31 Ekim 2014 Cuma

Kişisel Mim :)


Sevgili blog arkadaşım Guguklu Saatten Ninniler ' den hayata dair bir Mim ..
Hoşuma gitti ne yalan söyleyeyim :)


Bu aralar hayatında neler oluyor? Seni nasıl etkiliyor bu olaylar?
Allah'a bin şükür .. Doğumgünüm'de (16 ekim) Evlenme Teklifi aldıktan sonra hala daha ağzım kulaklarımda geziyorum. O kadar hoşuma gitti ki , bir daha evlenme teklifi et diye sevgiliye ısrar ediyorum bu kadar da yüzsüzüm =D
Şu an isyan ettiğim birşey yok fakat yoğun bir iş temposundayım =( bu da beni bayağı bir yoruyor..

Hayatın senin için ne kadar önem arz ediyor?
Fazlasıyla önem arz ediyor.. Bazen tansiyonum fırlıyor kendimi o kadar kötü hissediyorum ki ölecekmiş gibi, " Allah'ım daha evlenip çocuk sahibi olmadan canımı alma " :) diyorum..Güler misin , ağlar mısın.. Hayat çok kısa göz açıp kapayıncaya kadar geçiyor..

Kendini bir kenara çekip düşündüğün oldu mu?
Gece yatmadan önce sıkça düşünüyorum.Sonra da "aman kafama takmıyım ya " diyorum.. Allah herşeyin hayırlısını versin diyorum ve susuyorum..

Nefret duyduğun bir alışkanlığın var mı?
Sinirlenince ağlamak gibi...

Bu hafta içinde neler yaşadın?
Pazartesiden bu yana hayatımda pek bir değişiklik olmadı :) sadece işler çok yoğunlaştı o kadar =D

Hayat
Beni neden yoruyorsun ?

Son zamanlarda bir değişikliğe uğradığını hissediyor musun?
Büyüdüm koskoca 25 oldum.. Yolun yarısının çeyreğindeyim..
Zamanın çok çabuk geçtiğini hissediyorum :(

Hayattan beklentilerin neler?
Çok şey.. Önce Sevgilim için güzel bir iş..Daha sonra söz,nişan ve evlilik..
Bir de Maldivler de balayı :)
Bir de araba :)
Bir de Ev..
Bir de , bir de , bir de 'ler çoğalır valla =D

                                                        Teşekkürler

Aşk - Yazar Mim'i =)

         Sevgili Guguklu Saatten Ninniler 'den iki Mim bir arada geldi :)
         Yoğun bir tempo da çalıştığım için anca cevap verebildim , kusura bakma olur mu ? :)


Yazar Mim'i ;


Yazar ne demek?
Bizim görüpte söylemediklerimizi anlatma sanatıdır..

Herkes yazar olabilir mi?
Hayır..Yazar olmak kolay değil..
Herkes yazar fakat herkes aynı hissi yaşatamaz..

Sen neden yazıyorsun?
Birşeyler yazıp çizmek , bunu okutmak ve güzel yorumlar almak hoşuma gidiyor..

Beğenilmek ve okunmak hoşuna gidiyor değil mi? Sence bundan dolayı yazarlar megaloman olabilir mi?
 Beğenilmek ,okunmak herkesin hoşuna gider..Megalomanlığa gelince bence kişilikle alakalı bir durum..

Bir yazarla sohbet etmek nasıl bir duygu?
Bence harika ve heyecan verici ..

Yazarların cinsiyeti var mıdır? Bu konuda örnek verebilir misin?
Yazarın iç ve dış dünyası o kadar geniş ki bu yüzden bir ayrım yapamıyorum..

Yazmak senin için bir mesele midir, yoksa meşgale mi?
Her ikisi de diyebilirim.. Değişiyor.

En sevdiğin yazın hangisi?
Erkek arkadaşıma yazdığım bir şiir var ilk ve son oldu pek becerikli değilim sanırım.. ismi " Kusursuz Aşk"

Yazdığının anlaşılırlığıyla ilgilenir misin?
Elbette bazen çokca yazıp sildiğim oluyor :)

 AŞK Mim'i    ;

Aşkı nasıl tanımlarsın?
Tanımlanmaz .. Yaşanır  :)
İlla da bir tanımlama istiyorsan ; Ruh ikizini bulmaktır ben zaten buldum :)

Sen hiç aşık oldun mu?
Oldun mu değil hala Aşığım :)

Hayalindeki aşk nasıl bir şey?
Hayalimde ki Aşk'ı zaten yaşıyorum :)

Sana aşık olduğunu söyleyen birine nasıl karşılık verirsin?
Bu soruyu pas geçiyorum =)

Aşk bir su mudur içip kudurduğun?
Ah ah Aşk insana herşeyi yaptırıyor ..

Aşkı bilene, derdi çekene mi sormalı?
İkisine de sormakta yarar var =D

Aşkla sevgi karıştırılmamalı mıdır?
Bence de karıştırılmamalı..Aşk belli bir süreden sonra Sevgiye dönüyor daha sonrasında ise Saygıya..

Aşkla vişnenin ne alakası olabilir?
Tek ortak nokta da birleşmesi..

En etkilendiğiniz aşk filmi hangisi?
Yabancı : The Notebook
Türk :  Evim Sensin

En hoşunuza giden aşk romanı hangisi?
Çalıkuşu

Son olarak aşkta romantizm nasıl olur, en romantik anınız nasıldı?
Evlenme Teklifi aldığım günü :)
O kadar güzeldi ki hala rüyada gibiyim..


                                                 Teşekkürler.

Kombi Alırken Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar

             

            Havalar artık soğudu , yeni kombi alımları yapıldı..Hatta kombilerin devreye alımı yapılıp , arızaları bile oldu..

             Isıtma ve soğutma firmasında çalışan biri olarak size bir kaç bilgi önereceğim ..


              Kombi alırken nelere dikkat etmeliyiz ;


  • Kombi almadan önce etrafınızda kombi kullanan arkadaşlarınızdan,komşularınızdan veya akrabalarınızdan , kullandıkları kombi markası hakkında " memnun olup olmadıklarına " dair bilgi alışverişi yapın.


  • Kombi cihazlarıyla ilgili İnternetten , Yetkili Satıcılardan aklınızda soru işareti kalmayacak şekilde detaylı bilgi alınız.Mümkün olduğunca ürünü görünüz ve inceleyeniz..

  • Kombiler arasında karşılaştırma yapın. Yoğuşmalı veya yoğuşmasız cihazların evinize uygun olup olmadığına dair muhakkak keşif hizmeti yaptırın. Keşif hizmeti yaptırmadan ürün almayınız.Kombi cihazları ev metre karesi , ısı yalıtımı , dış cephe montalaması v.s. gibi işlemler istediğinden  ev metre karesine hangisi uygunsa onu tercih ediniz. Bir üst model daha iyi ısıtır diye düşünmeyin cihazdan tasarruf sağlayamazsınız tam tersi cihaz çok daha fazla gaz yakar bilginiz olsun.


  • Kombi alırken , firmanın , ilgili gaz kuruluşu tarafından YETKİ BELGESİ'ni isteyiniz.Gaz kuruluşları tarafından Yetki Belgesi olmayan firmalar için yaptığı tesisat işlemlerine gaz vermediğini unutmayınız.


  • Kombi almadan önce firmaların Satış Sonrası Hizmetler Yöneticiliklerinin olup olmadığı , servis hizmetlerin çalışma saatlerini , günlük hizmet verip vermediklerini , haftasonu çalışılıp çalışılmadığını , kombiniz arızalandığında yedek parçanın temin edilip edilemeyeceği konusunda detaylı bir araştırma yapınız.


  • Yıllarca kullanacağınız için hem ekonomik hem de yakıtta tasarruf sağlayabileceğiniz bir cihaz almanızı öneririm..


  • Kombi alacağınız zaman muhakkak sıcak su konfor özelliğini sorunuz..Sıcak suyu kaç saniye de alabileceğinizi ve suyun sabit bir sıcaklıkta kalıp kalmayacağına dair muhakkak bilgi ediniz.

  • Kombi almaya karar verdiğiniz de mümkün olduğunca Yetkili bayilerden ürünü temin edin ve Yetkili bayiler tarafından cihazın montajını yaptırın.. İlerde bayiden kaynaklı herhangi bir problem yaşadığında aldığınız yer size yardımcı olacaktır.

  • Kombinizle ilgili herhangi bir arıza veya herhangi teknik bilgiye ihtiyacınız olduğunda 7/24 Çağrı Merkezi'nin olup olmadığına dair muhakkak bilgi edinin.. Gece 02.00'da kombiniz arızalandığında sabah 09.00'a kadar beklemek istemezsiniz..


  • Kombinizi aldığınız zaman yetkili firmadan muhakkak Çağrı Merkezinin numarasını teğit ediniz.Nitekim İnternete ,  o firmanın adını yazdığınız zaman çıkan bazı telefon numaraları "yetkisiz servis " bir diğer deyişle " korsan servis " oluyor. Cihazınız garanti dahilinde olsa bile sizlerden ücret talep ediyorlar , problemi gideremiyorlar ve müdahale ettirdiğiniz için var olan garantisi de sona eriyor.Lütfen dikkat ediniz.



Umarım faydam olmuştur. Herhangi bir sorunuz olursa yorum yazmanız yeterli olacaktır..
En kısa süre de cevaplamasını yaparım :)


                                                Saygılar


29 Ekim 2014 Çarşamba

29 Ekim Cumhuriyet Bayramımız Kutlu Olsun

        

Osmanlı Devleti, hüküm sürdüğü 624 yılda 36 padişah tarafından yönetilmiştir.
 Padişah, şah, kral, imparator, sultan gibi tek kişiye dayalı yönetim sistemine "mutlakiyet" adı verilmiştir.
Mutlakiyet yönetiminde egemenlik kayıtsız şartsız, tek bir kişidedir.
 Mutlakiyetle yönetilen ülkelerde ülkeyi yöneten kişiye yardımcı olması için meclis kurulurdu. Meclis üyeleri halkın isteklerini yöneticiye duyurur, yasa tasarısını hazırlardı. Bu yasa taslakları yönetici tarafından benimsendiğinde yasalaşırdı. Bu yönetim biçimi ise "meşrutiyet"tir.
 Cumhuriyeti bize armağan eden Mustafa Kemal Atatürk'ün söylediği gibi, egemenlik kayıtsız şartsız ulusundur.
Ulus, kendini yönetme yetkisini, kendilerine temsil eden milletvekilleri aracılığı ile kullanır.
Cumhuriyet yönetiminde, yurttaşın seçme ve seçilme hakkı vardır.

Kaynak : Wikipedia

28 Ekim 2014 Salı

Caddebostan Sahilinde Bir Pazar

21 Eylül Pazar.. İstanbul'da hava kapalı fakat sıcaktı en azından sadece bir hırkayla dışarı çıkabilirdin.. Fakat biz öyle mi yaptık. Hayır. Biz bildiğiniz montlarımızı giydik :) Eee Motor tepesinde olacağımızdan ince birşey giyipte kendimizi riske atmadık..


Bir gün önceden kararlaştırmıştık nereye gideceğimizi..Sevgili pazar günü beni aldı ve rotamızı Caddebostan'a çevirdik :)

Caddebostan ; Erenköy ile Çiftehavuzların arasında kalmaktadır.Eski adı " Cadı Bostanı" imiş, Osmanlı döneminde suçlular bu bölgeye yerleştiğinden bu isim takılmış :) Suçlular temizlendikten sonra da adı " Cadde Bostan " olarak değiştirilmiş.
Hem sahil kısmında ki bisiklet yolu , hemde Bağdat Caddesin de ki ünlü markaları ve ünlü cafeleri ile İstanbul'un en gözde yerlerinden biri olmayı başarmıştır :)


Bostancı'yı,Suadiye'yi,Caddebostan'ı da içine alan Bağdat Caddesi ,İstanbul Anadolu Yakasının en nezih yerlerinden biridir.Hatta en nezih yeri de diyebilirim :)

Doğup büyüdüğüm yer Suadiye'mi bazen o kadar özlüyorum ki.. Çocukluk arkadaşlarımı , (hala görüşüyor olsakta çocukluğumuzu özlüyorum ) mahallemi , okulumu ,yaramazlıklarımı :) herşeyiyle mükemmel bir çocukluk geçirdim.. Caddesbostan'la da arası çok fazla olmamasından dolayı kızlarla birlikte çıkar, sahile iner oradan da caddesbostana kadar yürüyüp deniz kenarında veya çimlerde çekirdek çitlerdik.. Buranın insanını seviyorum. Sen mini bile giysen dönüpte biri bakmaz, baksa da bir daha kafasını çevirip seni süzmez.Keşke her yer böyle olsa..


Yaklaşık yarım saat içinde Caddebostan'a varmıştık ,  çok trafik vardı ve eminim ki araçla gidenler 1 saatten önce gidememişlerdir biz şanlısydık..

Motor'umuzu park ettik ve çimlere doğru ilerledik..Ben evden çıkmadan önce yanıma kalın bir örtü almıştım , örtüyü çimlere serdik ve o anın tadını çıkarmaya başladık..



Bir ara Sevgiliyle sessizleştik ne o ne ben konuşuyorduk.. Özlemişiz ikimizde sessizliği :) Sonra Sevgili hemen arkamızda olan Beltur'dan iki çay aldı bende yanıma cips almıştım hem cipsimizi yedik , hem çayımızı içtik hemde bu küçük serçelere cips attık :) Hava da yakalamak için biraz zorlandım anca bu kadar oldu :)



Sevgiliyle kuşlara yem vermekle uğraşırken denizden sesler gelmeye başladı. Bir an için "ne oluyor" dedirttirecek bir sesti.Hemen ayağa kalktık baktık ki Jet Ski'ler gösteri yapıyor.
Güzel bir gösteriydi..


Yine bizden farklı Selfie pozları :)

Bulmuşum mis gibi bir havayı , güzel de bir çimlik alanı..Hemen Sevgiliye fotoğraf makinesi verdim başladık fotoğraf çektirmeye :)







Yağmur yağdı yağacaktı..Kalktık ve biraz sahilde yürüyüş yaptık.


Emeğe saygı...





Dönüş yolunda Küçük Çamlıca'ya girdik (burayı atlıyorum farklı bir post'ta yazacağım ) ama girmemizle çıkmamız bir oldu diyebilirim :) Nedeni ise bir an da yağmur ' un bastırması.. Nasıl koştur koştur Motor'a gidiyoruz anlatamam.. Motor 'u  kullanmak genel anlamda zaten tehlikeli , yağmur yağınca iki katı daha tehlikeli oluyor..Allahtan eve gidene kadar bardaktan boşalırcasına yağmadı da rahat rahat gidebilirdik.

Herşeye rağmen keyifli bir gündü :)

Saygılar..

22 Ekim 2014 Çarşamba

Kurban Bayramı'nın 4.günü ve İstinye

Kurban bayramı'nın 4. günü (7 Eylül 2o14) diğer günlere göre havanın en güzel olduğu gündü.Sevgiliyle " nereye gideceğimiz " konusunda bir anlaşma yapmamıştık. Avrupa yakasına geçmeyi düşünüyorduk , köprüden 'de geçişler ücretsiz olacağından gidişimiz ve dönüşümüz rahat olacaktı fakat tek sorun Motor'la köprünün üzerinden geçmekti =) Araçla bile giderken normal şartlarda zaten sallanıyorsun Motor'la uçarız diye düşünmüştüm hiçte öyle olmadı hatta çokta keyifli oldu..
Sevgilim beni evden aldı , kalın yünlü polar giymiştim Motor'un üstünde bile o şekilde terlediysem hava ne derece güzel siz düşünün..
Hemen Çengelköy'den Beylerbeyine çıktık oradan Boğaziçi Köprüsüne bağlandık.Trafik yoktu (normalde buranın trafiği hep kilittir). Köprünün üzerine çıktığımız da bir heyecan yaşadım sormayın."Ay acaba rüzgar bizi sürekler mi " , " acaba biri bize yanlışıkla değse biz köprünün bir ucuna fırlarmıyız " falan diye saçma sapan düşüncelere girdim. Ama bu düşüncelerim hemencik silindi. O kadar güzeldi ki capcanlı ilerliyordun sanki köprünün üzerinde yürüyor gibi hissediyordun.. " Aşkım çoook güzelmiş " diye sesimi duyurmaya çalışıyordum Sevgiliye fakat kasklardan dolayı duymak zor olduğundan kendi kendime konuşuyor gibi hissediyordum =)

Haydi yat'ıma binin gidiyoruz :))

 Avrupa Yakasına geçtik ve Ortaköy'e doğru ilerledik.Nasıl trafik kilit anlatamam =(
 Havayı güzel gören herkes dışarı fırlamış , üstüne üstlük Ortaköy'e gitmiş =) Düşünün bu kelimeyi ben söylüyorum neden diyorsanız ? Biz Motor'la olmamıza rağmen bile trafiğe kalıyorduk gerisini siz düşünün..


Trafikle boğuşurken yanımıza Motorcu bir abi geldi " Ortaköy'e mi gidiyorsunuz " dedi , Serhat " Evet abi " dedi . "Beni takip et " diyerekten ilerlemeye başladı. Bizde vardır bir bildiği diyerekten abi önden biz arkadan ilerlemeye başladık. Abi ara sokaklara girdi ve bizi Yıldız Köşkünün içine çıkardı..Kocaman, büsbüyük bir yer. Miss gibi bir orman havası almış olduk =) ben o arada Sevgiliye " Aşkım bir ara buraya gelelim " dedim =) Abi Köşkün bir kapısından girdi diğer kapısından çıktı. Yanına yaklaştığımız da " buradan aşağı doğru ilerleyebilirsiniz " dedi.Teşekkür ettik. Evet yolu kısalttık fakat Ortaköy'ü de birazcık geçmiş olduk biz de " daha önce gitmediğimiz yer değil ya " diyerekten ilerlemeye başladık..Bebek'e gelmeden önce kısa bir mola verelim dedik.



Hokus Pokus =)


İşte geldim =)

Kısa bir molanın ardından tekrar yola koyulduk istikamet : İstinye / Sarıyer
Trafik boylu boyunca uzanıyordu biz yine bir sağ bir sol yaparak kolun kenarından , kenarından ilerlemeye başladık.Bir baktık iki motor daha bir sağ bir sol yapıyor ardından bir kaç motor daha birleşince biz "motor kardeşliği" gibi hep bir arada ilerliyorduk..Bir ara bir amcam bir teyzemi de motor üstünde görünce Sevgilim " heh şimdi Teyzem de geldi tam oldu" dedi =)


A ve B şeklinde görüldüğü gibi bir elimde hırka, bir elimde kask, bir elimde çanta..

Baktık ki herkes bir yere dağıldı. Sevgilimle bir duraksadık. Geldiğimiz yer " Baltalimanı Kemik Hastalıkları Hastanesi". Burada durduk hemen sağ'da bir büfe gördük oradan bir tane bisküvi bir tane de su alıp tekrar ilerlemeye başladık..Çok geçmeden İstinye'ye varmıştık.


Sevgiliyle sahilde biraz oturduk..Deniz'in keyfini çıkardık.. Yat'lara baktıkça da " Şöyle bir yatımız olsa " diye iç geçirdik :)


Daha sonra fotoğraf çekmeye daldık, kimisi benim telefonumdan kimisi fotoğraf makinesinden..


Bizde Selfie'ler böyle oluyor =) ya sizde ?




Baktık orada öyle oturmakla olmuyor hemen yan tarafta "Sonay Aile Çay Bahçesi"'ni gördük.Gidip iki tane çay içtik kendimize geldik.. Bu arada olur da denk gelir giderseniz çay kişi başı :2 TL haberiniz olsun.Çay bahçelerinin fiyatları sanırım konumuna göre değişiyor ya :) Bazı yerler de 1 TL , bazı yerlerde 1.50 TL , bazı yerler de 2 TL. Dediğim gibi konum çok önemli =) İstinye gibi bir yerde çayın 1 TL olması çok zor bir ihtimal..


Güzel bir dinlenmecenin ardından dönüş yoluna geçmek için hazırlanıyorduk ki Sevgilim " Emirgan Korusu'na da gidelim " dedi. Hoop bindik Motor'a , Sahil şeridini takip ettik , sonra sağ sapıp rampa yukarı çıktık ve Emirgan Korusu karşımızdaydı.

Emirgan Korusu ; İstinye ile Emirgan arasında yer alır. Koru 17.yy'da Osmanlı padişahlarından 4.Murat tarafından İranlı Emir Güne Han'a hediye edilmiştir.
Koru'nun içinde Sarı Köşk , Pembe Köşk ve Beyaz Köşk adı altında 3 Köşk vardır. Ben sadece Pembesini görebildim diğerleri yukarıdaydı sanırsam..
Uzun yıllardır her yıl Nisan ayında burada Lale Festivali düzenlenmektedir.Bu da ufak bir dip not olsun =)


Sevgili Fotoğrafta ki Pİyanist'e "Bak kardeşim o öyle çalınmaz böyle çalınır "diye öğretmeye çalışıyordu.Hatta bir ara " Yapamıyor ya " diye bir hareket yaptı etraftan bizi izleyenler gülmeye başladı.Alem Adam :)

Koru'nun içine girdik , motor'umuzu park etmek zorunda kaldık.Arabalı araçlar rahatlıkla Koru'nun içine kadar girebiliyorlardı fakat biz Motor'lu araçlar olarak park etmek zorunda kalıyorduk :( Bu da Koru'nun içini çok fazla gezme fırsatını bulamayacağımız anlamına geliyordu..





Koru'nun içini gezdik daha doğrusu Korudan içeri girdiğimizde sağ tarafa doğru Pembe Köşk'ün oraya doğru ilerledik. Daha sonra ağaçların , çalıların , patikaların olduğu topraklı yollara girdik. Survivor'daydık sanki , macera yaşıyorduk.


Aslında yorulacak hiçbirşey yapmamıştık ama ben çok yorulmuştum dönüş yoluna geçtik.Hava biraz esmeye başlamıştı. Bizim evin oraya yaklaşınca Sevgili Motordan indi ve "sen kullan" dedi. " Ya aşkım iyi misin hayatımda hiç motor kullanmadım şimdi birşey olacak falan" dedim. Bizde ben öne geçtim sevgili de arkama o fren'i tutuyor ben gazı ilerlemeye başladık. Çok eğlenceliydi fakat yokuş aşağı inmem gerekiyordu ve araba geliyordu korktum dümdüz ilerlemeye başladım yanlışlıkla da kornaya bastım arabada ki adam da anlam vermeye çalışıyordu bana.Sevgilim " aşkım ya adam ona çaldığımızı zannedecek " dedi. " Hayatım , ne yapayım adam da anlamıştır herhalde benim acemi olduğumu " dedim. Daha sonra daha düzlük bir alana götürdü güya Sevgili beni. Alan düz falan değil hafif rampalar var,sadece araba çok geçmiyordu. Ama ben bir gaz'a bassam yola fırlayabilirdikte.. Neyse rampadan hafif yukarı çıktım beni paniğe soktu frene basacağıma gaza bastım Allahtan Sevgili yine arkamda oturuyordu yoksa Motor'u bırakıp gitmiştim =) 
"Ah aşkım ah seni bilerek orada panik yaptırdım yarın bir gün birşey olursa şimdiden alış diye " dedim demez mi ? " Ya aşkım, ömrüm de ilk defa motor kullanmışım beni paniğe sokacağına daha düz bir yerde yavaş yavaş göstersen olmaz mı " dedim :)

Arkada oturmak hiçbişey ifade etmiyormuş , bunu kullanınca anladım  o kadar eğlenceli ki anlatamam :) Başka zaman Sevgilim daha düzlük bir alanda bana öğretecek..

Saygılar..

20 Ekim 2014 Pazartesi

Doğum günüm ve Evlenme Teklifi ♥

                     

                                            Bu benim en özel en güzel doğum günüm..


Sabah şirkete gittiğimde beni çok güzel bir sürpriz bekliyordu . Sevgili badi'm Nuray bana en bi sevdiğim Damak Çikolata almıştı.
Ardından Sevgili arkadaşım Damla 'da bana kola getirmiş üzerine de " Doğumgünün kutlu olsun Yağmurcuk :) " yazmış. 


Bugün arkadaşlarla birlikte toplanacaktık fakat kaç kişi olduğumuz konusunda bilgim yoktu. Benim arkadaşlarım ve  Serhat'ın arkadaşları katılacağı için kendime ödül vererek öğle arası saçıma fön çektirmeye gittim. Beni bilen bilir, saçımla oynanmasından hiç hoşlanmadığım için kuaföre bile çok özel birşey olmadığı sürece gitmem.Ama bugün özeldi benim doğum günümdü şık olmalıydım.Gün bitiminde iyikide gitmişim kuaföre diyordum =)

Şirkette ki doğum günüm yukarıda ki iki pasta ile kutlandı.. Yoğun bir sezonda olduğumuz için kutlama kısa sürdü.Normalde 2 takım olarak çalışıyoruz bir takımda doğumgünü olduğu zaman diğer takım yerinde durmak zorunda kalıyordu. Fakat benim doğumgünüm de her iki takımda olduğu için mum'u üfledim , pastayı kestik derken 5-6 dakika durduk sonra çıktık.Hiçbirşey anlamadık =)


Çıkışta Sevgilim beni takım elbiseyle karşıladı " Aşkım damat gibi olmuşsun " dedim =) Güldü , geçti..Arkadaşı Emrullah'ta vardı yanında..Bizim evin önüne geldik " sizi biraz bekleticem" dedim. Hemen eve çıktım. Nasıl bir strese girdim anlatamam benim hazırlanmam normalde bayağı fazla sürüyor (ki bayanların hazırlanması her zaman uzun sürer) valla 25 dakika içinde giyindim, makyajı yaptım ve çıktım. Sevgilim " sonunda aşkım " dedi. "Hayatımm ben sizi 40 dk bile bekletirdim de neyse hemen hazırlandım işte" dedim..Sevgilim böyle zamanlarda bana normalde " ne giyeceksin " derdi.Bu sefer hiçbirşey sormamıştı. " Herhalde doğumgünüm ya o yüzden birşey demiyordur " diye düşündüm.Giydiğim elbise dar ve biraz kısa , Sevgilim görünce hiçbirşey demedi " taş düşecek taş " dedim =)

         Emrullah Nişanlısını almak için Çengelköy Merkez'de indik. Bizde arabayı park edip Çengelköy Boon Cafe & Restaurant'a gittik.Dışarıda bize özel olarak hazırlanan masaya oturduk.
Manzara çok güzel fakat tek kötü yanı esiyordu =( eh bende Ekim ayının ortasında doğdum normaldir böyle havalar.

                             
Önce Emel sonra Zuhal , Emrullah ve Nişanlısı Pakize, Seval ve erkek arkadaşı derken yavaş yavaş toparlanmaya başladık. Gittikçe kalabalıklaşıyorduk bende içimden "Ben nasıl ilgilenicem herkesle " dedim . Daha benim en yakın hatta çocukluk arkadaşım Mehtap gelecekti ve yine benim tarafımdan Mehveş ve erkek arkadaşı Mert gelecekti onlara yer ayarlamaya çalışıyordum fakat bu hiçte kolay olmuyordu..
                                     

Nuray, Ömer abi ve Ecrin'de geldi. Masaya oturdular çok geçmeden bayağı bir rüzgar esmeye başladı.Garson geldi " Ben isterseniz size içerde bir yer hazırlayayım , yağmur yağacak , şemsiyeleri de kapatacağız " dedi. Hep beraber içeri geçtik. İçeride ki ortam da çok güzeldi, hatta içerisi daha da güzeldi fakat sigara içenler (bende dahil) zorlanırız diye düşünmüştük ama hiçte öyle olmadı..Yaşananlardan dolayı bırakın sigara içmeyi pastayı bile yiyemez olmuştum =)


                                       
                                         
                                          

İçeri geçtiğimiz de ben yine yer düzeni yapıyordum . Koltuğa geçtim hemen yanımda Nuraylar vardı. Serhat " Mehveşler geldi onları almaya gidiyorum " dedi. Bende onları bekliyordum ki bir baktım Kuzenim Ece ve onun kuzeni İpek geldi ben bir bağırdım " Ece " diye =) Normalde resimlerde koltuğun sol tarafındayım ama öncesinde yani Ece'ler gelmeden önceye kadar sağ tarafta oturuyordum.Ece'leri gördükten sonra nasıl fırladım yerimden anlatamam..Şimdi ben takmıştım kafaya yanıma Mehtap'ı alacaktım bu yüzden ben en dip köşeye geçtim iki sandalye istedik benim yanıma Ece ve İpek'i oturtturdum..İşlem tamamdı.. Fakat Sevdiceğimle hep ayrı oturduk orası ayrı konu..Bu arada o kadar kalabalıklaştı ki gecenin sonunda toplam 21 kişi olduğumuzu fark ettim..

                                            
Sevgilimin dersaneden hocası (bu arada Serhat'ın tarafından gelenlerin % 90'ı açık öğretim için gittiği dersanedendi) Yasin Hoca geldi. Çok zarif bir bey bana çiçek getirmiş. Hemen fotoğrafladım..
Baktım Sevgilim, Mehveş ve Mert'le geliyor " Aşkım ya , çok kişi olduk Garson kız bile 'daha gelecek var mı' diye bana sordu bende ' bilmiyorum' diye cevap verdim benden gelecek Mehtap kaldı hatta sürpriz bile geldi Eceyle İpek sen ne ara çağırdın ki onları da " dedim. Gerçekten çok büyük bir sürpriz oldu onların gelmesi. Gecenin sonunda anladım neden çağırdığını =))
Ben bir uçta Mehveşler bir uçta oturuyordu.Bu arada Mehtapta geldi.Hemen yanıma koltuğa aldım biraz sohbet muhabbet ettik .Sevgili de bu arada ortalıkta yok " nerde bu çocuk ya off "diye söyleniyordum..Baktım Mehveşler hiç tanımadıkları kişiler arasında kaldılar,dayanamadım, garsonları çağırdım. Sağolsun kırmadılar bir masa daha eklettik ama L şeklinde oldu.Mehtap, Ece,İpek,Mehveş,Mert bir arada oldu bende L olan masanın iç kısmına oturdum oh be diyordum =)


Teyzem ve Anneannemle telefonla konuşuyordum.Telefonu kapattım tuş kilidine alıyordum ki sağ taraftan yani girişin olduğu yerden darbuka,klarnet ve gitar sesi geliyor. Şimdi ortam şık bir ortam öyle bir müziğin orada çalması imkansızdı..Ayağa kalktım baktım Serhat geliyor.Arkasında  biri çiçeği , biri iki pastayı biri bıçağı tutuyor , Mehveşte Kameraya çekiyordu..Benim kalbim küt küt, güm güm atmaya başladı..


Bizim şarkımız " Ben varım" çalıyor fakat darbuka da olunca çokta anlaşılmıyor =) Bilen anlar ancak..Ben öylece yerimde duruyordum.Hani gülüyorum,kalbim güm güm atıyor fakat zannediyorum ki " herhalde bugüne özel yaptı bunu , adamlar gelecek pastayı önüme bırakacak , sonra da bitecek " diye düşündüm. Fakat öyle olmadı =) Bakmayın şimdi böyle rahat anlattığıma hala daha heyecanlıyım ve hala daha hatırlamadığım bazı şeyler var...
Sevgilinin yanına gittim ve bir anda " Teklif ediyorum benimle evlenir misin " diye çalgıcılar söylemeye başladı.Ben gülüyorum etrafımda olup bitenlerin farkında değildim.Bir ara masaya baktım herkes elinde telefon bizi çekiyor tek bizim masa olsa gene iyi Ömer abiden öğrendim ki diğer masalarda ki herkes çekiyormuş fotoğrafımızı, videomuzu..
Sevgilim önce yüzüğü çıkardı ve sonra eğildi. Çalgıcılar susmadı tabi..Sevgili ayağa kalktı beni bir kendi etrafımda döndürdü çalgıcılara bitirin der gibi bir hareket yaptı sonra da " 09 Eylül 2014 tarihinde ben Yağmurdan birşey aldım o bunu farketmedi (bende bu sırada 'yüzüğüm mü' diyorum.Sevgilim daha önceden bana 14 Şubat 2012'de tek taş yüzük almıştı hiç kaybetmemiştim.Son 1 aydır kaybettim sanıp o kadar üzülüyordum ki , artık aradan bir kaç gün geçtikten sonra Sevgilime " ben kaybettim yüzüğü " demiştim) ben onun yüzüne vurdum nasıl kaybedersin dedim halbuki daha güzelini almak için almıştım.Şimdi tüm ailemin , dostlarımın önünde teklif ediyorum. Aşkım Benimle Evlenir misin ? " dedi ve ben de hemen " Evet " dedim. Birbirimize sarıldık. Elim ayağım birbirine girdi. Görmeniz lazımdı. Gözlerim doldu ama heyecandan sevinçten ağlayamıyordum. Duygu karmaşası yaşadım resmen..
Ardından Sevgilimle birlikte pastayı üfledik ve herkese dönerek "Birşey diyim mi, biliyor muydunuz " dedim ve masadaki herkesten " EVEET" sesi yükseldi. Meğersem ortamda ki herkes Sevgilimin bana evlenme teklifi edeceğini biliyormuş daha doğrusu en yakınlarımdan Nuray ve Mehtap haricinde herkes biliyormuş. Nuray'ın Eşi Ömer abi  de biliyormuş fakat erkek dayanışması Nuray'a söylememiş, Mehtap'ın da haberi yokmuş.Onlara da sürpriz oldu =)

Doğum günüm ve Evlenme Teklifinden çok özel kareler ;  ♥ 

          


  

















Bazı fotoğraflarda gözlerimiz parlasa da yanımızda iyi ki arkadaşlarımız vardı ve iyi ki onlar fotoğraflarımızı çektiler diyorum. İnsan o an heyecandan hiçbirşey düşünemiyor.. 21 kişiydik diyorum ya bakın fotoğraflar da o 21 kişiden eser yok. En yakınımla bile resim çektiremedim , heyecandan insanın aklına gelmiyor onu anladım =) Herkes "hiç hatırlamayacaksın" diyordu da inanmıyordum..Allahtan videolarımız var da insan baktıkça gülüyor, o anı hatırlıyor , " aa ben burada böyle mi yapmışım " diyor.. Parça parça videolar olduğu için onları paylaşmıyorum.Baştan sona bütün video Mehveşte =) Ondan aldığım zaman özel olarak paylaşacağım..

Hiç beklemiyor muydun diye soran çok oluyor, evet evlenme teklifini bekliyordum ama özel bir günde beklemiyordum..Çünkü Sevgilim'e ben "özel bir günde yapma anlarım" demiştim..Özel bir günde yaptı ve ben anlamadım =)

Boon Cafe ' de  " ilk" ler arasına girdik. "İlk" evlilik teklifi bizim sayemizde yapılmış oldu.Bu arada hizmetleri iyiydi, çalışanlar güleryüzlüydü,serviste hızlıydı..

Canım Sevgilim seni çok seviyorum.. Allah seni başımdan eksik etmesin..! Amin.
Hayatımda geçirdiğim en güzel doğumgünüydü..
Çok ama çok teşekkür ederim...
Sana binlerce kez söylüyorum ki " Ömrümün sonuna kadar 'EVET'"

Bu özel günümde , yanımızda olan tüm herkese Teşekkür ediyorum.

Darısı tüm bekleyenlerin başına =)

Sevgiler.. 

Share