29 Ağustos 2017 Salı

Çanakkale / Saros Tatili Part / 1

Tatilimi iki part şeklinde yazmayı planlıyorum 4,5 gün kaldık daha doğrusu dolu dolu geçirdiğimiz 4 gün vardı pazar günü saat 15:00 gibi koya koyulduk ve o gün hiçbir şey yapmadık. Saros'da kalmamıza rağmen Tekirdağ / Şarköy ve Çanakkale / Gelibolu'yu da gezdik bu yüzden iki part'a bölmeye karar verdim.Aslında Çanakkale merkezi gezip şehitliğe falan gidecektik ama maalesef vaktimiz yoktu hoş ben şehitliğe çok eskiden gitmiştim ama merkeze gitmedim aslında ben en çok Gökçeada ve Bozcaadayı merak ediyorum.

Önce ani kararımızdan bahsedelim 1 Ağustos Salı günü işten ayrıldım,eşimi aradım durumu anlattım eşim de " Gülay yengem aradı, dayım pazar günü arabayla İstanbul'a dönüş yapıyormuş gelin diyor ne yapalım "dedi ben " benim için artık hava hoş sen izin alabileceksen al gidelim" dedim ve Serhat iş çıkışına 15 dakika kala 3 gün izin aldı hafta sonları zaten çalışması yok. Ben koştur koştur eve gittim saat 19:00 falandı evde yemek var ama yanına makarna yapmam lazım su ısınıncaya,işte haşlayana kadar bavulu hazırlarım dedim ama önüme geleni koyuyorum düzenli de koymuyorum atıyorum üst üste sonra toparlarım önemli olan unutmayayım alacaklarımı diyorum Serhat geldi " yemek hazır değilse gidip otobüs bileti alayım"dedi bende "bir 10 dakikaya hazır olur ama sen istersen git" dedim gitti almaya geldiğinde bende bavul işini bitirmiş , toparlamıştım da güzelce..

Saat 23:30'a almış ama bizim 22:00'da yazıhane de olmamız lazımmış kısacası 3 saat içinde ne yaptıysa yaptık yani.Evden çıktık yazıhaneye gittik neredeyse 40 dakika sonra servis geldi , otogora gittik saat 00:00'da otobüs geldi bir de asker uğurlaması vardı o yüzden iki katı trafik oluşmuştu neyse o kadar bekledik ama değdi otobüsün koltukları inanılmaz rahattı Truva Turizm tercih ettik eskisi gibi daracık rahatsız edici koltukları yoktu çok rahat ettim ben..Bilmiyorum diğer otobüslerde artık böyle mi ben yaklaşık 3-3.5 yıldır hiç uzun yol yolcuğuna çıkmadım da..


Uzun zamandır otobüsle yolculuğa çıkmamıştım iyi de oldu 6-6.5 saat sürer demişler yalnız biz 5 saatte vardık bende hani otobüsle yolculuğu özlemişim ya uyuyayım sonra sabaha karşı kalkar biraz izlerim etrafı dedim ne hacet mola haricinde hep uyudum şaka değil ya Serhat orada film falan izlemiş çocuk hiç uyumamış ben bildiğiniz fosur fosur uyumuşum ☺

Eve vardık hemen uykuya geçtik. Sabah ben çocukların sesiyle uyandım ikizlerimiz var 3.5 yaşında ama biri sanki deyin 5 yaşında gibi..ikiz oldukları hiç belli değil benzerliği geçtim o yok , onu anladım da Elif hem toplu hem daha uzun , Ela daha kısa daha zayıf  Ela yaşıtlarına göre iyi de Elif yaşıtlarını geçmiş durumda. Onlarla falan oynadım onlar beni çok seviyorlar zaten alışıklar bana..Bir de o kadar komik konuşuyorlar ki mesela bir sabah uyuyoruz bunlar oyun oynuyor Ela " şalak" dedi Elif'de " Bana şalak deme düzgün konuş" dedi ben gülmeye başladım bir döndüm ki Serhat'ta uyanmış o da gülüyor. Her sabah bizim odaya çıkıyorlardı yani iki kat merdivenleri çıkıyorlardı ama sesimi duyarlarsa mesela biz uyurken hiç gelmiyorlardı bir gün Ela " Anne kalkmaylar"dedi ben başladım gülmeye.Bir de ela y'leri L olarak söylüyor mesela düşmüş bacağı kanamış diyor ki " acilo geçmilo" benim ağzıma dolandı gitti bu karşıdan karşıya geçerken " araba gelilor" diyor " istemilom istilom" böyle konuşuyor. Aklıma direkt " delilo" geliyor ya ☺

(Bazı fotoğraflarım bulanık , kaymış olabilir benim telefon bozuktu ne yapayım☺ )



2 Ağustos Çarşamba günü çocukların sesiyle uyandım aşağı indim onlarla biraz oynadık herkesin kalkmasını bekledik.Gülay yengenin her gün hazırladığı kahvaltı bir öncekinden de daha güzeldi yedirmeyi içirmeyi gerçekten çok seven biri gerek sabah kahvaltısı gerek denize giderken hazırladıkları (makarna salatası,poğaça vs) gerek akşam yemekleri harikaydı.

 

Kahvaltımızı yaptık,arabaya bindik Güneyli Sahiline indik.


Biraz da bilgi vereyim size; Gülay Yengenin Annesinin burada yazlığı var yazlık şöyle diyeyim yol kenarında , sitenin içinde , 3 katlı bir ev. ( biz otobüsle direkt sitenin önünde indik ☺)Bol yeşillikli , bol bol sebze meyve yetiştirilen herkesin kendine ait bir bahçesi var ama tek sıkıntı inanılmaz sessiz ☺buraya emekli olunca"kafa dinlemek" için gelebilirsin o da bizde ikizler var arada başka çocuklarda dışarı çıkınca biraz ses oluyordu onun haricinde mesela akşam balkonda oturuyorsun o kadar sessiz ki kendin ses çıkarmaya korkuyorsun milleti rahatsız ederim diye. 

Sitenin karşısı tarla gibi zaten burada en çok Ayçiçeğini görüyorsunuz. Etrafta bakkal yok ve bakkala gitmek için araba şart burada herkesin arabası var zaten arabasız çok zor. Denize bile yaklaşık 10 dakika uzaklıkta bir yere gidiyorduk aslında siteden çıkınca , sağa dönünce orada da denize girilen bir yer var görüyordum ama Güneyli sahilinin denizi daha temiz diye oraya gidiyorlarmış.

Tarık dayı - Elif - Gülay yenge - Ela
Güneyli sahilinde şezlonglar çok uygun kişi başı olarak değil şezlong başına alıyorlar fiyatı , istersen 4 tane kirala istersen iki tane hiç problem değil ve sadece 5 TL biz ilk gün 20 TL verince çok şaşırdım Şile'de kişi başı 20 TL veriyorsun burada 4 tane şezlong için bu fiyatı veriyorsun şaşırtıcı..
Biz ağustos'un başında gitmemize rağmen çok kalabalık değildi. Elbette cumartesi günü gittiğimizde diğer günlere göre daha kalabalıktı ama şu yoktu "iğne atsan yere düşmez". Bu yüzden rahatlıkla denize girebiliyorduk. Deniz buz gibi Elif bile ilk denize girdiğinde " buş gibi" dedi ki onlar sanki sıcak suya girer gibi direkt giriyorlardı suya Serhat " Yenge sen bunları soğuk suyla mı yıkıyorsun " diyordu hele Serhat'ı sormayın biz hep beraber denize girer yüzer takılırdık Serhat hala kıyıda daha ayak bileklerinde girmeye çalışırdı.


İlk denizle buluşmam biraz acı ama güzel oldu. Özlemiştim en son geçen sene Ağustos'ta Şile'ye gitmiştik.Elif 3.5 yaşında olmasına kolluksuz simitsiz giriyor bir de mesela gidiyor gidiyor baktı ki yere basamıyor " ben basamıyom" diyor biraz daha ileri gittikçe deniz seviyesi yine azalıyor alıp götüyorum Elif'i " ben basabiliyom" diyor ya konuşması bir yandan İzmir'liler gibi bir yandan Ankaralılar gibi hoş Yozgatlılar o ayrı☺ Mesela der ki " kuşura bahma" o bakmayı bahma olarak söylüyor ya o kadar komik oluyor ki.




Akşam sofrada yok yoktu Gülay yengeler balkonlarına küçük şömineler var ya onlardan yaptırmışlar orada mangal yaptık .


Akşam da Gülay yenge komşunun adını unuttum dedi ki " Şarköy'de pazar varmış ona gidelim " dedi saat 21:30 mu neydi çıktık hani ben şöyle düşündüm pazar herhalde böyle fuarlar oluyor ya öyle diye düşündüm bizimkiler de bildiğin pazar sanmış oysa neymiş bildiğiniz çarşı. Hani incik boncuk,kıyafet satılan vs yerler var ya öyle bir yermiş :)  Bu bayan Makedonyalıymış galiba orada bu tarz yerlere " pazar " diyorlar biz olsak çarşı deriz ☺ Hatta Gülay yenge gecenin sonunda eve geldiğimiz de dedi ki " ben böyle bir yer olduğunu bilseydim gitmezdim tamam güzel yer ama ben pazar var sandım " dedi ☺


Bizim ikizler park alanı gördü orada oyalandılar Serhat ve Tarık dayı da langırt oynadı .








Şarköy'e bayıldım diyebilirim çok güzel bir yer çok eğlenceli ve evleri böyle Adalar'da ki evlere benziyor hepimiz oraya bayıldık . Bayıldık bayılmasana da keşke gündüz gelseydik dedik çünkü giderken öyle ara yollardan gittik ki bildiğiniz ışık falan yok yol da hepimiz Allah'a emanet gittik
Dondurmamızı aldık gezindik gerçekten çok güzel bir yer buraya gündüzden gelmeli önce denize girmeli sonra ise akşamına gezmeli biraz Kadıköy , biraz Adalar karışık her gördüğümüz yere " bak buraya benziyor bak şuraya benziyor " diye söylendik durduk.

Altını çizerek tekrar söylüyorum Şarköy'ü gezmenizi tavsiye ederim.Gündüzden gidin denizinize girin akşamına da gezin. 

 
.
Çocuklar faytonu gördü binmek istedi ben dedim " Ben binmem atlara zarar veriyoruz " dedim binmem de binmem diye inat ettim ama sonunda beni bindirdiler.



Neyse ki at yavaş gidiyordu. Adalar'da ki gibi değil hayvanlara eziyet ediyorlar Adalar'da ama burada onu görmedim çünkü dümdüz bir yol ve sakin sakin bir tur attık ama yine de fayton'a binilmemesi taraftarıyım çünkü o hayvanlara yapılan eziyet ve sonrasında onların ölmeleri beni inanılmaz üzüyor.



3 Ağustos Perşembe günü bugün deniz bisikletine bindik ☺En son yıl bilmem kaçken Altınoluk da binmiştim.




Kıyıdan uzaklaştıkça denizin daha da soğuduğunu hissediyordum yahu benim amacım açılıp denize girmekti ama hem soğuk hem de şimdi ikizler var benim ardımdan atlarlar falan diye sadece denize ayaklarımı soktum.


Plaj'da otururken bu bayraklı yere gelmek istiyordum Serhat ve Tarık dayı deniz bisikletini sürmeye başladı buraya geldik ne oldu dersiniz fark etmedik ama denizin içinde kocaman bir kaya vardı ve deniz bisikleti kayanın üstüne oturdu ☺ Bildiğiniz 15 dakika boyunca boşa dönüp durduk hayır bizimkiler aşağı inip bisikleti döndürecekler ama suyun altı deniz kestanesi kaynıyor . En sonunda atladılar artık ayaklarına bata çıka bisikleti döndürmeye başardılar.Sonra Tarık dayı arkaya geçti ben ve Serhat yola devam ettik aşırı akıntı vardı sürüklenip duruyorduk neyse bir şekilde kıyıya gelmeyi başardık.

1 saatliğine 20 TL verdik yarım saat 15 TL'di giderseniz aklınızda olsun ☺

Bu akşam evdeydik çocuklar uyuduktan sonra bayağı bir sohbet muhabbet ettik Gülay yenge ve Tarık dayıyla kah güldük kah şikayetlerimiz oldu falan filan ama tatil güzel geçiyordu. Tek sıkıntı hoş sıkıntı da denmez ama tanıdık yere gidince daha çok yoruluyorsun sofrayı hazırla,sofrayı kaldır bulaşıkları hallet bir yandan çocuklarla ilgilen bir de odaya çıkman gerektiği zaman iki kat üste çık. İstanbul'da ki misafirlikten tek farkım denize girmiş olmamdı ☺ Bence en güzel tatil ne biliyor musunuz ? Otel .. Gerçekten otel kadar rahat bir tatil yok hele bir de çalışan bir bayansan ve rahatlık istiyorsan , hizmet etmek istemiyorsan kesinlikle Otel'i tercih etmeli evet bir eve gittiğinde belki ödeyeceğin 6 gün 5 gece tatilin 4'de 1'ini ödüyorsun ama en azından plaj için ayrı para vermiyorsun yemek için ayrı para vermiyorsun ne bileyim herkesin zevki farklıdır ama ben otel tatilini daha çok seviyorum orası net !

3.ve 4. günü ayrı bir postta yazacağım.
Şimdilik hoşçakalın ☺

Saygılar..

2 yorum:

  1. Çok beğendim gerçekten.Sadece o kahvaltıdan yemek için ,o güzel lezzetlerin tadına varmak için bile gidilir.Teşekürler..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Küçük ama güzel yer , aşırı bir kalabalıklığı yok . Tavsiye ederim .
      Saygılar ..

      Sil

Share