ettim ben..Bilmiyorum diğer otobüslerde artık böyle mi ben yaklaşık 3-3.5 yıldır hiç uzun yol yolcuğuna çıkmadım da..


Uzun zamandır otobüsle yolculuğa çıkmamıştım iyi de oldu 6-6.5 saat sürer demişler yalnız biz 5 saatte vardık bende hani otobüsle yolculuğu özlemişim ya uyuyayım sonra sabaha karşı kalkar biraz izlerim etrafı dedim ne hacet mola haricinde hep uyudum şaka değil ya Serhat orada film falan izlemiş çocuk hiç uyumamış ben bildiğiniz fosur fosur uyumuşum ☺

Eve vardık hemen uykuya geçtik. Sabah ben çocukların sesiyle uyandım ikizlerimiz var 3.5 yaşında ama biri sanki deyin 5 yaşında gibi..ikiz oldukları hiç belli değil benzerliği geçtim o yok , onu anladım da Elif hem toplu hem daha uzun , Ela daha kısa daha zayıf  Ela yaşıtlarına göre iyi de Elif yaşıtlarını geçmiş durumda. Onlarla falan oynadım onlar beni çok seviyorlar zaten alışıklar bana..Bir de o kadar komik konuşuyorlar ki mesela bir sabah uyuyoruz bunlar oyun oynuyor Ela " şalak" dedi Elif'de " Bana şalak deme düzgün konuş" dedi ben gülmeye başladım bir döndüm ki Serhat'ta uyanmış o da gülüyor. Her sabah bizim odaya çıkıyorlardı yani iki kat merdivenleri çıkıyorlardı ama sesimi duyarlarsa mesela biz uyurken hiç gelmiyorlardı bir gün Ela " Anne kalkmaylar"dedi ben başladım gülmeye.Bir de ela y'leri L olarak söylüyor mesela düşmüş bacağı kanamış diyor ki " acilo geçmilo" benim ağzıma dolandı gitti bu karşıdan karşıya geçerken " araba gelilor" diyor " istemilom istilom" böyle konuşuyor. Aklıma direkt " delilo" geliyor ya ☺

(Bazı fotoğraflarım bulanık , kaymış olabilir benim telefon bozuktu ne yapayım☺ )



2 Ağustos Çarşamba günü çocukların sesiyle uyandım aşağı indim onlarla biraz oynadık herkesin kalkmasını bekledik.Gülay yengenin her gün hazırladığı kahvaltı bir öncekinden de daha güzeldi yedirmeyi içirmeyi gerçekten çok seven biri gerek sabah kahvaltısı gerek denize giderken hazırladıkları (makarna salatası,poğaça vs) gerek akşam yemekleri harikaydı.

 

Kahvaltımızı yaptık,arabaya bindik Güneyli Sahiline indik.


Biraz da bilgi vereyim size; Gülay Yengenin Annesinin burada yazlığı var yazlık şöyle diyeyim yol kenarında , sitenin içinde , 3 katlı bir ev. ( biz otobüsle direkt sitenin önünde indik ☺)Bol yeşillikli , bol bol sebze meyve yetiştirilen herkesin kendine ait bir bahçesi var ama tek sıkıntı inanılmaz sessiz ☺buraya emekli olunca"kafa dinlemek" için gelebilirsin o da bizde ikizler var arada başka çocuklarda dışarı çıkınca biraz ses oluyordu onun haricinde mesela akşam balkonda oturuyorsun o kadar sessiz ki kendin ses çıkarmaya korkuyorsun milleti rahatsız ederim diye. 

Sitenin karşısı tarla gibi zaten burada en çok Ayçiçeğini görüyorsunuz. Etrafta bakkal yok ve bakkala gitmek için araba şart burada herkesin arabası var zaten arabasız çok zor. Denize bile yaklaşık 10 dakika uzaklıkta bir yere gidiyorduk aslında siteden çıkınca , sağa dönünce orada da denize girilen bir yer var görüyordum ama Güneyli sahilinin denizi daha temiz diye oraya gidiyorlarmış.

Tarık dayı - Elif - Gülay yenge - Ela
Güneyli sahilinde şezlonglar çok uygun kişi başı olarak değil şezlong başına alıyorlar fiyatı , istersen 4 tane kirala istersen iki tane hiç problem değil ve sadece 5 TL biz ilk gün 20 TL verince çok şaşırdım Şile'de kişi başı 20 TL veriyorsun burada 4 tane şezlong için bu fiyatı veriyorsun şaşırtıcı..
Biz ağustos'un başında gitmemize rağmen çok kalabalık değildi. Elbette cumartesi günü gittiğimizde diğer günlere göre daha kalabalıktı ama şu yoktu "iğne atsan yere düşmez". Bu yüzden rahatlıkla denize girebiliyorduk. Deniz buz gibi Elif bile ilk denize girdiğinde " buş gibi" dedi ki onlar sanki sıcak suya girer gibi direkt giriyorlardı suya Serhat " Yenge sen bunları soğuk suyla mı yıkıyorsun " diyordu hele Serhat'ı sormayın biz hep beraber denize girer yüzer takılırdık Serhat hala kıyıda daha ayak bileklerinde girmeye çalışırdı.


İlk denizle buluşmam biraz acı ama güzel oldu. Özlemiştim en son geçen sene Ağustos'ta Şile'ye gitmiştik.Elif 3.5 yaşında olmasına kolluksuz simitsiz giriyor bir de mesela gidiyor gidiyor baktı ki yere basamıyor " ben basamıyom" diyor biraz daha ileri gittikçe deniz seviyesi yine azalıyor alıp götüyorum Elif'i " ben basabiliyom" diyor ya konuşması bir yandan İzmir'liler gibi bir yandan Ankaralılar gibi hoş Yozgatlılar o ayrı☺ Mesela der ki " kuşura bahma" o bakmayı bahma olarak söylüyor ya o kadar komik oluyor ki.




Akşam sofrada yok yoktu Gülay yengeler balkonlarına küçük şömineler var ya onlardan yaptırmışlar orada mangal yaptık .


Akşam da Gülay yenge komşunun adını unuttum dedi ki " Şarköy'de pazar varmış ona gidelim " dedi saat 21:30 mu neydi çıktık hani ben şöyle düşündüm pazar herhalde böyle fuarlar oluyor ya öyle diye düşündüm bizimkiler de bildiğin pazar sanmış oysa neymiş bildiğiniz çarşı. Hani incik boncuk,kıyafet satılan vs yerler var ya öyle bir yermiş :)  Bu bayan Makedonyalıymış galiba orada bu tarz yerlere " pazar " diyorlar biz olsak çarşı deriz ☺ Hatta Gülay yenge gecenin sonunda eve geldiğimiz de dedi ki " ben böyle bir yer olduğunu bilseydim gitmezdim tamam güzel yer ama ben pazar var sandım " dedi ☺


Bizim ikizler park alanı gördü orada oyalandılar Serhat ve Tarık dayı da langırt oynadı .








Şarköy'e bayıldım diyebilirim çok güzel bir yer çok eğlenceli ve evleri böyle Adalar'da ki evlere benziyor hepimiz oraya bayıldık . Bayıldık bayılmasana da keşke gündüz gelseydik dedik çünkü giderken öyle ara yollardan gittik ki bildiğiniz ışık falan yok yol da hepimiz Allah'a emanet gittik
Dondurmamızı aldık gezindik gerçekten çok güzel bir yer buraya gündüzden gelmeli önce denize girmeli sonra ise akşamına gezmeli biraz Kadıköy , biraz Adalar karışık her gördüğümüz yere " bak buraya benziyor bak şuraya benziyor " diye söylendik durduk.

Altını çizerek tekrar söylüyorum Şarköy'ü gezmenizi tavsiye ederim.Gündüzden gidin denizinize girin akşamına da gezin. 

 
.
Çocuklar faytonu gördü binmek istedi ben dedim " Ben binmem atlara zarar veriyoruz " dedim binmem de binmem diye inat ettim ama sonunda beni bindirdiler.



Neyse ki at yavaş gidiyordu. Adalar'da ki gibi değil hayvanlara eziyet ediyorlar Adalar'da ama burada onu görmedim çünkü dümdüz bir yol ve sakin sakin bir tur attık ama yine de fayton'a binilmemesi taraftarıyım çünkü o hayvanlara yapılan eziyet ve sonrasında onların ölmeleri beni inanılmaz üzüyor.



3 Ağustos Perşembe günü bugün deniz bisikletine bindik ☺En son yıl bilmem kaçken Altınoluk da binmiştim.




Kıyıdan uzaklaştıkça denizin daha da soğuduğunu hissediyordum yahu benim amacım açılıp denize girmekti ama hem soğuk hem de şimdi ikizler var benim ardımdan atlarlar falan diye sadece denize ayaklarımı soktum.


Plaj'da otururken bu bayraklı yere gelmek istiyordum Serhat ve Tarık dayı deniz bisikletini sürmeye başladı buraya geldik ne oldu dersiniz fark etmedik ama denizin içinde kocaman bir kaya vardı ve deniz bisikleti kayanın üstüne oturdu ☺ Bildiğiniz 15 dakika boyunca boşa dönüp durduk hayır bizimkiler aşağı inip bisikleti döndürecekler ama suyun altı deniz kestanesi kaynıyor . En sonunda atladılar artık ayaklarına bata çıka bisikleti döndürmeye başardılar.Sonra Tarık dayı arkaya geçti ben ve Serhat yola devam ettik aşırı akıntı vardı sürüklenip duruyorduk neyse bir şekilde kıyıya gelmeyi başardık.

1 saatliğine 20 TL verdik yarım saat 15 TL'di giderseniz aklınızda olsun ☺

Bu akşam evdeydik çocuklar uyuduktan sonra bayağı bir sohbet muhabbet ettik Gülay yenge ve Tarık dayıyla kah güldük kah şikayetlerimiz oldu falan filan ama tatil güzel geçiyordu. Tek sıkıntı hoş sıkıntı da denmez ama tanıdık yere gidince daha çok yoruluyorsun sofrayı hazırla,sofrayı kaldır bulaşıkları hallet bir yandan çocuklarla ilgilen bir de odaya çıkman gerektiği zaman iki kat üste çık. İstanbul'da ki misafirlikten tek farkım denize girmiş olmamdı ☺ Bence en güzel tatil ne biliyor musunuz ? Otel .. Gerçekten otel kadar rahat bir tatil yok hele bir de çalışan bir bayansan ve rahatlık istiyorsan , hizmet etmek istemiyorsan kesinlikle Otel'i tercih etmeli evet bir eve gittiğinde belki ödeyeceğin 6 gün 5 gece tatilin 4'de 1'ini ödüyorsun ama en azından plaj için ayrı para vermiyorsun yemek için ayrı para vermiyorsun ne bileyim herkesin zevki farklıdır ama ben otel tatilini daha çok seviyorum orası net !

3.ve 4. günü ayrı bir postta yazacağım.
Şimdilik hoşçakalın ☺

Saygılar..

Share