25 Ocak 2018 Perşembe

Kitap Yorumu : Böğürtlen Kışı / Sarah Jio

Kalbinizin derinliklerine işlenen acıyı, tek kelimeyle nasıl dile getirirsiniz?




“Canım Daniel’ım,


Kaybolduğun gün dünyam sona erdi, canım oğlum. Seni her kim alıp götürdüyse, seninle birlikte kalbimi, hayatımı da çaldı. Ben senin gülümsediğini görmek, kahkahalarını duymak, mutluluğunu paylaşmak için yaşıyordum…”

Vera Ray 1933 yılının o karlı mayıs akşamında üç yaşındaki oğlu Daniel’ı son kez öptüğünü bilmiyordur. Her ne kadar oğlunu yalnız bırakma düşüncesinden nefret etse de hayatlarını devam ettirmek için çalışmak zorundadır. Tek avuntusu, gün ağardığında küçücük oğluna sarılacak olmasıdır. Ancak Vera geri döndüğünde karşılaştığı manzara, Daniel’ın boş yatağıdır. Bir de karlar içine gömülmüş olan oyuncak ayısı…

Seksen sene sonra Seattle yine mayıs ayında karlar altındadır. Köklü bir gazetede muhabir olan Claire Aldridge, bu doğaüstü olayı haber yapacaktır. Araştırmalarına devam eden Claire, küçük çocuğun bu zamana kadar sonuçlanmamış kaçırılma davasıyla karşılaşır. Evlat kaybetmenin ne demek olduğunu çok iyi bilen Claire, bu olayı çözmeye karar verir. Ancak çözdüğü her düğümün, onu Vera’yla olan bağlantısına yaklaştırdığından habersizdir…

Böğürtlen Kışı aşkı, umudu ve umutsuzluğu derinden anlatan muhteşem bir kitap. Bu öyküyü yüreklerinizden kolay kolay silip atamayacaksınız.


Yorumum :

Öncelikle Sarah Jio'nun kitaplarına gerçekten hayran kaldım diyebilirim , geç fark ettim ama iyi ki de fark etmişim diyorum , o kadar güzel romanlar yazıyor ki hani sabahtan akşama kadar kitabı okuyayım bitireyim istiyorsunuz öyle akıcı , öyle sürükleyici.

Bu kitap benim en sevdiklerimin arasına girdi , girmekle kalmayıp zirveyi zorluyor diyebilirim 😊 İnanılmaz çok beğendim , bir de kitabın önsözüne bakın as bayrakları as yani , gerçekten Türk'lüğümüz her yerde..

Roman'da Vera Ray'in yaşadığı acıları , oğlunu kaybettikten sonra bir annenin evladı için neleri göze aldığını , üzerinden 88 sene geçtikten sonra yine bir Mayıs ayında kar yağması , bunun üzerine bir gazetenin muhabirliğini yapan Claire 'nın eski bir davanın düğümünü çözmeye çalışması ve sonunun sürpriz olması kısacası ikinci bir defa daha okutacak derecede bir roman. Ben sonunu az çok tahmin ettim ama yine de "acabalarım" vardı tahminim doğru çıkınca o kadar sevindim ki çocuk gibiydim sanki gerçek olan bir olaya sevinmiş gibiydim.

Kesinlikle okunması gereken bir kitap , tavsiye ediyorum.

Saygılar..

22 Ocak 2018 Pazartesi

Maaşı ıslattık / Arif V 216

Ev taşınması durumlarından ötürü maaşı anca ıslata bildik oda sinemaya giderek oldu 😀Hoş sinemayı "yoğun ısrarlarım" sonucu eşime ben ödeyeceğim dedim oda sinemaya gitmeden önce yemek ısmarladı.

İş çıkışında hemen eve gittim , üstümdekilerle gidecektim sadece çizmelerimi değiştirmem gerekiyordu malum motorla gidecektik bu yüzden bot giymekte fayda vardı bir de içime daha kalın bir hırka giyerek 5 dakika içinde evden çıktık.


Meydan İstanbul AVM/Cinemaximum'a gittik buraya en son hatırladığım kadarıyla geçen sene Recep İvedik 5 için gitmiştik , değişiklik yapmışlar , yemek yerlerini büyütüp hem açık hemde kapalı alan haline getirmişler çok düzenli olmuş bu haliyle.

Popeyes'den meşhur Maxi Avantaj menümüzden aldık Türk Telekom Selfy'lilere bir alana bir bedava kampanyasından yararlandık. Valla çok acıkmıştım hem ben hem eşim tıka basa doyduk😀


Saat 19:30 olmuştu , bizim seansta 20:15'deydi . Biz daha önceden internetten hallettiğimiz için işlemleri (koltuk seçimi de dahil) sıraya girip bilet alma gibi bir durumumuz olmadı mesajı veya gelen maili göstermemiz yeterliydi . Ben yetişememe ihtimaline karşılık bir önceki seansa 19:45'e almamıştım aslında yetişirmişiz de riske atmak istemedim. Olsun problem değildi biraz bekledik sonra içeri girdik.


Film başladı , internette filmi çok yerin dibine sokmuşlar  , bence yerin dibine kadar sokulacak gibi de değildi , sadece Cem Yılmaz olunca işin içinde beklenti yüksek oluyor sürekli gülmek istediği için insanlar ve filmde de çok aşırı bir espri olmadığından film hop güme gidiyor.

Ya bende aşırı gülmedim , bazı yerleri komikti özellikle "fındıkkıran" şarkısını söylediği kısmında çok güldüm , o giydiği kıyafette zaten beni kopardı..Mesela duygulananlar olmadı mı merak ediyorum yada ben mi aşırı duygusal olduğumdan mıdır bilemiyorum ama Kerem Alışık'ın bir sahnesinde çok duygulandım.

Film ' de 1960'lara gidilmesi ve yeşilçam'ın yıldızlarının olduğu o kurgu bence güzel olmuş. 
Herkesi memnun etmek maalesef kolay değil , kimi çok beğeniyor kimi hiç beğenmiyor bu kişinin kendi zevkine bağlı ki ben Cem Yılmaz'ı pek sevmem ama esprileri güzel oluyor.

Saygılar..

18 Ocak 2018 Perşembe

Kitap Yorumu : Ait Olduğumuz Yer / Emily Giffin

Hangisi gerçek ailemiz; bizi doğuran mı, yoksa sevgiyle sımsıkı sarılan mı?



Büyük bir sır, iki aile ve hayatları değiştiren bir hikâye…!

New York'ta hayallerindeki hayatı yaşayan Marian Caldwell dolgun ücretli bir iş ve kusursuz bir ilişkiyle hayatına devam etmekteydi. Etrafındaki herkes yaşadığı hayata imreniyordu, ta ki bir gece kapısı çalınana dek...

Karşısında elinde Marian'ın geçmişinde sakladığı tüm sırların kapısını açacak anahtarla duran Kirby Rose'u gördü. Bu beklenmeyen karşılaşmayla birlikte Marian'ın muhteşem hayatında çalkalanmalar başladı; saklanan ve unutulan anılarının canlanmasıyla eskilerde kalmış tutkulu bir aşk hikâyesi şimdi sahip olduğu her şeyi yıkmak üzereydi.

Kirby engebeli bir yolda ailesini ve geleceğini tekrar kurmaya uğraşırken Marian'la birlikte hayatlarındaki eksik olan şeyi aramaya başladılar. Bu yolda öğrenecekleri aslında ait olduğumuz yerin, hiç tahmin etmeyeceğimiz bir yer olduğuydu.


Yorumum ;

Bu kitabı bana iş arkadaşım Merve getirdi. Kitabın arka kapağını okuduğumda içimde biraz merak uyandırdı ve hemen başladım okumaya zaten iki gün içinde bitti , bitince de bir tuhaf oldum. Sizde kitaplara çok fazla dalıyor musunuz , dalmaktan kastım okuduktan sonra etkisinde kalıyor musunuz ? Ben çok etkileniyorum hatta etkisinden biraz zor çıkıyorum , hele bu kitaptan sonra okuduğum roman (onu daha sonra bir postta yazacağım)beni o kadar etkisinde bıraktı ki ikinciye mi okusam diyorum :)

Marian adında ki bu bayanın yıllarca içinde sakladığı , kimseye söyleyemediği çok önemli bir sırrı vardır ve bu sır öyle bir sırdır ki tek kendisini dahi ilgilendirmemektedir.Sırrı daha sonrasında ortaya çıktı , ona rağmen yine bencilce davranmaya devam etti , biraz sinir bozucu bir karakterde denilebilir :) Yine kitabın kahramanlarından Conrad ve Kirby var. Onların ikisine de kanım ısındı 😊İnsan kendini kitaba öyle bir kaptırıyor ki , içindeki kahramanları gözünde canlandırıyor ve ona göre kimi sevip sevmediğine karar veriyor.

Sürükleyici bir kitap aşk'a dair , hayatın gerçekliklerine dair öğretici ve yol gösterici bir kitap.
Okumanızı tavsiye ederim.

Saygılar..

16 Ocak 2018 Salı

Ocak ayının ilk iki haftası nasıl geçti ?

Çook uzun zamandır buralarda olmama sebebim işten güçten , ev taşınmasından dolayı değil , evde daha internet yok bırakın evi apartmanda internet yok alt yapısı için sürekli birileri gelip gidiyor inşallah en kısa sürede halledilir , yazacaklarım birikti , bir kaç kere beni maille yoklayanlar oldu yaşıyor muyum diye 😊teşekkür ederim öncelikle onlara , yaşıyorum ama maalesef internetsizlikten giremiyorum , normalde şirket interneti blogger'a girmeye izin vermiyordu bugün bir deneyim dedim de girdi 😃Allah yüzüme güldü.

Bakalım bu iki hafta neler olmuş bitmiş kısa bir özet geçeyim ;

3 gün tatilim var diye seviniyordum ama o tatilden pek bir şey anladığım söylenemez sürekli evle uğraştım , eski evle yeni ev arasında mekik dokudum.. Sağolsun Annem ve Teyzem olmasaydı ben bu kadar yükün altından kalkamazdım. Yeni yıldan hiçbir şey anlamadım diğer günler nasılsak o günde aynıydık benim ev , evlikten çıkmasaydı , her yer her yerde olmasaydı arkadaşları çağıracaktım ama maalesef ev çok fena haldeydi , ben bile kendi evim olmasına rağmen çok rahatsız oluyordum.Hatta o güne dair hiç fotoğraf bile çekmedim , yorgunluktan aklıma bile gelmedi. O ses Türkiye’yi izleyerek yeni yıla girdik 😊
Her ne kadar size eski evimden memnun olmadığımı dile getirsem de giderken içimi bir hüzün kapladı 😃Gelin gittiğim evden dolayı diye düşünüyorum, ben kolay kolay sevmem ama çabuk bağlanırım demek ki o kötü eve bile bağlanmışım 😊 Ee ilk burada yemeğimi yaptım , ütümü yaptım , temizliğimi yaptım , sorumluluk nedir , neyi nasıl yaparak tasarruf edebilirim diye burada düşündüm ve daha bir sürü şey , hani her şeyin " ilki güzeldir , farklıdır " derler ya o misal galiba benimki de .. Bir de ben en son cuma (05.01.2018) sabahı o evden ayrıldım , cuma akşamı direkt yeni eve gittim. Annem ve Serhat taşınırken başlarında durdular.. Alışmak biraz zaman aldı ilk zamanlar yabancı bir eve gidiyormuşum gibi geliyordu ama şimdilerde alıştım.
Servisten yana da sıkıntım yok güzergahım değişmedi aynı sokak olduğu için sabah nereden biniyorsam yine aynı yerden biniyorum , akşamları daha önce nerede iniyorsam yine aynı yerde iniyorum . Eskiden evime yürüme mesafesi bakkala uğra falan derken 10 dakikayı bulabiliyordu ( bir de üç kat merdiven çıkıyordum ) şimdi bu süre 7 dakikaya düşüyor ve bakkalda oturduğum binanın hemen yanında orası yıkılmazsa şimdilik bakkal konusunda çok rahatım hatta bayağı bayağı rahatım 😀

Bu şirin cüzdanı Burcu Hanım yeni yıl için gittiği Paris'ten hediye olarak getirmiş (ben ona bağlı çalışıyorum) zaten çok tatlı bir kadın , hani hiç bizim üstümüz gibi durmuyor bir arkadaş gibi. 


Bu da yeni evimizin ilk sabah kahvaltısı
Valla eski evimde bir sabahları (yazın 7-8 arası) bir de akşam güneş batarken evime güneş geliyordu burada ilk gün panjurları bir kaldırdım evime resmen güneş doğuyor çok mutlu oldum 😊 Güney cephe olmasının avantajı var. Siz siz olun yeni bir eve taşınacaksanız veya evlenecekseniz kesinlikle güneye bakan ev tercih edin. Geçen cumartesi Annem gelmişti evde kombi yanmıyordu yemek olayına giriştik bir de temizlik yaptık , halıları vermiştik onlar gelmişti anca toparlanabildik neyse dışarı çıktım bildiğin kar havası vardı benim evde kombi yanmıyorken bile üşümemiştik.Hoş çok soğuklarda kısıkta olsa yeri geldiğinde kapamadan yakıyoruz ama o kısık bile bizi ısıtmaya yetiyor eski evde en kısıkta yaksak evin soğuğu kırılıyor ama biz hala üşüyor oluyorduk bu yönden şimdi ki evimden çok memnunum Allah bozmasın 😊

Yeni evimde ilk kitap okuma ve sütlü kahve keyfisi 😊

İş yerinde çağrılar düzeldikten sonra daha bir rahat ettim diyebilirim mesela gün içinde o ilk zamanlara göre çok daha fazla vaktim oluyor. İnternet olanağımız da maalesef kısıtlı Show tv haricinde diğer kanallara erişimimiz yok , blog'a falan giremiyordum arada sırada deniyordum ama yazımın başında da belirttim Allah yüzüme güldü de en azından blog'da vakit geçirebiliyorum hoş o da resimleri yüklememiş gibi gösteriyor 😔 paylaşıp , telefondan kontrol edeceğim artık 😊Bende (internet bloga girmeme izin vermeden önce )Show tv’de Yeni Gelin'i izliyorum vaktim oldukça , oda ilk bölümden başladım sonuna kadar geldim arada Tv’de denk gelince izliyordum komik bir dizi başka da Show’da izlediğim bir şey yok bende ne yapsam ne etsem dedim , kitap okumaya başladım. Evdeyken ders çalıştığım için kitap okumaya çok fazla vaktim olmuyordu ama burada çağrılardan kalan zamanlarda sürekli okuyorum bir de çok hızlı okurum 400 sayfalık kitap iki günde bitiyor o da sadece mesai saatleri içinde okuyorum eve bile götürmüyorum , sadece bir tanesine evde başlamıştım hatta yeni evimde ama bir kaç sayfa okuyup işe getirmiştim iki hafta da 6 kitap bitirdim kimisi bende olanlardı , kimisi kuzen Ece’den , kimisi de iş yerinde Merve’den geldi. Okuduğum kitapları ara ara blogumda paylaşabilirim , beraber yorum yapabiliriz 😊

Bu ay taşınma derdiyle koşturup durduğumuz için ilk maaşı ıslatamadık 😊Aslında ben ilk maaşımı aralık ayında almıştım ama sadece 4 güncüktü , tam maaşımı ocak 5’de aldım , tam da taşındığım gün. Extra bazı masraflarda çıkmıştı elektrik süpürgem mesela bozuldu onun için para, bu işe başlayacağım için bot falan aldım bazı makyaj malzemelerim bitmişti onları aldım , kredi kartına az biraz bir borç vardı , anlayacağınız bu ay ki maaştan da pek bir şey anlamadım bizim amacımız Beşiktaş da Midyeci Ahmet’e gitmekti hoş ben midye falan hiç sevmem , yemem de ama başka yiyecek bir şeyler bulurdum en basiti kokoreç (hoş onu da pek sevdiğim söylenemez ama eşime eşlik ederim ) ama olmadı hem havalar da kötü orası normalde de tıklım tıkışık oluyor bu soğukta dışarılarda bekleyemezdim 😊 Biz de sinemaya giderek ıslatalım dedik. Eşim istiyordu Arif V 216’ya gitmeyi , kaç zamandır bekliyordu , Cinemaximum'da biletler tam 18 öğrenci 16 (Meydan Cinemaximum) biz de Fırsat Bu Fırsat'tan aldık  kişi başı 13.50 TL'ye denk geldi 27 TL vermiş olduk , daha uygun oldu , sinema biletlerinin de maşallahı var hani.. Bakalım bir kaç gün içinde gitmeyi planlıyoruz.


Saygılar..

Share