Kar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Kar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

4 Mart 2018 Pazar

Mart kapıdan baktırır..!

Gerçekten boşuna dememiş atalarımız “ Mart kapıdan baktırır kazma kürek yaktırır” diye..Neyse bu konuya sonra dönelim ☺️
Yılın en kısa ayı Şubat ayını geri de bıraktık , elimden geldiğince buralara uğramaya çalışıyorum , aralarda boşluklar oluyor haftada bir yazsam bile bana yeter diyorum ama bu pek mümkün olmuyor. İş yerinde internet olsa (Var ama siteler yasaklı) o zaman beni burada bırakırdınız evdeyken de işlerden güçlerden bilgisayarı elime aldığım bile olmuyor..

Buralara uğramadığım zamanlarda bakalım neler yapmışım ;

17 Şubat’ta Serhat’ın , teyzesinin kızının Nişanı vardı . Allah’ım ben böyle bir nişan hayatımda görmedim. Zaten biz gittiğimizde saat 20:30’du ve inanılmaz bir kalabalık vardı yani düğün gibi. 1000 kişilik yerde hiç mi boşluk olmaz arkadaş ben anlamadım ki..İki tarafta Karadenizliymiş o yüzden aşırı bir kalabalık olması normal dediler. Serhat ve Faruk dayı ayakta kaldılar hep, takı bitince millet gitmeye başlayınca sandalye buldular da öyle oturdular.

Bir de ilk defa bir oyun gördüm  “Giresun karşılaması “ . Sizler biliyorsunuzdur belki ama ben bilmiyordum kapalı bir bayan vardı o kadar güzel oynuyordu hayran kaldım ben ya ☺


Dönüşte ‘de Gülay yengelere gittik bize ateşli meyve tabağı hazırladı . Ne alem kadın ya ☺Maytapları dizdi böyle bir şey çıkardı ortaya.


Bunlarda Şubat ayında bitirdiğim kitaplar. Hep Sarah Jio ’dan gittim. Bu kadının kitaplarına gerçekten bayılıyorum . Kitapların konuları çok güzel , kitapta ki duyguların sana geçmesi çok güzel yani kısacası kalemi o kadar güzel ki sana da bunu yansıtıyor.Eskiden hafta’da iki veya üç kitap bitirirdim şimdi zamana bölüyorum en azından hafta da bir kitap bitireyim falan diyorum. Çünkü kitaplar bana yetmiyor. Önüme 10 tane kitap koyun ben onları (hafta içini baz alırsak 5 günden)15 hadi bilemediniz 17 güne bitiririm. Hızlı okuyorum çünkü.

Servisten çektim o yüzden biraz bulanık idare edin ☺

Şubatın son iki günü hastaydım , çok şükür ağır geçmedi ama raporluydum işe gitmedim benim şansıma da kar yağdı. Hoş sulu kardı ama yine de güzeldi , asıl kar Mart'a girer girmez yağdı. Neydi o ya sabah arka bahçeden baktım pek bir şey göremedim bir çıktım anam bu ne resmen kaya kaya gittim ayağımda da klasik bot vardı ben böyle olduğunu bilseydim normal bot giyerdim.


Bir sabah ki havaya bakın bir de akşam ki havaya☺ Neyse en azından bu sene kar yağmadı demeyiz az oldu ama buna da şükür ☺


Bir an evde olmayı ne kadar özlediğimi fark ettim. Bir yandan da sıkıldım. Salı ve Çarşamba raporluydum Çarşamba kendimi biraz daha iyi hissediyordum ve kendime kahve yaptım , kar yağışını izledim kahvemi yudumlayarak. Cidden evde olmayı özlemişim bir de bu evimin keyfini hiç süremedim ki hep bir koşturmacaydı , ilk defa bu evin keyfini hastalandığım zaman çıkardım daha doğrusu bütün gün yattım ☺ama sevdim.Keşke diyorum , dışardan para gelse de ben evimin keyfini çıkarsam çok değil şöyle 1000 TL gelse yeter . Hoş kiramı bile karşılamıyor ama Serhat çalışınca o 1000 tl bize hayli hayli yeter ☺Ne güzel hayaller. Ya da şöyle paşa dedemizden miras kalacak , o mirasla ev alınacak anca ben öyle çalışamıcam☺ Ev kira olmasa Serhat’ta pek çalışmamı istemezdi. Halimize şükürler olsun. İş arayıpta bulamayanlar var , ihtiyacı olup çalışamayanlar. İnsanoğlu nankör bende şükredeceğime nankörlük yapıyorum.


Dün Gratis'e uğradım , aldıklarımın hepsini tek tek yazmıyım dedim zaten anca uğruyorum buralara ☺


Şu kar kış geçsin de yavaş yavaş bahar gelsin ben zaten başlarım “tatile gitmek istiyorum” demelere ☺gidebilir miyim bilemem plan yok Serhat’ın işi yok. Her an bir yere girebilir onu da bilmiyoruz. Bizi ancak bayram seyran paklar o da bayramda seyranda her yerin fiyatı iki katı artıyor hadi ben yeni girmiş olsam bile mesela temmuzda ağustosta izin alabilirim sıkıntı yok ama Serhat bir yere girerse işte o zaman izin alma lüksü olamaz.. Ne bileyim her bahar geldiğinde ben başlıyorum” tatil “diye ve hiçbir şekilde istediğim gibi bir tatile kavuşamıyorum.Bu sene ne olacak bilmiyorum zaman gösterecek. Benim istediğim ise 5 yıldızlı bir otelde her şey dahil bir tatil yapmak ☺Ege kıyısını seviyorum ve bir çok yerini gezdim ama aklım hala gezemediklerimde ☺Mesela Fethiye ve Marmaris gibi.. Bodrum’a zaten bayılıyorum ama oraya gittim , hoş elime fırsat geçse yine giderim yani hiç problem değil tatilin iyisi kötüsü olmaz ☺

Saygılar..

14 Aralık 2016 Çarşamba

KPSS Puanım , Evde İnternet ve İstanbul'da Kar

 Son günlerde yaşanan terör olayları hepimizi derinden etkiledi.Bende o kadar etkilendim ki iki gün boyunca sürekli başım ağrıdı. Haberleri her izlediğimde orada ağlayan anneleri,babaları,eşleri,kardeşleri,çocukları v.s. gördükçe bende ağlıyordum. Rabbim bir daha bize kötü günler yaşatmasın ..! Amin.   
                        

         Kpss ile ilgili 9 Aralıkta sonuçların açıklandığına dair bir yazı paylaşmıştım tabi ona yazı denirse ☺ Linki paylaşıp , sonuçları öğrenebilirsiniz yazmıştım.Telefondan yazdığım için de çok açıklayıcı yazamamıştım. Şimdi o konuya değinelim. Evet KPSS puanım 71.67 ☺ Evet çok iyi bir sonuç değil ama barajı geçmiştim ve barajı geçeceğime de emindim. Sonucu Eşim aradı da haber verdi " Aşkım sonuçlar açıklanmış 41 almışsın" dedi bende " Dalga geçme kaç almışım "dedim oda " 71" dedi öyle kapattık telefonu. Atanmam bu puanla çok çok çook zor daha doğrusu meslek çıkışlı değilim düz lise mezunu olduğum için sıkıntı burada meslek lisesi çıkışlı olsam ve özellikle sağlık sektörü olsa işte o yüzden şansım çok yüksek olurdu çünkü sağlık alanında 68 70 78'le atanabiliyor. Ne diyelim Allah hayırlısını nasip etsin diyorum☺

 
   Dün iki şey beni çok mutlu etti birincisi evimize sonunda internet bağlatabildik ☺ Evet evlendik hatta bu ayın 24'ünde 8 ay olacak biz ise anca bağlatabildik .Hani diyordum ya beklediğimiz bir haber vardı diye o haber hala gelmedi onu söyleyeyim bizde en sonunda karar verdik artık internet bağlatmaya.Telefondaki yetmiyor hadi onu bırakın benim telefonum bozukken ben evde bir ara çıldıracaktım.Sınav var diye sabrettim ama sınav bitti ders çalışmıyordum,ev işleri,yemek,ütü v.s.bitiyordu evde bir o yana bir bu yana delirmiştim☺Sonunda telefonum geldi bir hafta on gün sonrasında da evimize internet de gelmiş oldu. Yani bu demek oluyor ki bundan sonra daha sık buralardayım en azından şimdilik malum ilerde çalışma durumum olduğu için çalışma şartlarım nasıl olur, çalıştığım yerde böyle rahatça internete girip blog yazabilir miyim bilmiyorum.Ama elimden geldiğince bu boşlukta post yazmaya çalışacağım. Beni takipte kalın derim☺




İkinci beni mutlu eden şey ise dün öğleden sonra karla karışık yağmur yağıp akşam saatlerinde de kar yağışı şeklinde etkisini göstermesi oldu☺ Hep diyordum " Allahım çalışmaya başlamadan önce kar yağışını evimde kahvemi yudumlayarak izlemek istiyorum " diye hoş kahvemi yudumlayamadım ama kar yağışını izlemiş oldum ve çok mutlu oldum ☺ Kim kar'ın yağmasını sevmez ki ? Ama ben en çok çocukken ve işe gitmediğim zamanlarda kar yağmasını seviyordum. Malum İstanbul'da trafik gibi büyük bir problem var ve yağmur,kar yağdığında trafik iki katına çıktığı için çalıştığım zamanlarda çok keyfini alamıyordum.Dediğim gibi trafik çilesini düşündüğüm için keyfine varamıyordum. Çocuklar akşam saatlerinde dışarı çıkıp kar oynadığında ben evde uyumaya çalışıyordum. 


Bu sabah eşimi yolcu ettikten sonra uyuyamadım. Yani bu demek oluyor ki saat 07.00'dan beri ayaktayım ☺ işin tuhafı bugün yapacağım pek bir şey de yok evde zamanda geçmiyor. Belki bugün de kar yağar diye düşündüm ama nerdeeee günlük gülistanlık dışarısı. Daha doğrusu soğuk ama güneşli ☀ Neyse çalışmaya başlamadan önceki son günlerim iyi değerlendirmek lazım hoş çok alıştım eve çalışasım da gelmiyor ama malum işsizlik maaşım bitiyor ve eşime de yük olmak istemiyorum..

Saygılar..

24 Şubat 2015 Salı

Sevgili Günlükcüm / 19

                                                              24.o2.2o15  /  Salı

Sevgili Günlükcüm ,

14 Şubat Nişan Törenimizin ardından üzerimden çok büyüüük bir yük kalktı.. Kız isteme , Söz ve Nişan telaşını kimse yaşamadan bilemezmiş onu anladım.. Son günlerde iştahımın kesilmesi , olur olmadık yerlerde ergenüsler gibi sivilcelerimin çıkması,  çabuk sinirleyip parlayan ve hemencecik sönen ben bir sinirlenince bir daha sönmez olmuştum.Daha bir sürü şey.. O gün gelip çattığında ise yapmış olduğum o kadar stres,o kadar heyecan bir anda sönüvermişti.Sanki o anları ben yaşamıyor gibiydim , bir rüyaydı sanki :) Hani derlerdi de inanmazdım ,bitecek gidecek sen anlamayacaksın diye. Valla ne yalan söyleyeyim ne olup bittiğini inanın ki anlamadım. Bir baktım isteniliyorum , bir baktım yüzükler takılıyor , bir baktım pastayı kesmişiz.. Serhatıma yüzükler takılınca döndüm " bu kadar mıydı ben hiçbirşey anlamadım " diyorum :) " Valla bende anlamadım " diyordu.
Ertesi gün ağzım kulaklarında uyanmışım , kahvaltı yapıyordum . Haberleri okuyayım dedim ki Özgecan'ın haberini gördüm. Evet herkes facebook , twitter sosyal medya üzerinden hep paylaşmışlar fakat benim herhangi bir sosyal medya hesabım olmadığı için haberleri çok geç gördüm.Bir de koşturmaca halinde olduğum için inanın telefonu bile elime alamaz olmuştum..Gerçekten çok üzüldüm gencecik bir kız . Kimsenin kaderinde tecavüze uğramak veya ne bileyim öldürülmek yoktur. Allah iyiyi ve kötüyü ayırt etmen için akıl verir ama bazı insanlar (ki hakaret etmek istemiyorum ) bunu kullanamazlar...Buradan tekrardan ailesine başsağlığı diliyor, Allah sabır versin diyorum..Bu kadın cinayetlerinin ardından bir de Çengelköy'de ki şizofren adam'ın karısını öldürmesi , cesetini çöp konteynırlarına atma haberi de gündeme gelmez mi. Çengelköy'ün neresinde diye soruşturuyordum , bizim eve çok yakın bir yerde olduğunu gördüm. O günden sonra oradan her geçtiğimde o kadar korkuyorum ki :( Yemin ederim sokakta yürümeye korkar oldum.Biz çocukken alıp başımızı başka mahallelere giderdik , sahilde bisiklet sürmeye paten kaymaya giderdik şimdi bırakın çocukları dışarda görmeyi , kendim bile hava karardığında , işten çıktığımda yürümeye korkar oldum. Sürekli sağıma soluma dönüyorum arkamdan biri geliyor mu diye bakıyorum..Etrafımızdakilerin korkusundan biz şizofreniye bağlıyoruz..

Neyse biraz güzel şeylerden bahsedelim ..

                               

17 Şubat Salı günü. Haberlerin "kar geliyor " diye bas bas bağırdığı bir güne uyanmıştım. Salondan bir baktım ki ne göreyim hava kar'lı değil tam tersi güneşli :) Shop yaptığım için bu kadar belirgin olduğunu düşünmeyin İstanbulda yaşayanlar bilirler bildiğiniz hava günlük gülistanlıktı :) Neyse bizde arkadaşım Sevdayla haberleştik işe giderken ve dönerken onunla birlikte gidip dönüyorum bizim evin bir alt sokağında oturuyorlar."Canım arabayı alacak mısın hava da güneş var ama " dedim. Sevda ' da " Bende baktım hava güzel gibi arabayla aynı saatte buluşalım " dedi. Okeyleştik. Evden çıktığımda kutuplardaydım sanki "kar soğuğu" dedikleri soğuk resmen vardı. Mesai başladı öyle ki biz arkadaşım Nurayla cam kenarında oturduğumuz için güneşli havalarda perdeyi kapatsak bile ekranımıza çok güneş vurur gözümü kısarak bir sağa bir sola kaya kaya işlerimizi yapmaya çalışırız. 

                                         

Yine ogünlerden biriydi perdeyi kapattık bir anda hava karardı dedim herhalde yağmur yağıyor perdeyi ucundan bir açtım nasıl kar yağıyor anlatamam. Yerlerde kupkuruydu bir anda dolmaya başladı.Bizim bölümdekiler bağırıyor " Yağmur perdeyi aç perdeyi " diye :) Velhasıl kelam romantik romantik kar yağışını seyrettik..Herkeste de bir umut vardı " acaba erken çıkartırlarmı hazır bugün okullarda açık " diye. Normal şartlarda yarım saat veya 1 saatte olsa yerler çok doluysa , okullar açıksa İstanbul'un meşhur trafiğini çekmemek , yollarda kalmamak adına bizi erkenden çıkartıyorlardı ama ne oldu dersiniz :) Kendi mesai bitiş saatimizde çıktık. Bizim evimiz yakın amenna fakat uzakta oturanlar ne yaptı bilemiyorum ki bizim şirkete Sultangazi'den bile gelen var. Ogünün acısını ertesi gün çıkarttılar.Çarşamba günü 14.00'da çıkarttılar perşembe günü çağrı merkezi  ve kalite bölümü dışında kimse gelmedi. Şirket resmi tatile girdi =D



Salı günü annem işten döndüğünde beraber çıkıp kar topu savaşı yaptık. Daha doğrusu yaptığımızı sandık :) İki kişi de pek zevkli olmuyor ki. Bir de annem bana atmaya da kıyamıyor. Ana yüreği işte.. Bir ara ilhan amca balkona çıktı oradaki karlardan kar topu yapıp bize atıyordu o denk getiriyordu bize ama bizim 2. kata denk getirmemiz hiç kolay olmuyordu :)
Çocuklar gibi şendim valla ne yalan söyleyeyim. Kar güzeldir fakat öğrenci olduğunda veya çalışmadığında. Çalışınca insan eve gitme derdine düşüyor " nasıl gidicem , düşer miyim , taksiye binsen gider mi " diye düşünmekten kar'ın keyfini çıkaramıyorsun..Bir 15 dakika da olsa çocukluğuma döndüm :)


21 Şubat Cumartesi günü yoğun kar yağışını geride bırakıp güneşli bir güne merhaba dedik. Daha doğrusu o günü şöyle anlatıyım.Telefonumun alarmını her gün her gün kurmaktansa hafta içi programına ayarlıyorum. Fakat bir gün öncesinden saati kurmayı unutan ben cumartesi günü arkadaşımın mesajıyla uyanıpta evden koştur koştur çıktım.. Gece don olmuş bu yüzden yerlerin jilet gibi kaydığını hiç fark etmedim.. Bir kaç adım kalmıştı anayola çıkmama birden bire elim kolum ayağım ayrı oynayaraktan ahtapot gibi ilginç hareketler yaparak düşüyordum ki son anda durdum :)  Hiç bozuntuya vermeden ilerlemeye devam ettim arkamdan gelenler kahkayı patlatmıştır çünkü sonradan düşününce kendi halime bende çok güldüm :)

                                 

Yarım gün mesainin ardından Sevgiliyle buluştuk.Çengelköy'ün Veliahtları olarak beraber gitmediğimiz yer kalmasın diyerekten Çengelköy Sütiş'e gittik ..Daha önce bununla ilgili post yazmıştım okumak isteyenler için Abdullah Ağa Yalısı Çengelköy Sütiş.

O kadar kalabalıktı ki anlatamam :) Allahtan iki kişiydikte yer bulmakta sıkıntı yaşamadık.
İçeri girdiğiniz an tüm çalışanlar size " hoşgeldiniz " diyor. Hemen kapıda kaç kişi olduğunuzu , içeride mi dışarı da mı oturursunuz diye soruyorlar ona göre yer gösteriyorlar. Biz dışarda oturmak istediğimiz için hemen iki tane (bi tanesi taş gibi) hatunun yanına geçtik. Arada sadece elim kadar mesafe vardı. Neyse ki benim Sevgilim ya bana bakıyordu yada telefona sıkıntı yaşamadık :) Göz ucuyla bile baktığını görsem " bak bak" muhabbetini yapmaya başlıyordum.Ona da diyorum " ya bari sevgiliniz yanındayken bakmayın dışarıda zaten bakıyorsunuz bizde salak değiliz ya 'yapmaz öyle şey'demeyiz ya " diyorum. :) Haksız mıyım yani. Ben bilmem eşim biliride izleyince sürekli bundan yakınanları görüyorum ..

İki sıcak çikolata yanında da kurabiye ikramıyla Sevgiliyle bugünün tadını çıkardık. Havaların ısındığı bir gün kahvaltı için gitmeyi düşünüyoruz.

                                                          Saygılar..

Share