30 Nisan 2014 Çarşamba

3 yıl önce bugün..!




                                                   Sevgilim , Aşkım , Bitanem..

    Hatırlamısın 3 yıl önce bugün bana attığın ilk "Yağmur "mesajını ?
Biz 3 yıl önce , bugün ilişkimizin ilk temelini atmıştık..Evet 30 Nisanda çıkmadık ama biz bugünleri hep özel bildik.. 30 Nisan , 30 Mayıs , 15 Haziran ..! Kim derdi sana da , bana da " Siz uzun süre birlikte olup , evliliğe adım atacaksınız " diye .. Biri bunları 3 yıl önce deseydi gülerdik , hele ben kahkaha atardım. Ama şimdi diyorum ki iyi ki bana " Yağmur " mesajını atmışsın , iyi ki seninle görüşmem için çaba sarfetmişsin..


Her yıl bu günlerimizi kutluyoruz ..Ama bu sene yanımda değilsin.. Bu bizim ilk ayrı kaldığımız 30 Nisanımız ve bunun yanında ayrı kalacağımız 30 Mayısımız da olacak. En azından 30 Mayısta yanımda olsaydın da o gün önce Çengelköy Çınaraltına gidip daha sonra Kahverengi Cafeye gidip Aşk Tazeleseydik.
Biz bayanlar özel günlere gereğinden fazla önem veriyoruz. Serhatımda aynı şeyi söylüyor , "aşkım çok takılıyorsun bu özel günlere " :)

Seni Çok Seviyorum Herşeyim..

Seninle yaşlanmak istiyorum...
İyi ki benimlesin ,
İyi ki seninleyim...

30 Nisan ilk mesajlaşma , ilk konuşma günümüz kutlu olsun :)


29 Nisan 2014 Salı

Kimsede olmayan ;


28 Nisan 2014 Pazartesi

Sevgili Günlükcüm / 9

28.o4.2o14 / Pazartesi

Sevgili Günlükcüm ,

       Yoğun iş temposundan mümkün olduğunca blog yazmaya çalışıyorum ama bu hafta ki yoğunluk , olmaz olsun :) Yine de Halil Sezaiden İsyeann moduna geçmeyelim , halimize şükredelim.
      23 Nisan Çarşamba Sevgilime Çarşı izni vermişler. Nitekim bende ogün izinli olduğum için Sevgilimle internette doya doya konuştuk. Allah yüzümüze gülüyorda bu hafta yani dün (27.o4) tekrar çarşıya çıktı. Dün çok konuşamasakta onu o kamerada görmek o kadar güzel bir duygu ki..Ben her kamerada konuştuğum da sanki yıllar yıllar geçmiş üstünden de ilk defa görüyor gibi heyecanlı oluyorum. Özlüyorum..Bir gün ayrı kalamadığın Sevgilinden 5.5 ayrı kalmak o kadar zor ki.. Allah ikimize de sabır veriyor ve üstesinden geliyoruz bu askerliğin. Mümkün olduğunca mesajlaşıyoruz , mümkün olduğunca telefonla konuşuyoruz. Bu aralar Evlilikten çok bahseder olduk :) 2o15 yılında evliliği düşünmemize rağmen , böyle evlilik muhabbetlerine girince sanki hemen gelir gelmez evlenicez gibi hissediyorum :) Bir mucize olsa da düğünümüz için , ev ihtiyaçlarımız için gökten para yağsa biz de hemen evlensek ne güzel olurdu =P Yine de diyorum ki, geç olsun güç olmasın. Allah evlenenlere yardım eder.
     26 Nisan Cumartesi günü sabah 08.30'du uyandığımda o gün için o kadar heyecanlıydım ki :) Müstakbel Kayınvalidem'le birlikte , Kardeşinin yeni doğmuş ikizlerini ziyarete gidecektik :) Sevgi teyzeyle(kayınvalidem) bir kaç kez aynı ortamda olmamıza rağmen ben her seferinde bir heyecan yaşıyorum sormayın gitsin..Eh bir de ilk defa Serhatım olmadan bir yere gidecektik. Sevgilimde heyecanlıydı ne hikmetse :) Serhatımın dayısı ve yengesiyle daha önceden tanışmıştım. Hatta Serhatımın ailesinden ilk tanıştığım kişiler onlardı diyebilirim :) Tek başıma gidiyor olsaydım bu kadar heyecan yapmazdım ama Sevgi teyzeyle gidince heyecanım iki katı arttı.Cumartesi günü erkenden kalktığım için önce kahvaltı yaptım daha sonrasında saçımı başımı düzelttim , kıyafetlerimi seçtim "hımm hangisini giysem" , " bu olmadı ya " "of off hiçbirşeyim yok" bu laf da kadınların klasik lafıdır zaten ;Giyecek hiçbirşeyim yok :) Sevgilime " aşkım alışverişe gidelim mi giyecek hiç birşeyim yok " diyorum " oha aşkım ya varya bir dolap dolusu kıyafetin" der :) En sonunda pantolon üzerine bir bluz beğendim de giyindim.Hafifte bir makyaj yaptım.Hazırdım :) Saat 13.00'a doğru evden çıktım Ümraniye Santralde Sevgi Teyzeyle buluşacaktık. Ben biraz erken gittim neyse ki Sevgi teyze de iki dakika sonra geldi. Sarılma, öpüşme faslından sonra yola koyulduk.Sohbet, muhabbet koyulaştı bir yandan sevgilim mesaj atıyor. "Ne yapıyorsunuz aşkım , nerdesiniz aşkım , ne konuşuyorsunuz aşkım " diye :) Sevgilime de yetmeye çalışıyorum bir yandan . Yarım saatin sonunda Tarık abilerin evindeydik. "Merhaba nasılsınız " muhabbetlerinden sonra ben bir köşede kıvrılmış hanım hanımcık duruyordum Sevgi Teyze yanına çağırdı.Beraber gelin kaynana oturduk :) Gittiğimizde bebişler uyuyordu :) Baktık odadan bir ağlama sesi :)


Maşallah..! Ela

Ela hanım  uyanmış daha üç aylıklar zaten bir süre küvezde de kaldılar. Ama bu diğerine göre daha küçük kucağıma aldığımda o kadar korktum ki..bir de bir bakışı var.. " Cazgır " diyorlar :) Çok fenaymış. Hanım anne sütü istemiyormuş , hanım sürekli ağlıyormuş , hanım uyumuyormuş :) Elif daha uysalmış ve daha topluymuş :) Zaten gördüğümde direk yanaklarını ısırasım geldi.

Maşallah..! Elif

Ela hanımı uyutmak biraz güç oldu. O uyuduktan bir 10 dakika sonra Elif hanım uyandı :) gittim minicik ellerini sevdim,baktım bana gülümsüyor gülay yengeye de " bende esmerim ya kan çekti " diyorum :) İkizler ama birbirinden zıt ikizler Ela daha açık Baba tarafı gibi , Elif daha esmer Anne gibi. Zaten Elif anneye benzeyecek bu belli oldu :) Elif hanımı bir güzel uyutmaya çalışırken diğeri de uyanmaz mı :) Allah yardımcısı olsun Gülay Yengenin :) Çok zor.. Bu zamanda tek çocuğa bile bakmak zorken ikisi bir arada Allah güç kuvvet sabır versin diyorum :)
He bu arada Gülay Yengenin Annesi Hatice Teyze de "Sevgi , iki hafta sonra keşkek yemeye gel , ama bu kızı da getir " dedi :) Ay bir utandım , bir sevindim ..Sevgilimde " aileden oldun " diyordu da inanmıyordum :) Bir de artık rahatım her ne kadar utansamda , heyecanlansam da onlar benim ailem olacak bu yüzden bu duruma alışmam lazım. Eh ilerleyen zamanlarda Sevgi Teyze demek yerine bir de Anne demem gerekecek . Nasıl zorlanıcağımı şimdiden tahmin edebiliyorum  :)

       27 Nisan Kumral Kuzum Ekrem'in doğumgünüydü . Ailecek bu hafta da orada toplandık :)


  Menümüz ; Peynirli Poğaça , Sade ve Patatesli Katmer, Kısır , Makarna Salatası ve En bir sevdiğim Etli yaprak sarması :)



Pastayı götürme işi gene bana düşmüştü. Şu maytapları da sevemiyorum ya :) Kokusu fena pastaya siniyor.
Yemekler yenildi , pasta kesildi..Sırada hediyeler vardı :) Maşallah tüm aile anlaşmış gibi hepimiz Lego almışız.Zaten Lego istiyordu ama herkesinde alacağını tahmin edemedim açıkcası :) Ben Uçaklı Lego aldım , Teyzem Ev'li Lego , Dayım ( Ekremin babası) Starwars'lu Lego , Anneannesi Trenli Lego :) Daha da çeşit çeşit vardı ama ben aklımda bu kadarını tuttum. Sadece Emre " Uzaktan kumandalı Araba " almış bir de Ekremin arkadaşı " Fenerbahçe Topu" almış :)

Bir günlüğün daha sonuna geldik :) 
İş yoğunluğundan dolayı kısa kesiyorum :)
Saygılar..

Şafak : 43 / Kütahya

Sen uyurken ;

25 Nisan 2014 Cuma

Kanlıca Paysage


29.o9.2o12 Cumartesi..
Masal gibi bir düğün eğlencesiydi..

Bir çok arkadaşımın elimden geldiğince düğünlerine gitmişimdir ama hiç biri Mehmet Ali ve Songül'ün ki gibi aklımda kalmadı ..
Sevgili arkadaşlarımın nikahı Ümraniye Evlendirme Dairesinde oldu ve akşamına da eğlence olarak Kanlıca Paysage da kutlandı..
Düğünün detaylarına geçmeden önce biraz Kanlıcadan bahsedelim. Kanlıca deyince ilk akla gelen Kanlıca Yoğurdudur :) Kanlıca yoğurdunu önemli kılan , yoğurdun kullanımında kullanılan süt tozu ve üzerine konulduğu pudra şekeridir. Gerçekten güzel bir lezzeti oluyor. Kanlıcaya gidip yoğurt yemeden sakın ama sakın dönmeyin derim :) Ölmeden önce yapılacaklar listesine muhakkak "Kanlıca da Yoğurt yemek " diye yazmalısınız benden söylemesi :)
  Kanlıca Beykoz İlçesine bağlıdır hatta Beykoz'un ünlü semtidir diyebilirim..Kanlıca ; sahil boyunca sıra sıra dizilen yalıları , Anadolu Yakasının en yeşillik alanlarından biri olan Mihrabad Korosunun manzarası ve oksijeniyle önemli bir yere sahip.Nitekim Sevgili Sezen Aksu'nun evi de Kanlıcadadır ve Kanlıcadan esinlenerek yazdığı şarkı ise " Uzanıp , Kanlıcanın orta yerinde bir taşa.. Ah İstanbul , istanbul olalı "

Düğün Faslımıza artık geçelim :)



Mekanın Fotoğrafları 
Kanlıca Paysage resmi sitesinden alınmıştır.





Kanlıca Paysage ;  Resimlerde de görüldüğü gibi hem doğa manzarasına hemde boğaz manzarasına sahiptir.Bize ayrılan alan teras katıydı ve terası görünce iyiki de teras katı tercih etmişler dedim çünkü boğazın tüm güzelliğini izleyebiliyorduk..Teras katı ;yarı kapalı yarı açıktı. Eylül ayında olmamıza rağmen soğuk havayı pek hissetmiyorduk , sadece hafif bir rüzgar esintisi vardı ama o da kalabalığın etkisiyle hissedilmiyordu..




Masamıza kurulmamızın biraz sonrasında ise Sevgili arkadaşlarım Mehmet Ali  & Songül'ün çıkış anına şahit olduk. Allah bir yastıkta kocatsın .. ! İkisine de mekanı seçme konusunda hayran kaldım.. Gelen misafirlerin nasıl eğlenebileceğini gerçekten çözmüşlerdi .. Bu yüzden onlara tekrar tekrar teşekkür ederim :)






Güzel bir çıkış anı , misafirlere gülücük dağıtma , öpüşme faslı derken sıra yiyeceğimiz yemeklere geldi :) Yemek menüsü; Köfte , Tavuk ve Balık , içecekleri  ise; Sınırsız Alkollü ve Alkolsüz içecekler . Daha önceden hiç gelmediğim bu yerin yemeklerininin lezzetini çok merak ediyordum. Yemek menüsünde de bana en uygunu Köfteydi. Balık sevmediğim , hatta kokusuna bile dayanamadığım için direkt onu eledim. Tavukla da pek aram yoktur o yüzden en temizi köfte :) İçecek olarakta Alkolsüz vazgeçilmezim Sprite :) Benim Colayla , İcea tea'yle aram yoktur en temizi Sprite :)
Yemeklerimiz geldiğinde aslında çokta aç değildik çünkü biz birkaç saat öncesinden karnımızı zaten Alperenlerde doyurmuştuk :) Ama yinede bir şekilde yavaş yavaşta olsa yedik. Imm.. Lezzetliydi..Gerçekten bu lezzetli köfte içinde mekan benden 10 numara 5 yıldız daha aldı :) . Servisine de diyecek sözüm yok , gerçekten serviste hızlıydı ne istediysek çok vakit geçmeden geldi ..





Oyun alanı küçüktü ama yinede dans etmemize engel olmuyordu.. Biz sevgilimle zaten dans etmeyi çok sevdiğimiz için bize her yer geniş alan :) Sevgilimde bir oynar bir oynar ki anlatamam bütün herkesi kendine hayran bırakır.. Bizim masadakiler, diğer masadakiler koptular zaten Sevgilime. Bayıldılar valla. Mehmet Ali bile , bende sizin düğününüzde oynarım artık dedi :)


  Gerçekten  çok eğlenceli bir düğün oldu . Bizim arkadaşlardan bazıları alkolü birazcık fazla kaçırdı , çok şükür ki Serhat alkol almamıştı.Çıkışta zaten komik anlar yaşadık ,  Vale'nin arabayı getirmesini beklerken bir arkadaşımız " Vale , vale gel buraya vale bozuntusu " diye bağırması mı , Serhatın arabayı kullanırken , bir arkadaşımız kendi evine döneceği sokağı karıştırması mı , Arkadaşlardan birinin camı açıp " Uyanınn "demesi mi , Sevdiceğimle Ümraniyeye gidene kadar Hepsini teker teker eve bırakmamız mı :) Kimseye zararımız yoktu ama yine de insan tereddüt ediyordu ve çok komik anlar yaşanıyordu. Yine de o gün çok güzel geçti. Her ne kadar çıkışta komik anlara denk gelsekte bu da bizim aklımızda komik bir anı olarak kaldı :)


Kanlıca Paysage da ki O manzarayı, o şarkıları ,  o eğlenceyi görünce insanın evlenesi geliyor :)

Allah tüm bekarların karşısına hayırlı kısmetler çıkartsın :)
Amin.

Saygılar..

Şafak : 46 / Kahramanmaraş

22 Nisan 2014 Salı

Boğaziçi Köprüsünün Binbir Çeşit Hali



İstanbul'un incisidir Boğaziçi Köprüsü. Gece ayrı güzel , gündüzü ayrı güzel..Gün doğumu ayrı güzel , gün batımı ayrı güzel..Hele bir de yaz olunca pırıl pırıl denizin üstünde ki  teknelerin , gemilerin geçişini izlemek , havaii fişeklerin gökte ki şölenini izlemek , hayaller kurmak o kadar güzel oluyor ki..

29 Ekim Cumhuriyet Bayramında ki  Köprü üzerinde yapılan ışıklandırma ve havaii fişek gösterisini izlemek o kadar mutlu etmişti ki beni " İyi ki İstanbulda yaşıyorum " dedim.


Bir tanecik sevgilimi özlediğimde Boğaz'a bakarım.. Hayaller kurarım.."Keşke yanımda olsa şu manzaraya birlikte baksak " derim..Hele bir de yaz yaklaşınca insanın özlemi daha çok artıyor,nedendir bilinmez.Cıvıl cıvıl kuşların sesi , pırıl pırıl bir deniz , çiçeklerin açması , güneşin sıcaklığı bana sevgilimi daha çok özletir oldu..Kışın kasvetli havalarda veyaYağmurlu havalarda Boğazı sevemiyorum..Aslında Boğazın yaptığı birşey yok havanın kasveti benide etkiliyor, hiç dışarı bakasım gelmiyor, zaten kışın çoğu zaman sisli olduğu için köprü yok gibi oluyordu. Hele bu sene bir akşam aniden bastıran kar'ın etkisiyle köprünün yok olmasına ne demeli bilinmez :) Bir baktım iki dakika önce duran köprü yerini boş bir karanlığa bırakmıştı.Annemlere de " iyi ki de köprü varmış yoksa burası böyle bomboş hiçbir ifade etmezmiş " dedim :)








                           



Hemen hemen taşınmamızdan bir 10 gün sonra Sevgilimle arkadaşlarımızı bize davet ettik.Ramazan ayında olduğumuz için iftar sonrası çaya davet ettim. Ogün nedense çok heyecanlandım. Sanki Serhatımla evliyiz de ilk misafir ağırlaşıyımmış gibi hissettim :) İş çıkışı şirketin karşısında ki pastaneden eklermeyveli tartöletler aldım daha sonrasında Migrosa uğrayıp Paykek almıştım. O zamanlarda yeni çıkmıştı bu paykek , eh bir de oruç tutunca insan ister istemez önüne gelen herşeyi almak istiyordu :)Eve gittim bir güzel yemekleri yiyip, İftar sonrasını beklemeye başladım.Hazır hava güzel, ee manzarada 10 numara 5 yıldız olunca Balkona hazırladım.Ekleri , meyveli tartöletleri ve Paykeki güzel bir şekilde dizdim . Ayrıca çeşit çeşit kuruyemiş ve meyvelerde masada yerini aldı.Çay bardaklarını masaya koydum.Çaydanlığıda şöyle bir çözüm ürettim.Sürekli çayları tazelemek için mutfağa gitmektense, portatif , taşınabilir, küçük elektrikli ocağı balkona getirdim :) Hem çayımız sürekli sıcak kalacaktı hemde muhabbet ederken sürekli mutfağa gidip gelmeyecektim :) Hazırladığım masaya şöyle bir baktım..İyi hoş güzel olmuştu da sanki biraz karanlıktı ? Işığı açsam , ı ıhh bu seferde çok aydınlık oluyordu. Bende bir koşu odam da ki , salonda ki Mumları topladım, teker teker yaktım bu sefer evet istediğim gibi olmuştu ..! İçime sinmişti :) Artık hazırdım..Umarım beğenirler , acaba ne diyecekler diye düşünmeye başladım..Sevgilim birazdan geliyoruz diye mesaj attı. Çıktım Balkonda beklemeye başladım. Gelmişlerdi ve benim kalbim küt küt atıyordu. Diyorum ya , sanki ilk defa misafir çağırıyordum eve. Aslında onlar ilk defa geliyorlardı ama olsun yine de heyecanlıydım .. Eve girdiler, önce bir evi gezdirdim en sona Salonu sakladım asıl manzara ordaydı. Zaten salona girdiklerinde manzaraya falan hayran kaldılar :) Balkona geçtiğimizde de hepsi " Ellerine sağlık bu kadar hazırlık yapmana gerek yoktu " , " Çok güzel olmuş çok beğendim " dediler. Sevgilim bile yanımdan mesaj atıyordu." Aşkım teşekkür ederim çok güzel olmuş " diye :)Adam benden böyle bir performans beklemiyordu belli ki :) Oysa onada çok kez romantik masalar hazırladım ama sanırım bu arkadaşlarımızla olunca şaşırdı :) Herkes böyle bana iltifat yağdırınca , ben bir sevindim bir havalandım sormayın gitsin :) Gün boyuda Sevgilime "gelmeden önce söyleyin" , "çıkınca söyleyin" , "yaklaşınca söyleyin "diye mesaj atıyordum.Serhatımda" ne yapacaksın ki ya bu kadar " dedi. Bende " ee hazırlık " diyordum.Tüm gün onu sıkıştırmanın sebebini görünce anladı oda :)

Saygılar..

Şafak :49 / Muş

21 Nisan 2014 Pazartesi

Sevgili Günlükcüm / 8

                      21.o4.2o14/ Pazartesi

Sevgili Günlükcüm ,

         Cumartesi (19.o4.) ve Pazar (20.o4) iki günde Sevgilimin , Askerimin , Bitanecik Aşkımın Çarşı günüydü.2 günde de Sevgilim için fedakarlık yapıp sabahları erken kalktım. Güzel güzel konuştuk bitanemle .."Gelmek istiyorum " dedi " Az kaldı sabret aşkım " dedim.. Bende kendimi az kaldı diye avutuyorum, evet aslında hesaplayınca az kaldı sayılır 49 veya 50 gün sonra geliyor..Ama sorun o 50 günü bana ve Serhatıma ? O burun kıvırdığımız 50 gün bile insana bir ömür gibi geliyor.Kimse başına gelmeden bilemez.. " Ne kadar kaldı Serhatın " diyorlar " 50 gün " diyorum " aaa az kalmış ne kadar da çabuk geçti " diyor herkes , bende bir başlıyorum çıldırmaya (=  "ee tabi size göre hava hoş , siz beklemiyorsunuz , size göre göz açıp kapayıncaya kadar geçiyor , bide bize sorun "  diyesim geliyor ama diyemiyorum. Daha önceden Asker yolu bekleyenlerden başka kimse beni anlamıyor (= Şu Askerliğin özlemek dışında ki  en kötü olayı da ne biliyor musunuz ? Yanında olmasını isteyipte yanında olamaması.. Evet uzaktan uzağa birbirine özlemi oluyor insanın , aşkı kuvvetlendiriyor bu özlem.. O seni aradığında eskisi gibi değil daha çok heyecanlanıyorsun , O sana mesaj attığında eskisi gibi şu işimi bitireyim sonra mesaj atıyım demiyorsun anında cevap vermek istiyorsun çünkü özlemişsin ve ondan gelecek bir telefona , ondan gelecek bir mesaja bakıyorsun artık..Bir çok kez " Keşke yanımda olsaydı " dedim.Kuzenlerimin doğumgünü oluyor, arkadaşlarım nişanlanıyor , evleniyor " Keşke yanımda olsaydı   "diyorum . İlla özel zamanlar için de değil. Molaya çıktığımda elele gezen çiftleri görünce, sinirlendiğimde , duygusallaştığımda , birileriyle tartıştığımda "yanımda olsaydı elimi tutsaydı , beni sakinleştirseydi "diyorum..Bana sadece " Geçecek aşkım " demesini bile o kadar özlüyorum ki. İstanbuldayken " geçecek geçecek diyorsun geçmiyor ama " diyordum şimdi ise yanımda olsa da sadece " Geçecek " dese. O hayran olduğum gülüşüyle bana baksa , o tok ses tonuyla beni tekrar aşık etse kendisine..Ben bu aralar gerçekten çok duygusallaştım. Zaman daraldıkça duygusallık ikimizde de ön planda.Biz Sevgilimle sabretmeyi , birbirimizin ayrılmaz bir bütün olduğunu Askerlik sayesinde öğrendik..Elbette ufak çaplı kavgalarımız oluyor ,Sevgilim askerdeyken bile benim alttan almam gereken konularda alttan almamakla direniyorum , Sevgilim de bazı şeyleri gereğinden fazla sıkıyor ama yinede biz ayrılmaz bir bütün olmuşuz birbirimizden kopmuyoruz. Zaten Sevgilimin bende en çok sevdiği huy. Her ne kadar kavga etsekte , her ne kadar kızgın olsakta , kırılmış olsam da kırılmış olsada beni aradığında veya mesaj attğında "telefonum açıktır" hiç kapanmaz. Hayatta kapatmam veya hayatta cevap vermemezlik yapmam , aradığında açmamazlık yapmam..Bu Serhatım içinde geçerli , oda kapatmaz, oda mesaj atar , o da açar..Biz birbirimizi tamamlıyoruz...!
      İşin içinde Sevgilim varsa sayfalarca onunla ilgili yazı yaz deseler hiç düşünmeden yazarım (=

         Cumartesi günü Sarı Kuzumun doğumgünüydü.. Normalde 23 Nisan ama bütün aileyi anca haftasonuna topladığımız için Cumartesi günü yapalım dedik bu hafta sonu da diğer Kumral Kuzunun doğumgünü (= Onunda normalde 24 Nisan onunkinide Allahın izniyle bu hafta Pazar kutlayacağız.






                         


         Kuzularımın ikisinede Lego aldım (= Emre ve Ekrem Lego istiyorlarmış biri Ev 'li Lego biri Arabalı Lego. Küçük Teyzem onların istediğini aldı eh bende farklılık yapıyım dedim Uçaklı Lego aldım (=

Ada kuzuma içimden geldiği için  Barbie aldım.Özel bir sebebi yok hatta verdiğimde hediyeyi " Neden aldın Yağmur Abla" dedi.Çocukta şaşırdı bayram değil seyran değil Yağmur Ablam neden Barbie aldı diye.. bende "içimden geldi " dedim.. Açtı hediye paketini " Gerçekten çok teşekkür ederim " dedi bende " Gerçekten çok beğendin mi " dedim. (= Teyzeme sordum da çok beğenmiş ama utanmış.10 yaşında ki cadı kız kendini borçlu hissetmiş  (= Emrecikte ogün açmadı hediyesini dün açmış , oda çok beğenmiş..Çocukları sevindirmek kadar güzel birşey yok..

                         

Doğumgünü Süslemeleri :)


                         

     Menümüz ; Gül Böreği , Pizza , Makarna Salatası , Kısır , Zeytinyağlı Yaprak Sarması ve Kurabiye :) Kurabiye dışındaki tüm yiyecekler El yapımıdır :) Özellikle Anneciğimin yapmış olduğu Pizza dillere destan oldu.2 tepsi Pizzadan tek bir tane bile kalmadı. 


                        

           

        Sarı kuzumun bebeklik hallerine her baktığımda keşke bu çocuk küçülse diyorum o kadar tatlıydı ki ısırıyordum. Maşallah benim Sarışınama.Ablası onun gülüşünü yer yer..



Pastayı getirme işi bana düştü.Pastanın üzeri ; Futbol sahası ve futbolcular var.Mumlar , futbolculara değmesin diye ağır ağır yürüyordum :)



Burada dilek tutuyor :)

                                 

                                           





       








          
                      Küçükler büyüdükçe bende anlıyorum ki yaşlanıyorum artık :) Hepsi elimde büyüdü sayılır. Onların büyümelerini görmek güzel de kendi yaşının ilerlediğini bilmek kötü . Küçükken her çocuk gibi  bende çok meraklıydım doğumgünlerine..Şimdi ise , olsa da olur olmasa da diyorum.Hatta " doğumgünü kutlamasını sevmem " diyenlere çok şaşırırdım. Doğumgünü ya bu , senin doğduğun gün derdim şimdi ise onları anlıyorum yaşlandıklarını söylememek için doğumgünü kutlamasını sevmiyorum diyorlarmışta daha yeni anlıyorum :)

                                                        Saygılar...

                                                        Şafak : 50 /Nevşehir


17 Nisan 2014 Perşembe

Alperenler Aile Çay Bahçesi

                     

     Sevgilimle resimlerimize bakarken ki hemen hemen hergün resimlerimize bakıyorum. Fotoğraflarımızın arasında Alperenler dikkatimi çekti..Film şeridi gibi gözümün önünden geçti anılarımız.. Bir off çektim  karşı ki dağlar yıkıldı..! =P

          Alperenler'e yaz kış gitmişizdir.Çengelköyden sıkılıp farklı bir yere gitmek isteyenler için ideal bir yer :) Yazı ayrı , kışı ayrı güzeldir. Alperenler , Üsküdar 'ın Kandilli semtinde , Vaniköy caddesi üzerinde bulunmaktadır. Hemen denizin dibindesiniz (= Ulaşım açısından da Üsküdardan - Beykoz'a giden otobüsler veya Kadıköyden - Beykoz'a giden otobüslere binip , tam önünde inebilirsiniz. Biz gerek arabayla , gerekse ulaşım aracıyla bir çok kez gitmişizdir.
          Kandilli ; Sahilinde boylu boyunca uzanan Yalıları vardır.. Adile Sultan Sarayı'da Kandillidedir. Hemde Alperenlerin karşısında.Bir keresinde Sevdiceğimle gidecektik. Arabayı park ettik güvenliğe " girebilirmiyiz " dedik " Aracınız varsa girebilirsiniz " dediler. Biz birbirimize baktık "aracımız varsamı" ? Güvenlikte şaşkınlığımızı anlamış olsa ki " biraz tepeye çıkmanız gerekecek araçsız zor olur . Şu anda düğünde var zaten " dedi. Bizde "peki " dedik çıktık. Aracımızı alıp çıkmamıştık düğün vardı şimdi orayı doyasıya gezemeyecektik..bizde çıktık Kürkçü dükkanı Alperenlere gittik ..Benim aklıma ayrıca Kandilli deyince Kandilli Rasathanesi ve Rahmetli Deprem Dede Ahmet Mete Işıkara gelir.Nur içinde yatsın Deprem Dedemiz.
          Alperenlerde ; Kışın kapalı alanında oturuyorduk. Deniz kenarı olduğu için dışarıda oturmak çok zor hem çok esiyor hemde dalgaların duvara çarpmasıyla baştan aşağı ıslanabiliyorsunuz :) Biz sigara içmemize rağmen içeride oturmayı tercih ettik..hem denizin keyfini çıkarıp hemde sıcacık ufoların önünde oturup kahvelerimizi yudumlamayı seviyorduk.Ayrıca Park sorunuda yaşamıyorsunuz otoparkı da var, kapının önünede park edebiliyorsunuz.Bahar aylarında veya yaz aylarında tıklım tıklım olmadığı sürece park sorunu yaşanmıyor buda dipnot olsun :)





          Hiç unutmam ; arkadaşımın Kanlıca Paysage ' da düğünü olacaktı daha da saat vardı gidip yemek yiyelim dedik.5 kişilik bir ekiple gittik  bir güzel yemeklerimizi yedik sohbet muhabbet koyulaştı derken şak diye bir sesle ayaklandık dalga bizi çok az ıslattı , ama bizim önümüzde duran bayan için aynı şeyi söyleyemeyeceğim  :) Resmen baştan aşağı ıslandı bayan.Biz de daha sonra oluşabilecek bir dalga faciasına rastlamamak için yerimizi en köşelere taşıdık ee düğün vardı ıslak ıslak saçımız başımız dağılmış nereye gitcektik ? (=


                                            


       Sevdiceğimle vazgeçilmezimiz Tavla :) Aman Allahım şu tavlayı öğrenene kadar canımdan can gitti yahu hadi ben neyse de sevgilimin sabrına hayran kaldım. Sanki satranç öğreniyorum, nasıl gözümde büyütmüşsem tavlayı.. Alt tarafı kapı yap , karşındakine açık verme işte bu kadar ama ben sanki dünyanın en zor oyununu oynuyor gibi hissediyordum kendimi..Şimdi ise sevgilimin yokluğunda internetten oynaya oynaya çözdüm işi. Karşımdakini Mars bile ediyorum :)  Sevgiliminde beni mars etmişliği vardır , eh benimde nadir de olsa mars etmişliğim görülmüştür (= Bazen oyunu bitiremeyeceğimi anlayınca " Ne de olsa beni mars edemiceksin o yüzden içim rahat hıh" diyordum..Valla ne yapıp ne edip mars olmamak için de elimden geleni yapıyordum sonuç mars olmuyordum.. Hele bir de sevgilim tüm kapıları kapattığında ben dımdızlak ortada kalınca bir sinirleniyordum. Zar atsam da neye yarar adamın tüm kapıları kapalı bende başlıyordum beklemeye..Bir de kızıyorum , " en sevmediğim şeyi yapıyorsun " diye :) " ama aşkım kızma oyun böyle "diyor adam da haklı oyunu kuralına göre oynuyor ama ben delleniyorum :) Normalde böyle hırs yapan bir kız da değilimdir tavla oynayınca bana bir hırs geliyor =P Sevgilim bak bu da itirafım sana :)


                                                       Saygılar..
                                                Şafak : 54/Sakarya 

14 Nisan 2014 Pazartesi

Sevgili Günlükcüm / 7

 14.o4.2o14 / Pazartesi

Sevgili Günlükcüm ,

        Pazar günü (13.o4.) sevgilimin Çarşı izniydi.Normalde cumartesi günleri çıkıyordu ama bu hafta Pazar gününe almışlar.Sevgilim beni aradığında saat 09.00 gibiydi.Konuştuk ama nasıl konuştuğumu bilmiyorum o kadar uykum var ki gözümü açamıyorum.Sevgilim mesaj atıyor ben cevap bile veremiyordum.. ee gözümü açtım artık bir daha uyuyabilir miydim ? gözüm yarı açık yarı kapalı uyandım.. Güzel bir kahvaltı hazırladım evdekilere..Ama sevgilim hala daha kahvaltı yapmakla meşgüldü..Bide kızıyorum " Ben sana demiyormuyum,beni nete girmeden önce ara,bak 1 saat oldu seni bekliyorum"dedim."Ama aşkım seni çok seviyorum napıyım"diyor.Oda haklı yavrum uzaklarda..Sabahın 06.00 'da ayakta ee ama bende çalışıyorum bir haftasonum var onda da bir gününde uyuyım istiyorum zaten bütün gün evde oluyorum canım sıkılıyor..Sevgilimin askerliği bitecek biz hala daha bu uyku meselesini çözemicez :) En sonunda kavuştuk birbirimize bende kahvaltımı bitirmiştim çay içiyordum.Sevgilimde müzik açmıştı bende sesi duydum direk yerimde zıplamaya başladım Sevgilimin surat ifadesini görmeniz lazımdı " Bu kız delirmiş gibi"bakıyordu."Aşkım manyak mısın " diyor bir de gülüyor.Öyle de özledim ki o beni etkileyen , sevmeme , aşık olmamı sağlayan gülüşünü.. Bende " Napııyım aşkım kulaklıktan şarkı geliyor bende dans ediyorum işte " dedim. Bayağı bir koptuk. Ellerimizi , kaşımızı gözümüzü ayrı oynatmaya başladık :) Havada mis gibiydi.İpad'i cama dayadım ve sevdiceğime Boğaz'ı gösterdim.." Aşkım bir daha göster " dedi tekrar gösterdim." Çok özledim aşkım " dedi. "Gelince acısını çıkartırız aşkım "dedim.Sonrasında Sevgilimi yolladım :) Yolladım derken net düşmüş tekrar girememiş bende mesaj attım " istiyorsan bir daha girme aşkım " dedim.Oda "tamam arkadaşları arayım ben " dedi..Eh asker adam biraz da kafasını dağıtsın değil mi ? (=
Sevgilimle mesajlaşmaya devam ettik ah bir de telefonu sürekli kendiliğinden kapanmasa daha iyi olacaktı ama.Kanalları geziyordum Kanal Türk de yayınlanan Dünyayı Geziyorum programına rastladım. Dubaiyi gösteriyorlardı. Dubai'nin zaten çok güzel bir yer olduğunu biliyordum ama böyle canlı canlı izleyince anaam bir gidesim geldi. Sevgilime hemen " Aşkım Dubaiye gidelim mi " diye mesaj attım..Ardından Yalın - Yeniden şarkısını dinleyip aklıma Bodrum geldi bu sefer de " Yaa aşkım Bodruma gitmek istiyorum " dedim.Klibinde Bodrumla alakası yok bırakın Bodrum'u Türkiyede bile çekilmemiş ki (= İspanyanın Mallorca kentinde çekilmiş. Sevgilim " Aa ama aşkım seninde isteklerin bitmiyor " dedi (= Daha Maldivleri söyleyecektim ama =((



    Sevgilim gittikten sonra haftasonu vazgeçilmezlerimizden Türk Kahvesi yaptım. Evdekilerde alıştı artık. Bayılıyorum zaten ben bu Türk kahvesine hele bir de yanında Çikolata olunca ımmm ! mis mis ! Bir de o çikolata benim en bi sevdiğim Damaksa eğerse oo keyfime diyecek yok :) Hafta içi Şirket içinde sadece Nescafe 3'ü 1 arada ve bazen aynı gün Nescafe Sütlü Köpüklü içiyorum. Bazen eve gidip Türk Kahvesi yapasım geliyor.Ama malum yemekti , çaydı diyene kadar Kahve aklımdan gidiyor :)



                                     

       o9.o4.2o14 Çarşamba günü Nurayla birlikte Dondurma Sezonunu açmış bulunmaktayız. Çarşamba günü Nogger ile Perşembe günü Magnum Double 'ı bir güzel mideye indirdik ama Cuma günü boğazımın ağrımasıyla birlikte bir süre daha dondurma yememe kararı aldım :) Sevgilim olsaydı " Ama sende çok çıt kırıldımsın aşkım " derdi.. Ah ah keşke yanımda olsaydı da çıt kırıldım olsaydım =(


Sevgilim seni çok ama çok özledim.
Seni Çoook Seviyorum.

Saygılar..
Şafak : 57 / Sinop

13 Nisan 2014 Pazar

Yalın - Yeniden

                                                Yeniden ,
                                         Yandı tüm ışıklar , 
                                         Yeniden ,
                                         Nasıl parlıyor aşk gözlerinden
İçimi eritiyor şimdiden..!



9 Nisan 2014 Çarşamba

Sevgili Günlükcüm /6

                                                o9.o4.2o14 / Çarşamba

Sevgili Günlükcüm ,

                    Cumartesi günü sanki işe gider gibi kalktım gözümü bir açtım 08.00 'dı =(  Zaten anlamış değilim işe gideceğim zaman kalkasım gelmez , işe gitmeyeceğim zaten direk ayaktayım uyku bile benle dalga geçiyor resmen..Döndüm durdum , döndüm durdum ama gözler faltaşı gibi açılmıştı bir daha uyumak mümkün müydü ? Zaten sevgilimle de skype da konuşacaktık bu yüzden kalkıyım bari dedim.. Kalktım kahvaltıyı hazırladım , çayı koydum , şirket maillerine baktım Sevgiliden ses yok..Gelir herhalde kahvaltı yapıyordur diyorum içimden de..Çayı demledim , annemler de uyandı ee kahvaltı da hazırdı ama hala daha benim adamdan ne bir ses ne bir haber..! Kahvaltı yapıyorduk bir yandan da mesaj atıyorum kapalı , arıyorum kapalı .. Eee korkmaya da başladım " Nerde?Ne yapıyor ? Çıkamadı mı Çarşıya ? Ceza mı aldı " diye kendi kendime sorular soruyordum..Son bir şans arıyım dedim baktım meşgül..! Ben iyice dellenmeye başladım bir baktım ki oda beni arıyormuş :) " Aşkım ya uyuyakalmışım nasıl kalktım nasıl geldim anlatamam " dedi . "Tamam aşkım hadi skype'a gir konuşalım " dedim.Şükür kavuşturana saat 10.00'ı geçiyordu girdiğinde..Bol bol özlem giderdik aşkların en güzeliyle.. Başına gelenleri anlattı . "Otostop çektim " dedi .. Ben dumur oldum.. "Ne ? nasıl ? Kız mıydı yoksa ?" dedim oda " He oldu. Aşkım kalktım 07.30 da 2 dk daha uyuyım dedim . Bir uyandım saat 09.30 olmuş giyindim kantine inip bir poğaça bir meyve suyu aldım çıktım.Arabada yokmuş (askeri arabadan bahsediyor) yürüyim bari dedim bu sırada bir çocuk geçiyordu benim yaşlarımda arabaya beni aldı da öyle indim Çarşıya " dedi :) Gülesim varmış resmen.. Nasıl gülüyorum anlatamam.. 1 saat 1.30 saate yakın konuştuk.. Benim çıkıp Anneanneme gitmem gerekiyordu ama Sevgilim için durabilirdim..Oda çıkacaktı zaten bu şekilde konuşmayı sonlandırdık..


Muhammet / Ben / Ece
Ekrem / Emre  / Ada

                       10 Nisan Sevgili Kuzenim Ecenin doğumgünü. Anne tarafında en büyük torun ben olduğum için hepsinin küçüklüğünü bilirim. Hepsi o kadar değerli ki benim için.. Ececim benden çok çekmiştir ee o doğduğunda ben daha 10 yaşındaydım kaç kere yanlışlıkla düşürmedim mi ? ranzanın tepesinden yatağa doğru atmadım mı ? :) he canilik olarak anlaşılmasın Ece gayet bundan hoşlanıyordu..Tabii ki ranzadan yatağa doğru attığım için yere falan düşmüyordu..Yere düşürdüğüm hikaye kucağıma aldım dengem bi anda bozuldu ikimizde yere düştük.Her ne kadar ona bişey olmasın diye kendimi feda etsem de pek işe yaramamıştı =( Ama bütün bunlara rağmen benim yanımdan hiç ayrılmazdı hala daha onu o kadar çok severim ki.Kuzenlerimin arasından en uslusu oydu :) Kardeşi Ada ve diğer kuzenim Emre kadar bana çektiren yoktu :)  Hepsini çok seviyorum hepsi benim için ayrı değerli.. Emrecimle (7 yaşında ) birlikte ipadden oyun oynarız , evin salonunda (her ne kadar anneannem kızsada ) top oynarız , boğuşuruz.. Bir de sarışın..Sarı Kuzum diye severim ben onu :) Ada'yla(10 ) Ekrem (8) gelir hep beraber oyunlar oynarız bağırışırız çağırışırız dans bile ederiz :) Çocukla çocuk olmasını bilirim .. Muhammet (18) o artık reşit ve erkek olduğu için biraz çekinir konuşmaya ama eskiden onlada ne oynardık. Eceyle Muhammet daha samimidir. Yaşları yakındır.. Onlarla da bir abla gibi dertleşirim , bana fikir danışırlar bende onlara önerilerimi söylerim..Ece'm zaten beni örnek alıyor..İyi huylarımı al kızım , kötü huylarımdan sakın diyorum :) Diğer bir kuzenim İlknur ise benden sadece 2 yaş küçüktür ama o Üniversitede.. Bizim ilknurla yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmezdi sürekli birbirimizde kalırdık ama işte zaman geçtikçe bağlarda kopuyor. İş hayatı bir çok şeyi koparıyor bea :)



                   
                     Beklediğim haber de bu arada geldi :) Daha önceden bahsetmiştim yıllık izin konularını..
Şükürler olsun ki iki hafta iznimi bir arada kullanabilcem :) 3 haftalık iznimin ilk haftasını 14 Haziran -23 Haziran arasında , diğer son iki haftayı ise 16 Ağustos - 1 Eylül arasında kullanıcam :) Aslında bu iki hafta istediğim tarih değildi ama şartlar onu gösterdi. Nuray benim istediğim tarihte çıkacağı için ben bu tarihe kaldım. Dedim de zaten " Seneye evlensemde evlenmesem de sen bana göre çık. Ben 1 günde seninle denk geldiği için çalışmak zorunda kalıcam " dedim..Sert bir çıkış gibi gelse de aslında öyle değil..6,5 yıllık hatta 7 yıllık emeğimin sonunda istediğim gün geldi çattı ilk önce izinleri parça parça kullanıcaksınız dediler ona dert yandık sonrasında 2 haftalık bir süreçten sonra "tamam istediğiniz gibi çıkabilirsiniz " dediler. Eee sevindik bu seferde benim istediğim tarih değildi..İnsan kendi istediği tarihte çıkamadıktan sonra inanın tatilinde gözünde bir anlamı kalmıyor.. Geçen senelerde çok heyecanlıydım , tatile çıkacağım günleri sayar dururdum.. Bu sene Sevgilimin yokluğundan mı ? İstediğim tarihte çıkamamaktan mı ? Sadece İskenderun / Arsuz'a gidip 2 haftayı da orada geçirmekten midir nedir bilinmez hiç hevesim yok..Yani sırf kafa dağıtmak , yorgunluğumu atmak için kullanıcam o kadar heves meves yok gitti.. Hani aylardan da Ocak Şubat olsa anlıcam da Nisan ayındayız be mübarek :)

Saygılar..


Şafak : 62/Tunceli

8 Nisan 2014 Salı

Beylerbeyi Mado


o8.12.2o12 neredeyse 1.5 yıl önce ..

Sevgilime " Aşkım Çengelköyden ve Koşuyolundan gına geldi bana biraz farklı yerlere gidelim " dedim. Sevgilimde " Nereye gitmek istersin " dedi. Yine bana topu attı. Kış olduğu için kapalı alanları tercih etmek zorundaydık..Tüm gün düşünmüştüm nereye gitsek , nereye gitsek ? diye.. Daha önce önünden geçtiğim ve bir türlü gitme fırsatı bulamadığım  Beylerbeyi Mado geldi aklıma.

Beylerbeyi ; Üsküdar İlçesine bağlıdır. Boğaziçi köprüsünün (1.köprü) Anadolu yakasında ki ayaklarının başladığı yerdir.Ara sokaklarında ki Ahşap evleri , sahil boyunca uzanan cafeleri ve restuarantları , Hamamı ve Beylerbeyi Sarayı ile gerçekten görülmeye değer bir yer.

Sevgilimle iş çıkışında Beylerberi Madonun önünde indik. Hava soğuktu gerçekten bayağı sert bir hava vardı.Biz sigara içmemize rağmen dışarda durmayı bile aklımızdan geçiremedik. İçerdede içilmiyordu zaten.. "O kadar da iradesiz olmayalım " dedi Sevgilim ve içeri boğaza nazır bir şekilde oturduk..Tek tük birileri vardı. Kış şartlarından dolayı diye düşünüyorum :) Yazın açık alanında insanlar kahvaltılarını yapar , kahvelerini yudumlardı.Şimdi ise bizle birlikte iki kişi vardı :) 






Nescafelerimizi söyledik ve fotoğraf çektirmeye başladık ..

Sevgilim resimde resmen Patronlara benzemiş :) He gerçek puro da değil yanlış anlaşılmasın sigara içilmeyen yerde puro nasıl içiliyor denmesin de :) Kahvelerimizin yanında Rulo kat vermişlerdi Sevgilim de muzurlukta bir numara ya şekle bakın hele :)

Sevgilimle yazın tekrar gitmeyi düşünüyorum.. Yazın şunu şunu yaparız diyorum ama muhakkak bir aksilik çıkıyor.. İnşaallah bu sene yıllık iznimin 1 haftasında doya doya istediğimiz herşeyi yapabiliriz :) 


Saygılar..

Şafak : 63 / Şanlıurfa

Share