Mart kapıdan baktırır..!

Gerçekten boşuna dememiş atalarımız “ Mart kapıdan baktırır kazma kürek yaktırır” diye..Neyse bu konuya sonra dönelim ☺️

Yılın en kısa ayı Şubat ayını geri de bıraktık , elimden geldiğince buralara uğramaya çalışıyorum , aralarda boşluklar oluyor haftada bir yazsam bile bana yeter diyorum ama bu pek mümkün olmuyor. İş yerinde internet olsa (Var ama siteler yasaklı) o zaman beni burada bırakırdınız evdeyken de işlerden güçlerden bilgisayarı elime aldığım bile olmuyor..

Buralara uğramadığım zamanlarda bakalım neler yapmışım ;

17 Şubat’ta Serhat’ın , teyzesinin kızının Nişanı vardı . Allah’ım ben böyle bir nişan hayatımda görmedim. Zaten biz gittiğimizde saat 20:30’du ve inanılmaz bir kalabalık vardı yani düğün gibi. 1000 kişilik yerde hiç mi boşluk olmaz arkadaş ben anlamadım ki..İki tarafta Karadenizliymiş o yüzden aşırı bir kalabalık olması normal dediler. Serhat ve Faruk dayı ayakta kaldılar hep, takı bitince millet gitmeye başlayınca sandalye buldular da öyle oturdular.

Bir de ilk defa bir oyun gördüm  “Giresun karşılaması “ . Sizler biliyorsunuzdur belki ama ben bilmiyordum kapalı bir bayan vardı o kadar güzel oynuyordu hayran kaldım ben ya ☺

Dönüşte ‘de Gülay yengelere gittik bize ateşli meyve tabağı hazırladı . Ne alem kadın ya ☺Maytapları dizdi böyle bir şey çıkardı ortaya.

Bunlarda Şubat ayında bitirdiğim kitaplar. Hep Sarah Jio ’dan gittim. Bu kadının kitaplarına gerçekten bayılıyorum . Kitapların konuları çok güzel , kitapta ki duyguların sana geçmesi çok güzel yani kısacası kalemi o kadar güzel ki sana da bunu yansıtıyor.Eskiden hafta’da iki veya üç kitap bitirirdim şimdi zamana bölüyorum en azından hafta da bir kitap bitireyim falan diyorum. Çünkü kitaplar bana yetmiyor. Önüme 10 tane kitap koyun ben onları (hafta içini baz alırsak 5 günden)15 hadi bilemediniz 17 güne bitiririm. Hızlı okuyorum çünkü.

Servisten çektim o yüzden biraz bulanık idare edin ☺

Şubatın son iki günü hastaydım , çok şükür ağır geçmedi ama raporluydum işe gitmedim benim şansıma da kar yağdı. Hoş sulu kardı ama yine de güzeldi , asıl kar Mart'a girer girmez yağdı. Neydi o ya sabah arka bahçeden baktım pek bir şey göremedim bir çıktım anam bu ne resmen kaya kaya gittim ayağımda da klasik bot vardı ben böyle olduğunu bilseydim normal bot giyerdim.

Bir sabah ki havaya bakın bir de akşam ki havaya☺ Neyse en azından bu sene kar yağmadı demeyiz az oldu ama buna da şükür ☺

Bir an evde olmayı ne kadar özlediğimi fark ettim. Bir yandan da sıkıldım. Salı ve Çarşamba raporluydum Çarşamba kendimi biraz daha iyi hissediyordum ve kendime kahve yaptım , kar yağışını izledim kahvemi yudumlayarak. Cidden evde olmayı özlemişim bir de bu evimin keyfini hiç süremedim ki hep bir koşturmacaydı , ilk defa bu evin keyfini hastalandığım zaman çıkardım daha doğrusu bütün gün yattım ☺ama sevdim.Keşke diyorum , dışardan para gelse de ben evimin keyfini çıkarsam çok değil şöyle 1000 TL gelse yeter . Hoş kiramı bile karşılamıyor ama Serhat çalışınca o 1000 tl bize hayli hayli yeter ☺Ne güzel hayaller. Ya da şöyle paşa dedemizden miras kalacak , o mirasla ev alınacak anca ben öyle çalışamıcam☺ Ev kira olmasa Serhat’ta pek çalışmamı istemezdi. Halimize şükürler olsun. İş arayıpta bulamayanlar var , ihtiyacı olup çalışamayanlar. İnsanoğlu nankör bende şükredeceğime nankörlük yapıyorum.

Dün Gratis'e uğradım , aldıklarımın hepsini tek tek yazmıyım dedim zaten anca uğruyorum buralara ☺

Şu kar kış geçsin de yavaş yavaş bahar gelsin ben zaten başlarım “tatile gitmek istiyorum” demelere ☺gidebilir miyim bilemem plan yok Serhat’ın işi yok. Her an bir yere girebilir onu da bilmiyoruz. Bizi ancak bayram seyran paklar o da bayramda seyranda her yerin fiyatı iki katı artıyor hadi ben yeni girmiş olsam bile mesela temmuzda ağustosta izin alabilirim sıkıntı yok ama Serhat bir yere girerse işte o zaman izin alma lüksü olamaz.. Ne bileyim her bahar geldiğinde ben başlıyorum” tatil “diye ve hiçbir şekilde istediğim gibi bir tatile kavuşamıyorum.Bu sene ne olacak bilmiyorum zaman gösterecek. Benim istediğim ise 5 yıldızlı bir otelde her şey dahil bir tatil yapmak ☺Ege kıyısını seviyorum ve bir çok yerini gezdim ama aklım hala gezemediklerimde ☺Mesela Fethiye ve Marmaris gibi.. Bodrum’a zaten bayılıyorum ama oraya gittim , hoş elime fırsat geçse yine giderim yani hiç problem değil tatilin iyisi kötüsü olmaz ☺

Saygılar..

1 ay daha bitti / Hoş geldin Nisan..!

Bir ay ne çabuk geçti yahu , sanki daha dün gibi " hoş geldin mart " postu yazmıştım...Valla göz açıp kapayıncaya kadar günler,aylar yıllar geçiyor. He bir de yaz geliyor ya yazın daha çabuk geçiyor keşke hep yaz olsa veya sadece 1 ay kış olsa ben yazı seviyorum , sıcağı seviyorum ☺

Nisan ayı benim için artık daha değerli geçen sene 2 Nisan'da Bekarlığa Veda Partisi ,

21 Nisan'da Kına gecem ,

24 Nisan'da ise Evlilik Törenimiz gerçekleşti.Şaka maka evleneli 1 sene olacak ☺

Adım gibi bu ay Nisan Yağmurları olabilir ama soğuklar artık olmaz sıcak havaları,çiçekleri,böcekleri özlemişim ☺

Daha önceki yıllarda yazdığım postlara istinaden bu ay yapılacaklar listesi hazırlayayım size ;



İstanbul'u İstanbul yapan , dizilerde İstanbul'la ilgili bir görüntü gösterildiğinde hemen karşımıza çıkan , gecesi gündüzü ayrı güzel olan , küçük bir adacık üzerine inşa edilmiş olan Kız kulesini gezmenizi tavsiye ederim.

Beylerbeyi Köy Kahvesine gidip denize nazır kahvenizi yudumlayabilirsiniz ben her gittiğimde çok kalabalık olduğu için ne içeride ne dışarıda bir türlü yer bulamıyordum ☺

23 Nisan'da Büyükada'ya gidip Aya Yorgi Kilisesine çıkabilirsiniz yıllardır bu günde akın akın Büyükada'ya gidip dileklerin gerçekleştiğine inanılan Aya Yorgi kilisesine çıkılır.

Ben o günde hiç gitmedim , kiliseye çıkayım diye hiç heves etmediğim için olabilir lakin bildiğim kadarıyla epey dik bir yokuş çıkıyorsunuz hani o gün gitmeseniz bile (illa kiliseye girmek zorunda değilsiniz ) başka bir gün sırf gezmek için gidecekseniz harika bir manzarayla buluşacağınızı biliyorum , bende öyle duydum ☺

Her yıl olduğu gibi bu yıl da düzenlenecek olan Lale Festivalini kaçırmayın derim bu güzelim çiçeklerin arasında fotoğraf çektirmek bir harika ☺

Saygılar..

Hoş geldin İlkbahar..!

2015 Göztepe Lale Festivalinden 

Evet bugün 21 Mart ilkbahar'ın başlangıcı bugünden itibaren güneş ışınları Kuzey Yarım Küreye dik düşmeye başlar. Güney Yarım Küre sonbahar'a girerken Kuzey Yarım Küre ilkbahar'a giriyor neden böyle bir giriş yaptım bende bilmiyorum sanki coğrafyam süper ☺ Hatta hiç sevmediğim konulardır bu paralel meridyenler falan neyse Güney Yarım Küredekiler siz ilkbaharla yazı geçirdiniz , kışınızı da doyasıya yaşayın biz de ilkbaharımızı yazımızı doyasıya yaşayalım değil mi ya ? keşke şöyle bi imkanım olsa yazın Türkiye'de yaşasam kışında Güney Yarım Küre de neresi sıcaksa orada yaşasam hayaller hayatlar biz daha Antalya'ya yerleşemiyoruz yurt dışı nerdeeee ☺

Fotoğraf Kaynağı : Kahramanmaraş Belediyesi

Yaz geliyor , ben hala iş bulamadım korkuyorum da yazın ortasında bulurum diye ☺ hoş yazın ortasında bulsam ne olacak bulmasam ne olacak sanki tatil planımız var ? Geçenlerde sabah uyuyorum eşim mesaj attı ona uyandım " Ramazan Bayram'ında Kahramanmaraş'a (Andırın ilçesi) bizim akrabalara gidelim hem sende görürsün köy hayatını " dedi bende " ben işe girersem o zaman ne olacak ? hadi girdim ya bayram seyranım olmazsa hadi oda oldu bu sene bayramlar öyle 9 gün değil ki " dedim gerçekten de öyle Ramazan Bayram'ının ilk günü pazara geliyor yani anca cuma akşamından yola çıkıp salı tekrar döneceksin oda 12 saat bir yolculuk geçireceksin . Bende eskiden derdim " ben hiç köye gitmedim inek sağmak falan merak ediyorum " diye anamm bir baktım kocam böyle bir teklifle geldi☺doğruya doğru hiç öyle köye gitmedim Sivas'ın bile merkezine gittim , diğer yaptığım tatillerde de hiç köy hayatı olan bir yere denk gelmedim merak etmişimdir..

TRT Belgesel de bir program var Doğadaki İnsan diye bizde kanalları geziyorduk şansa denk geldik bu programa neyse Doğadaki İnsan yani Serdar Kılıç dağ evinde yaşıyor işte kendi kendine dağ evini falan yapıyor eşimde oradan şevk aldı böyle köy hayatını merak edip gitmek istiyor Serhat'ta en son çocukken gitmiş . Ne diyeyim şimdilik tatil planı bu gözüküyor ben hala iş bulamazsam çokta masraf olmasın diyerekten en kötü teyzemlerin yazlığına Arsuz'a ( İskenderun'a ) gideriz 1 hafta ..

Ee yaz geliyor eşimin yime DJ lik işleri başlayacak ki şu anda bile bir kaç ay sonrasının rezervasyonlarını alıyor şehir dışından bile arayan var da neyse .. Yahu evleneli 1 sene olacak ben Serhat'ı şu son 2.5 aydır hafta sonu evde görüyorum onun haricinde ya DJ lik yaptı yada çalıştığı yerde ek mesai yaptı bir de şansa kışın evde kışın da insanın evden çıkası bile gelmiyor ki puf ne olacak böyle bilmiyorum biraz kafa dağıtmaya ihtiyacım var sürekli ev ev insanı belli bir süreden sonra basıyor.

İş ilanlarına ilk başlarda hep Kariyer.net den baktım sonra da Secretcv'ye üye olayım dedim ben iş bakarken çok seçici davranıyorum önce yer neresi , sonra çalışma günü , sonra çalışma saatleri falan derken bu süre zarfında az yere başvuru yaptım . Secret cv'ye üye olduktan iki gün sonra bir firma beni aradı görüşmeye çağırdılar bende " nereye geleceğim " dedim bayan " Üsküdar'a ama çalışılacak yer Ümraniye " deyince gözlerim ışıldadı bu arada ben oraya başvuru yapmamıştım onlar beni bulmuşlar .

Şubat'ın başıydı görüşmeye gittim güzel de geçti o hafta sonuna kadar arayacaklarını söylediler ama arayan soran olmadı üzerinden iki hafta mı üç hafta mı ne geçti dayanamadım ben aradım yani nedense oraya çok bel bağladım görüştüğüm bayan " biz de firmadan bilgi bekliyoruz daha net bilgi gelmedi ben sizi arayacağım " dedi Allah Allah hani "arayacağımdan "kasıt ne onu çözemedim ? olumlu mu diye düşündüm yoksa herkese söylenen bir şey midir ? Çünkü görüşme esnasında da bayan " şu an olumlu benim için ama daha görüşmeler yapacağız " dedi..

İlana her gün bakıyorum hala açık gözüküyor ama benim tekrar aramaya yüzüm yok ne yapsam ne etsem dedim o günde annem gelmişti bir hafta önce falan bende annemi arattım :) ay ne komiğim değil mi ? Ama merak ettiğim tek şey "hala arıyorlar mıydı birilerini"  neyse annem kendi adına arıyormuş gibi yaptı . Santral de ki bayan da hemen aktardı İnsan Kaynaklarına çok şaşırdım benim eski çalıştığım yerde öyle şeyler olmuyordu karşı taraf başvuru yaptıysa yada bizim tarafımızdan aranıldıysa biz o şekilde görüştürebiliyorduk sıfır bir iş başvurusu için direkt telefonda bilgi verilmiyordu neyse annemi aktardılar bayan " görüşmeler bitti ilanı kaldıramadık " demiş şimdi görüşmeler bittiyse birileri o işe başladı mı ? Yada hala bilgi mi bekliyorlar ? En son gidicem firmanın oraya dicem böyle böyle başlayan var mı diye . Hani benim tahminim şöyle o hafta bütün görüşmeler yapıldı onlarda beklemeye başladı (onlar dediğim bu aracı firma yani oranın danışmanlığını yapıyorlar )çünkü ben iş görüşmesinden çıktıktan sonra bi tanıdığıma söyledim oda başvuru yaptı aramadılar bile onu . Ne bilim ben bayağı sevdirdim oysa ki kendimi :) bir de evimin işe yakın olması büyük avantaj onlara , yani bence öyle ben olsam beni seçerdim :) Neyse Allah hayırlısını versin dualarınızı eksik etmeyin he bu arada bu çalışılacak yere bir iki kişi değil 30 kişi alınacaktı hadi 100 kişiyle görüştüler benim hiç mi şansım yok yav ☺

Ben yazımı yazdım tam saygılar yazıyordum ki kocamdan bir telefon geldi bu çalışılacak yerde tanıdık var aslında bir değil üç kişi ☺biri eşimin abisi , diğeri ise kayınvalidemin çok yakın arkadaşının eşi , biri de eşimin arkadaşı ama ne yazık ki sadece o binada çalışan eşimin arkadaşı diğerleri sahada çalışıyor ama 20 senesini vermiş biri var sonuçta ( kayınvalidemin arkadaşının eşi ) bence bir yaptırımı olmalıydı en azından konuşulabilirdi ama neyse detayları anlatmıyım iş olumlu veya olumsuz olsun o zaman anlatayım. Kocam arkadaşıyla konuşmuş " başka pozisyonlara alındı da bu pozisyonda daha kimse alınmadı ben bir haber gelirse seni de haberdar ederim " demiş. En azından kimse alınmadı şimdilik içim rahat ve nedense bu işin olacağına çok inandım 6. hissim normalde inanılmaz kuvvetlidir ama bu 6.his mi yoksa gerçekten orayı çok istediğimden midir böyle duygular içindeyim bilemiyorum..Allah yardımcım olsun ve gönlüme göre olsun dualarınızı eksik etmeyin..!

Saygılar..

Hoş geldin Mart..!

Şu son günlerde İstanbul'da havalar mis gibi gidiyor kombiyi çoğu zaman yakmıyoruz bile ☺ Artık sıfırı da tükettik işsizlik maaşı almıyorum zaman ne çabuk geçti 14 Martta işten ayrılalı ve 24 Nisan'da evleneli tam 1 sene olacak ! aa zamanı durdurabilene aşk olsun anlamıyorum nasıl hızlı geçip gitmiş böyle ben bile bazen şaşırıyorum "o kadar oldu mu" diye.Saatler,günler,aylar,yıllar geçiyor 27 yaşımdayım güzel bir çocukluk geçirdiğim günlerin hepsi bir bir aklımda sanki dün gibi..20'li yaşlar çok çabuk geçiyor 3 sene sonra 30 yaşındayım eyvah eyvah !

Bu arada 14 Mart blogumun da 3. yaşı o gün gelsin hep beraber kutlarız ☺

Marttan umutluyum neden umutluyum onu da bilmiyorum iş konusunda netleşeceğini düşünüyorum bir de artık bahar geldi hoş mart kapıdan baktırır kazma kürek yaktırır derler şu sıralar öyle gri havalar yok ama belli olmaz en azından artık İlkbahar geliyor açsın çiçekler , ötsün kuşlar gerçi bizim evde biricik oğlum , minik kuşum yeterince ötüyor üstüne üstlük hafta sonu uyuyoruz ev sessiz sakin bir bakıyorum bizimki dışarıdaki kuşların sesini duyuyor onlarla birlikte ötmeye başlıyor Annesinin kuzusu ya ☺Yakında konuşacak belli , ah bir de şu ısırma huyu olmasa daha iyi olacak..

Bu ay bir boğaz turu yapın derim eh biraz esecek o kadarını da riske alacaksınız :)

Beşiktaş'ı ,Taksim'i , Galata'yı , Karaköy'ü gezin ..

Hafta sonu Çengelköy veya Kandilli civarına gidip misler gibi bir kahvaltı yaparak kendinizi ödüllendirin...

Ortaköy'e gidin kumpir yiyin..

Caddebostan'a gidip denize nazır çekirdeğinizi çitleyin..

Bahar geliyor baharda yapılabilecek en güzel şeyleri nacizane sizlere söylüyorum bende özledim bunları yapmayı bir nevi kendi içimi de dökmüş oluyorum ☺

Hayat kısa , yarın ne olacağını hiçbirimiz bilmiyoruz.

Anı yaşayın , kimseyi kırmayın , vicdanınız her zaman rahat olsun , pişman olacağınız şeylerden uzak durun hayatınızda hep iyikiler olsun.

Saygılar..

Akasya AVM Acıbadem

18 Nisan Cumartesi günü İstanbul'da hava 20 dereceydi.Sevgilimin eğitimi olduğundan plan yapmakta çok zorlanıyoruz.Eğitimin bitmesi ve Sevgilimin yanıma gelmesi saat 15.30'u buluyordu.. Dışarı da gezmek için önceden plan yapmamız gerektiği için bugünü es geçelim başka zaman dolaşırız diyerekten hoop Akasya AVM Acıbadem'e gittik.

Hava gerçekten müthişti motorun üstündeyken bile şişme yelek seni üşütmüyordu.Böyle havaları özlemişiz.. Bir de pek bir trafik vardı. Hem aöf sınavları hemde havanın güzel olmasıyla biz bile yarım saatte vardıysak arabası olanlar yanmıştır diyorum.

Akasya AVM konum olarak İstanbul'un Anadolu yakasında ki elit yerlerinden biri olan Acıbadem'dedir. 1 yıl önce açılan bu AVM 'ye daha önceden hiç gitme fırsatımız olmadı. Hala daha Acıbadem'de oturuyor olsaydım evet çoktan gitmiştim. Ama artık bu taraflara pek yolumuz düşmüyor.

Avm'ye dışarıdan bakıldığında gerçekten bayağı bir büyük..Biz öncelik olarak etrafını gezmeyi tercih ettik. Pek bir güzel yapmışlar. AVM'nin içinden çok dışını daha çok beğendik :)

AVM'nin tam karşısında süs havuzu , mini göleti , düzenli olarak sıralanmış bankları var.Yeşillik , bol oksijen.. Pek bir mutlu ediyor burası bizi durup bol bol fotoğraf çekiyoruz.

Arka tarafa doğru ilerliyoruz. Küçük bir gölet var. Hemen sol'da salıncak bir baba oğlunu sallıyor :) 

Ben hemen gölet'in olduğu yere iniyorum, etrafında bir tur atıyorum ve Sevgilime kendimi bırakıp bol bol fotoğraf çektiriyorum.

Fotoğraf çekmeyi de , çektirmeyi de çok seviyorum ben ya :) Fotoğrafçılık kursuna gidip dış çekim nişan , düğün fotoğrafçılığı işine mi girişsem ne yapsam :) Pek kolay olduğunu düşünmüyorum ama emin çok eğlencilidir.

Artık AVM'nin içine girelim bir zahmet diyerekten içeri daldık. Nereye gideceğimizi pek kestiremedik. Sağ tarafa doğru ilerlemeye başladık.

AVM'nin içi oldukça geniş , ferah , yığılma yok. Rahat rahat yürüyebiliyorsun. Gerçi havanın güzel olması da eminim bir çok insanı AVM'lere değil çayırlara çimenlere atmıştır.Bizde bu hafta sonu birşeyler yapmayı planlıyoruz fakat Sevgilimin eğitim durumu ne olur saat kaçta biter onu bilemediğimden her an herşey olabilir diyerekten şimdiden planımız hakkında ipucu vermeyeyim :)

Akasya İnfo adı verilen bu elektronik alet çok hoş , dokunmatik olarak çalışıyor. Hatta arama tuşuna basaraktan hangi mağazanın hangi katta olduğunu rahatlıkla görebiliyorsunuz.

Sevgilim Pull&Bear ve Bershka 'ya baktı ardından Burger King olarak arama yaptı hepsinin 2. katta olduğunu öğrendikten sonra hop yukarı çıktık.

Sevdiceğim eğitimden geldiği için önce yemek yedik. İşte burası çok hoştu yemek yenilecek katta yani 2. katta. Hem açık hem kapalı alan var. Her ne kadar örnek değiliz farkındayım ama biz sigara içenler için bu durum çok kötü oluyor. İçeri giriyorsunuz bir daha dışarı çıkmak zorunda kalıyorsun. Hatta bazen sırf tekrardan onca katı in çık yapacağına sigara içmekten vazgeçiyorsun ee bu sefer de şöyle gönül rahatlığıyla bir kahve bir sigara yapamıyorsun..Neyse biz yemek yedik arka tarafa doğru ilerledik. Açık alanda kahve dünyası v.s bir çok cafe var. Hatta biz bilseydik yemeğimizi alıp direkt buraya çıkardık bu şekilde yapan çok var. 

Yemeğimizi yedik önce Pull&Bear'a gittik. Benim dikkatimi çeken etraftaki kıyafetler değil bu WosWos Minibüs oldu :) Sevgilime " sen git dolan ben buralardayım " dedim :) Önce etraflıca bir kontrol ettim "acaba binsem mi " diye düşündüm ama Sevgilim geldiğinde " ne işin var senin aşkım çocuk gibisin " diyecek diye bu fikrimden vazgeçtim.. He bu arada o woswos'un ne işi vardı diye sorarsanız , arkasında ayakkabılar var :)

Bershka , Zara bir çok mağazaya girip çıktık. Maksat bakmaktı :) Benim alışveriş günüm daha gelmedi. Yakındır gelmesi . Bir ara bi alışverişe çıkacağım ve aklımda ne varsa neye ihtiyacım varsa hepsini birden alacağım :) Listeyi yaptım. Eee malum yaz da geldi birşeyler almak lazım.

Yürüyen merdivenlerden iniyorduk ki hemen sol da Victoria's Secret'ı gördüm. Sevdiceğimi dışarda bıraktım ben içeri daldım. Çok güzel çok cici şeyler beğendim fakat deneme fırsatım olmadı malum Sevgilim dışarda bekliyordu benim oraya giripte çıkmam öyle 5-10 dk da olmazdı.

Bu arada fotoğraflayamadım ama Akasya'nın içinde KidZania' ya var. 4-14 yaşında ki çocukların ,biz yetişkinlerin taşıdığı rollere bürünmelerine imkan veriliyor. Sevgili çocuklar hem eğleniyor hemde öğreniyorlar. Daha da açmak gerekirse çocuklar burada , İtfaiyeci,Doktor,Diş hekimi  v.s. gibi meslekleri canlandırabiliyor...Ayrıca 0-4 yaş çocuklar içinde özel bir bölümü de var.

Fiyatlar  :
0-1 Yaş     - Ücretsiz  (
2-3 Yaş  -   30 TL
4-14 Yaş  -  55 TL
Yetişkin   -  25 TL  ( 7 yaşına kadar ki çocuklar velisiz giremiyor )

Günün sonunda Sevdiceğimle birer kahve içecektik fakat benim Anneanneme gitmem gerekiyordu . Hem Sevgilime de haksızlık etmek istemiyordum. İki haftadır üstüste hafta içi iş hafta sonu eğitimdeydi dinlenmeye vakti olmuyordu. Eve gidip dinlenmesi için müsade ettim bende. Valla gene iyi dayanıyor ben bazen 6 gün bile çalışınca yorgun oluyorum..Maşallah Maşallah Nişanlıcığıma :)

Saygılar..

Beylerbeyi Gezisi

Sevgilimin cumartesi ve pazar günleri eğitiminin başlamasıyla birlikte bu güzel havalarda ikimize ortak olabilecek neresi olabilir diye düşünürken Boğaziçi köprüsünün anadolu yakasında ki ayağının başladığı , caddeler boyunca uzanan cafeleri ve restaurantları , hamamı ve sarayıyla Beylerbeyi geldi aklıma.Zaten şansımıza havalar düzeldi Sevgilim 'in eğitimi çıktı ! Bahtsız biz..

12 Nisan Pazar günü hava gerçekten miss gibiydi. Güneş yakıcılığını bir hayli fazla gösteriyordu giydiğim o monta bakmayın ara ara çıkardım zaten Allahtan içimde tişört vardı :) Evde hazırlanıyorken sevgilim" çıkıyoruz "dedi. Hemen hızlı hızlı son rötuşları yapıp evden çıktım. Bakın Sevgilim taaaaa Maslaktan Beylerbeyine geliyor. Ben alt tarafı bana 15 dakika mesafesi bile olmayan Beylerbeyine ondan sonra gidiyorum. Sıcak havayı gören dışarı çıktığı için Çengelköy ve Beylerbeyini takip eden o sahil şeridi fenaydı. Hatta bir ara inip yürüsem daha çabuk giderim dedim çünkü yarım saatte anca vardım. Trafiksiz bir şehirde yaşamak nasıl bir duygu ki acep ? :)

Sevgilimle Beylerbeyi ışıklarda buluştuk hemen ışıkların orada ki sokağa girdik.

Burada bir çok sıralanmış cafeleri ve restaurantları bir arada denize nazır şekilde bulabilirsiniz.

Öncelikle Sevgiliyle sahil şeridini takip ettik , camii'nin içine girdik (bahçesine ) gezdik. Sahilde güzel fotoğraflar çektik.

Nasıl da Boğazı izliyor. Keyife bak be :)

Tekrardan geri dönüp sahil boyunca sıralanmış cafelerin ve restaurantların önünden geçtik.

Yukarıda fotoğrafını çektiğimiz sokağa yani iskelenin oraya doğru saptık.

Ben " Beylerbeyi köy kahvesi "adında bir mekana gitmek istiyordum. Buranın kahvesi bir harikaymış öyle duymuştum ama bakar mısınız ne içerde ne dışarda hiçbir yerde oturacak yer yoktu.

Bir süre orada dolandık ama ı ıhh nafile diyerekten ilerlemeye devam ettik.

Fotoğrafta birşey dikkat ettiniz mi ?

Arkada ki amcam da poz vermiş :)

Ara sokaklara girdiğinizde incik boncuk , kılık kıyafet satan bir çok dükkan bulabilirsiniz :)

 

Ana caddeye çıktık Sevgilim" Çiğ köfte yiyelim mi " dedi hoop kendimizi Komagene'de bulduk.. Güzeldi , her ne kadar Arsemia'nın kini daha çok sevsemde bunun da hakkını yememek lazım şimdi değil mi ya :)

Çiğ köfteleri mideye indirirken gözüme "Komagene'nin Tarihçesi " takıldı. Buyrun bilmeyenler için keyifli okumalar :)

Şansımızı yine deneyip tekrardan Köy Kahvesine döndük ama hiç ilerleme yoktu. Tekrar geri dönüp ana caddeye çıktık bu sefer ki güzergahımız Beylerbeyi Mado oldu. Daha önceden bununla ilgili post yazmıştım. 

Boğaza nazır bir yerde olmasına rağmen hiç Boğazı göremeyen biz en diplerde kaldık :)

Bir hayli kalabalıktı .. 

İki tane Latte söyledik. İçtik içmesine de pek beğenmedik hatta bıraktık . Daha önce Sevgilim Mado'dan Latte içmişti beğenmişti buradakini beğenmedi . Belki de bizim ağzımızın tadı yoktu :) Malum çiğ köftenin ardından çay yerine Latte içersek böyle olur..

Saygılar