6 Eylül 2019 Cuma

Bu YAZ nasıl geçti ?

Şaka maka yazı bitiriyoruz.Evdeyken bazen hangi gün , hangi tarih , hangi ayda olduğumu bile unutuyorum ne çabuk Eylül ayına gelmişiz anlamadım bile :)

Dolu dolu bir yaz geçirdim diyebilirim malum karı-koca işsiz olunca birbirimize daha çok vakit ayırır olduk bazen dizi izleyerek sabahladık , bazen hiç uyumadan ani bir kararla bir sabah kahvaltısına gittik.. falan filan işte :) Bakalım nasıl geçmiş benim yaz'ım..



Ramazanın bitmesine son bir iki gün kala dışarda birkaç işimiz vardı oradan da yeni açılan Büyük Çamlıca Camii'sine gittik öğle saatleriydi inanılmaz sıcaktı ve oruçluyduk :) O yüzden çok durmadık biraz etrafını gezdik , eşim namaz kıldı , ben etek ve eşarp almamıştım o yüzden içine girmedim aslında girebilirdim ama benim içim rahat etmiyor öyle :) Aslında bir gün etraflıca gezmek görmek lazım gitmeyen varsa gitmesini tavsiye ederim.


4 Haziran ile 14 Haziran arasında İskenderun/ Arsuzday'dık teyzemlerin yazlıklarında.
Bayrama denk geldiği için ilk hafta o kadar kalabalıktı ki bir gün denize gittik Serhat'la bir saat sonra döndük teyzem " neden erken geldiniz" dedi bende " teyze denizde yüzülecek yer yoktu" dedim :) Bayram sonrası sakindi , daha okullarda kapanmamıştı.Aslında Arsuz Tatili başlığı altında post yazmak istiyordum ama ne yazık ki buralara çok uğrayamaz olduğum için kısaca özet geçeyim dedim. Bir de bu ay sonu derslerim geliyor bir daha ne zaman gelirim Allah bilir :)





Ece (teyzemin kızı) bizimle sadece iki gün geçirecekti ve biz bir gün önce akşam Arsuz'da olduğumuz için geriye sadece 1 günümüz kalmıştı , o günde hava kapalıydı neredeyse yağmur yağacaktı ki gerçekten de bir kaç damla düştü biz deniz kenarındayken :) Deniz soğuktu ki Arsuz'un denizi genelde sıcak olur ama ben ilk defa Haziran ayında gitmiştim Arsuz'a genelde Temmuz-Ağustos da giderdim ve işin en kötü tarafı ise gündüz sıcaktan bayılıyorken akşam dışarı çıktığımızda esiyordu , Serhat İstanbuldayken"hırka alacak mısın " dedi bende " yok canım sıcaktır orası o kadar da değil "dedim ama nerde akşamları dışarı çıkarken ben teyzemden hırka alıyordum =D Serhat Allahtan trençkotunu almıştı yanına.  Son günlere doğru akşamları esmemeye başlamıştı ama deniz hala soğuktu.

Kendime Notlar : Bir daha Haziran da gidersem yanıma bir kaç tane hırka almak ,
Hatta mümkünse bir daha bayramda gitmemek malum ana baba günü ki oralarda fazlasıyla Arap ve Suriyeli var (buna çok imkan vermiyorum , gerçi  iş güç devreye girince bayramda gidilmesi yüksek olabilir)
Hatta ve hatta mümkünse Haziran'ın 15'inden sonra tatile gitmek :D

Arsuz'a 5 yıldır gitmiyordum epey değişmiş , yeni yeni yerler açılmış;



Vegas Park burası Arsuz çarşısının sonlarına doğru , teras katta bir mekan. Genelde gençler vardı :) Bizim Ada'nın ( teyzemin diğer kızı) uğrak mekanıydı ben çok beğendim burayı. Bizim kızların kuzenleri de vardı biraz cümbür cemaat gittik.
Biz Serhat'la sütlü kahve istedik.Kahveyi yarılamıştım ki bir baktım Ada hanım bize böyle bir sürpriz hazırlatmış.Ne ara büyüdü de bize sürprizler yapmaya başladı. Çok emeğim var üstünde Ada'nın. Çok baktım cadıya küçükken :D Annesi, babası,ablası bi de bana gelirdi küçükken , kimseye gitmezdi .. Teyzemde işi oldukça beni haberdar ederdi. Bende çocukları çok sevdiğimden bir de Ada'yı da çok sevdiğimden koşa koşa giderdim bakmaya :)


Asfur Künefe ; Ben Arsuz'a ilk 15-16 yaşında gitmiştim o zamanda vardı 30'a giricem hala var. Hani Arsuz'a gelip künefe yemek isterseniz kesinlikle burayı öneririm. Ben şerbetli tatlı pek sevmiyorum ama gelmişken bari yiyeyim dedim bu gördükleriniz yarım porsiyon ona rağmen epey doyurucu oldu :)


The Ada Coffee&Bistro ; Burası Ela Luxury Otel'in altında bir cafe. Zaten otel sahibinin kızlarının ismiymiş Ela ismini otele , Ada ismini de kafeye vermişler biz gittiğimizde en üst katta mezuniyet vardı ki o günde maç izlemeye gittik. Hemen devlet demir yollarının karşısında burası ve bizim eve 5 dk uzaklıkta bile değildi. Bizim yanımızda ki benim kuzen Ada az önce bahsettiğim varya bize sürpriz yapan ama kafeyle hiç alakası yok =D gerçi bizim kız liseyi burada okumaya başladı,teyzemler geçen sene İstanbul'dan taşındılar hiç gitmek istemiyordu ama maşallah o kadar popüler ki orada da arkadaşları vardı el sallıyordu :)
Fiyatları da Vegas'a göre daha uygun onu da belirteyim :)


Dönerci Ali Usta ; Arsuz'a gelip nerede ne yeriz derseniz kesinlikle burada döner yemelisiniz hem et hem tavuk döner var. Ben zaten ilk Arsuz'da döner yedikten sonra İstanbul'da pek yemez oldum. Arsuz'da soslu falan yapıyorlar İstanbul'da genellikle kuru oluyor.

Arsuz maceralarımı bu şekilde sonlandırayım sizi de daha fazla sıkmayayım :) son olarakta teyzemlerin çılgın kedisi patiden bir boomerang bırakıyorum :) Gerçekten çılgın ısırmaya falan çalışıyor.Kedi dediğin uysal olur gelip kendini sevdirir dimi ? yok bunu sevmeye kalkınca bu ısırmaya çalışıyor :)




Fotoğrafta güneşin azizliğine uğradık biraz :)

Serhat'la sıradan sabahladığımız bir günde hiç aklımızda yokken bir anda , hadi kahvaltıya gidelim dedik ve evden yiyecek bir şeyler hazırlayıp, fırından da simit alıp hoop Çengelköy Çınaraltı Aile Çay Bahçesine gittik. Burada dışarıdan yiyecek getirmek serbest sadece içecek yasak.Bizde çay söyledik Serhat'la , Boğaz manzarasına karşı bir güzel kahvaltımızı yaptık :)


 19 Temmuz Serhat'ın doğum günü , kendi aramızda ufak çaplı bir kutlama yaptık :) Ümraniye'de bulunan Paspati Pasta Cafe'ye geldik.



Ben-kucağımdaki Gökalp / Havva-kucağındaki Göktürk / Mehtap-kucağındaki Beren

Bana en güzel Kurban bayramı bugün oldu diyebilirim :)
Çocukluk arkadaşım Mehtap , Ankara'dan ailesinin yazlığına Gebze'ye gelmişti. Aslında o da hiç aklımızda yokken Havva ile plan yaptık, araba ayarladık ve bayramın 3.günü kendimizi Gebze'de bulduk :) Bu arada benim kucağımdaki Gökalp ile Havva'nın kucağındaki Göktürk kardeşler hiç benzemiyorlar değil mi biri sarı biri esmer. Benim kucağımdaki baya tatlı maşallah , yabancılıkta çekmedi sürekli kucağımdaydı hiç ağlayıp sızlamadı bile :) 
Harika bir gündü yedik , içtik , sohbet ettik (çocuklardan pek fırsat bulamadık orası ayrı) :)



21 Ağustos da ilk çalıştığım firmada ki arkadaşım Nilüfer'le görüştük..Beraber yan yana çalışmıştık işten ayrılmadan önce :) Çok uzun değildi 1 sene falan çalıştık ama beraber çalışmadan öncede zaten kendisiyle arkadaşlığımız vardı :)
Birbirimize yakın oturuyoruz anca fırsat bulduk da ikimize de yakın olabilecek Tantavi Sosyal Tesis'inde görüştük valla sosyal tesis olduğundan fiyatları gayet uygundu :)


Artık son düzlüğe girelim :) 

24 Ağustos da Dayımın oğlu Muhammet'in Kadıköy Evlendirme Dairesinde nikahı vardı. Annem, ben, teyzem öncesinde Acıbadem'de ki Saray Muhallebicisinde kahvaltı yaptık ,



Ardından ise 10 yıldır gittiğim kuaför olan Mithat&Yalçın Kuaföre gittik.Annem'de hep oraya gider bende :) 
1.5 sene önce en son gölge yaptırmıştım üstüne saçımı kestirmeme rağmen yine gitmemişti , hatta denize girdikçe daha çok açılmıştı yeni yaptırdığımı düşünenler olmuştu :) O gün de ben yine saçımda değişikliğe gittim , kestirip gölge yaptırdım. Fotoğraflarda çok belli olmayabilir güneşte daha çok belli oluyor ama sevdim ve inanılmaz sarı geldi saçım :) oysa ki çok durmadı bile , saçıma balyaj attılar 5 dk sonra yıkandı herhalde bir 15 dk daha dursa ne olurdum bilmiyorum :) 
Yok yok benim kuaförüm işi biliyor , riske de girmez , bir saç rengi söylediğimde yaparım ama sonuçları bunlar bunlar diye belirtir o yüzden seviyorum ve onlardan başkasına güveniyorum..

Dayım - Annem - Yengem - Ben - Teyzem


Muhammet&Aslı
 Çok mutlu olsunlar inşallah :) 
Anne tarafından önce ben , sonra İlknur şimdi de Muhammet'i evlendirdik :) Ece'ye daha çook var üniversiteye gidiyor daha..


Son olarakta Rabbim dualarımızı kabul etti ve Serhat iş buldu daha bu hafta başladı :)
Allah uzun yıllar çalışmayı nasip etsin inşallah.

Eee sizin yaz ayınız nasıl geçti ?:)

Saygılar..

13 Temmuz 2019 Cumartesi

Nerede kalmıştık ? :)

Ah ah o kadar boşlamışım ki burayı ,  en son yazımı 6 ay önce yazmışım. 6 ay kimine göre kısa kimine göre uzun fakat ben bu 6 aya acı tatlı o kadar çok sığdırdım ki.. 2019 bana pek huzurlu,sağlıklı gelmedi dedim.

Nereden başlasam neler yazsam bende bilmiyorum. Öncelikle yokluğumu fark eden blogger arkadaşlarım gerek yorumla , gerek özelden yazdı teşekkür ederim, birilerinin sizi düşündüğünü bilmek insana iyi hissettiriyor. Şimdi gelelim bu süre zarfında yaşadıklarıma, yaşadıklarımıza..

Senenin başında ailevi bir durum oldu , üzücü bir haber aldık ölüm , hastalık değil ama detayları ne yazık ki veremiyorum neyse ki o durum kısa sürdü üzüntüler geri de kaldı. 
İskenderun / Arsuz'dan bir haber bekliyorduk şu an orada teyzem , eniştem ve sadece bir kızı yaşıyor (diğeri İstanbul'da okuyor) o haber de yalan oldu çokta umutlandırıcıydı hem onları hemde bizi o kadar üzdü ki..
 Serhat tekrar işsiz kaldı desem ? Çokta uzun çalışmamıştı ama şubatta işsiz kaldı.Onun işsizliğinin ardından bende bazı sağlık problemleri çıktı neyse ki atlattım ama yorucu bir süreçti ve en kötüsü de ne oldu biliyor musunuz  hazır ben çalışıyorken , sağlığıma da kavuşmuşken kısacası tam işleri yoluna koymayı planlıyorken , hatta mart'ın başında 4 haziran-14 haziran arası Hatay'a bilet alıp teyzemlerin yanına Arsuz'a gitmek için plan yaparken mart ayının sonunda bende İŞSİZ kaldım :) Bakmayın güldüğüme sinirden gülüyorum. Düşünün bunlar sadece 2019'un ilk 3 ayında yaşandı.



Mart'tan bu yana neden bekledim blog yazmak için , aslında beklemek değil ilk defa içimden blog yazmak gelmedi sadece blog yazmakta değil hiçbir şey yapmak gelmedi. İşsiz kaldığım zaman epey bir damdan düşer gibi hissettim (he bu arada bölümüm kapandı 3 kişi çalışıyorduk sevmediğim kızla beni çıkarttılar diğer ablayı başka yere aldılar ben isteyerek ayrılmadım) sabah 6'da kalkıp akşam saat 18:30-19:00'da eve gelmelere her ne kadar alışmamış olsam da yine kafam dağılıyordu , işim rahattı , arkadaşlarım vardı bir çay kahve içiyorduk, tek sıkıntı son zamanlarda yol epey yoruyordu.Keşke işsizlik maaşını hak etseydim o zaman kafam daha rahat olacaktı. Şu an Serhatın djlik işleri benim aldığım biraz bi tazminatla götürmeye çalışıyoruz Allah büyük diyorum. Konudan uzaklaştım yine. Gerçekten canım hiçbir şey yapmak istemiyordu. Hatta işsizliğin ilk bir haftasında ne ders çalıştım (ki hem işte hem evde çalışıyordum kısacası her boş anımda ) ne evle ilgilendim yavaş yavaş sindirmeye çalıştım ve sonra kendimi derslerime verdim . Biraz acı şeylerden bahsettim ama çok şükür ne ilk dönemden ne ikinci dönemden (İngilizce hariç) kaldığım ders yok genelde not ortalamam da AA-BA-BB ingilizceye pek önem vermedim seneye artık diyorum.



Ben gerçekten her şerde bir hayır olduğuna inanan biriyim eğer mart'ın başında almasaydık uçak biletlerini , işsiz kaldıktan sonra "boşuna masraf olmasın" diye almazdım zaten sonra alsaydım fiyatlar daha da yükselirdi ve vazgeçme olasılığım artardı çünkü ben gidiş dönüş biletini epey uyguna aldım. 

4-14 Haziran arası Arsuz'a gittik, çok değişmişti bu senede gitmeseydim eğer tam 5 yıldır gitmiyor olacaktım tatille ilgili farklı bir post hazırlarım inşallah =) Tatil o kadar iyi geldi ki , kafayı İstanbul'da bırakmış buraya reset atıp gelmiştim sanki , hiçbir şey düşünmedim hiçbir şeyi kafaya takmadım ama ne zaman ki İstanbul'a geldim havasından mı suyundan mı işsizlikten mi bilinmez bir kaç gün sonra baş ağrıları , uykusuzluklar başladı..

Şimdilik yazacaklarım bu kadar umarım bir 6 ay sonra değil de bir kaç gün sonra tekrar buraya gelmek dileğiyle :)
Saygılar..

27 Ocak 2019 Pazar

İşte geldim burdayım :)

Selamlar :)
Nasılsınız bakalım uzun zamandır yoktum buralarda , valla özledim , bari hazır vakit bulmuşken iki lafın belini kıralım..

Sürekli ders çalışmaktan dolayı buralara uğrayamaz oldum.
Bir hafta önce finallere girdim o yüzden üzerimde ders çalışma yükü şu anlık yok :) İngilizceden kaldım onu biliyorum zaten ikinci sınavına girmedim =D çoğu dersim iyi belki bir dersten daha kalmış olabilirim emin değilim olsun zaten bütlere çok ders bırakmayayım çalışması zor olur diyordum ingilizceyi saymazsak bir dersi bırakmak hiçte fena sayılmaz. İşin ilginci ise beklemediğim derslerden geçecek olmam =D hatta belki kaldım dediğim dersten de geçmişimdir onu da bu hafta sonuçlar açıklanınca artık bakacaz.


Buralara uğramadığım sürelerde hayatımda ne gibi değişiklikler oldu mesela (bunu daha önceden bir postta da bahsetmiştim) Serhat'ın işe girmesi oldu. Zorlu bir süreç geçirdik ama sonunda buldu Allah'a bin şükür. Piyasa çok kötü valla , hele bir dönem şu doların yükselmesinden sonra her şeyin iki katına çıkması ve hala daha düşmemesi !
Halimize binlerce kez şükürler olsun , ALLAH herkesin gönlüne göre versin.



Mesela yeni yıl öncesinde kendimde büyük değişikliklere gittim yine saçımı kestirdim =D yine diyorum çünkü 2018'in Mayısında kestirip boyattım , 2018'in Aralığında sadece kestirdim.Renge dokundurmadım , kesilince gider diye düşündüm ama gitmedi hatta kısa saçlıyken boya daha güzel durmaya başladı =D Kafamdan yük kalktı cidden , saçımda bu sene çok çabuk uzadı en son dayanamadım , kestirdiğim gün bayağı soğuktu hava ama umrumda olmadı , resmen rahatladım diyebilirim ve bu sefer bayağı kısa kestirdim bildiğiniz enseyi açtırmaya az kaldı o da üşürüm diye kestirmedim daha da =D

 Galiba ben artık saçımı uzatamıcam , belki şöyle olur ilerde çalışmazsam o zaman düşünebilirim ama kısa saçın rahatlığının vermiş olduğu hissi anlatamam. Bir de benim saçım kalın gür olduğundan zor kuruyordu şimdi şu soğuk havalarda bile çok rahatlıkla kurutabiliyorum :)


2018 ' de o kadar çok doğum haberi aldım ki anlatamam nereye yetişeceğimi şaşırdım. 
Canım arkadaşım Havva'nın ikinci yavrusu Gökalp :) (İlkinin adı da Göktürk)  Minnoş ya kucakta uyuyor. Yatırıyorsun ağlıyor kucağa alıyorsun bir sağ bir sol yapıyor kendine yer ediniyor bir bakmışsın ki uyumuş :) Biz gittiğimizde 40 günlüktü..

Çocukluk arkadaşım Ankara'da , onunda kızı oldu : Beren. Gökalp'le arasında tam 1 ay var..
En son Havva bana " Okeye 4. aranıyor " yazdı "yok canım kalsın " =D Çocuk güzel olsa da zor Allah ne zaman nasip ederse inşallah.

 Ankaraya'da gitmek istiyorum ama işlerden güçlerden vakit bulamıyorum hem biraz daha bahar aylarında gitmek daha avantajlı diye düşünüyorum , hava değişimi bir de Ankara olunca , ben kesin hasta olurum =D


Şu bir hafta 10 gündür işten yana sıkıntım yok ama servisten yana bayağı moralim bozuk durumda.Ben sabahları Ümraniye servisiyle gidip akşamları da o servis çok dolandığı için Libadiye servisiyle dönüyordum. Libadiye servisinde de iki arkadaşım var (daha bir kaç aydır varlar) birine X diyelim evlendi Eylülden itibaren o servisle gelmeye başladı. Diğeri de onla aynı yerde oturuyor o da arada sırada gelip gidiyor ona da Y diyelim.

 Özellikle X'in benim için yeri o kadar ayrıydı ki , orada tanıştığım ilk arkadaşlarımdan biriydi. Neyse servis dolu olunca bize söylenen şu : Dolarsa eğer kendi servisine geçerseniz dendi, bunu söyleyen idari işler ki ben idari işlere bağlı çalışıyorum. Neyse serviste bazen yer kalmıyordu biz Hasan abiyle inip kendi servisimize geçiyorduk bizim kızlara yazdığımda onlarla aramızda 15 dakika oynuyordu. Zaten ben Ümraniye servisine neden binmiyordum o kadar dolanıyor ki siz hayatınızda öyle bir servis göremezsiniz resmen ara sokaklardan gidiyoruz değil oraya Otobüs , taksi anca girer gerisini siz düşünün , ee benim zaten midem hassas hemen bulanıyor her o servisten indiğimde içim dışıma çıkıyordu resmen,  bende o yüzden o servisi kullanmayı tercih etmiyordum. 

Libadiye servisi de bizim için yan yola giriyordu ama yan yol dediğimiz yer aynı yere çıkıyor sadece Tem'den değil yandan giriyordu bu da en fazla onlara bir ışık var o zaman kaybettiriyordu o da sürse sürse 2dk yani . Neyse geçen gün aşırı yağmur ve trafik vardı o gün ben indiğimde bile saat 19.00'a geliyordu . Ertesi gün ben Hasan abiye " Ben artık o servise binmek istemiyorum kendi arkadaşım dediğim insan X bile rahatsız olduğunu hissettim " dedim ve biz hasan abiyle o günden itibaren binmeme kararı aldık o günün öğleninde bu X beni çağırdı ve dedi ki " ben çok kötü bir şey yaptım idari işlere mail attım 10 dakika kaybettiğimizi yazdım ben sizi savunuyordum hep ama benimde üstüme çok geldiler orada , sende benim arkadaşım olunca seni kolladığımı düşündüler " falan demez mi benim bildiğin başımdan aşağı kaynar sular indi düşünsenize arkadaşım dediğiniz insan sizi istemediğinden MAİL atıyor ve üzerine 10 DAKİKA diye abartıyor bende ona dedim " biz zaten bu konuyu konuştuk daha bu sabah Hasan abiyle , sıkıntı yok " dedim. Ama iki gün boyunca ağladım neye ağladım biliyor musunuz , ARKADAŞIM dediğim insanın beni sırtımdan vurmasına. Ben onun için asla yapmazdım , demek ki benim verdiğim değeri o vermiyormuş dedim o saatten sonra sadece denk geldikçe merhaba , merhaba ve farkına da vardı beni gördüğü her yerde napıyosun , hallettiniz mi servisi falan diyor vicdan azabı çekiyor ama yapacak bir şey yok , bir gün öyle bir trafikte kalmışlar ki normal saatten yarım saat 40dk geç gitmişler Allah biliyor ya kalbimi benim.Çok üzüldüm artık samimiyeti kestim dediğim gibi merhaba , merhaba çok konuşmuyorum bile.Kalbim çok acıdı resmen. Eğer ki ilk maili o atmasaydı gelip benle konuşsaydı o zaman daha başka olurdu , ama hem mail atıp hemde gelip konuşması bilmiyorum ben asla yapmazdım böyle bir şey..Yada "o benim arkadaşım siz mail atın ben onla yüz yüze konuşurum " derdim onunda öyle yapmasını tercih ederdim..

Anlayacağınız bu aralar böyle şeylerle uğraşıyorum.Allah biliyor ve görüyor ya daha da umursamıyorum herkes kendi kalbinin ekmeğini yer.Allah iyi insanlarla , sizi yarı yolda bırakmayacak insanlarla karşılaştırsın.


9 Ocak 2019 Çarşamba

İNCİLİ GASTRONOMİ REHBERİ RAFLARDA

                                    

Türkiye’de benzeri olmayan bir değerlendirme ve derecelendirme yöntemi kullanarak gastronomi rehberi hazırlamaya karar verişimizin üzerinden iki yıldan fazla süre geçti.
Artık dünya çapında restoranlarımız, şeflerimiz, tadı damaklarda yer eden lezzet duraklarımız olmasına karşın geçtiğimiz yıla kadar sektörü etik kurallar çerçevesinde değerlendirecek, işini iyi yapanları teşvik edecek, yeme-içme severlere yol gösterecek bir rehber yoktu.
Bu açık Hürriyet Gazetesi ve Karaca iş birliğiyle kapandı. Türkiye’nin en güçlü yeme- içme yazarları, kanaat önderleri ve gizli müfettişlerinin katkılarıyla İstanbul, Bodrum, Alaçatı ve Çeşme’deki restoranları değerlendiren ilk İncili Gastronomi Rehberi 2017 Kasım’ında yayımlandı.
İncili Gastronomi Rehberi’nin ikincisi ise 18 Aralık itibarı ile raflardaki yerini aldı. Ardında yoğun bir emek ve zorlu bir süreç olan rehberin bu yıl kapsamı da genişledi, İzmir ve Ankara’daki restoranlar da değerlendirmeye dahil edildi. 422 restoran ve 257 lezzet noktasının yer aldığı rehberimizin içeriği kadar tasarımında ve derecelendirme sisteminde de yenilikler var. İnci sayısı dörtten beşe çıktı. Ayrıca restoranlar kategorilerine ayrılarak aranan yerlerin daha kolay bulunacağı bir düzenleme de yapıldı.

İncili Gastronomi Rehberi’nin websitesine https://inciligastronomirehberi.hurriyet.com.tr/ adresinden ulaşabilirsiniz.

İLKELER
  • Gastronomi Rehberi projesinde görev alacak gizli müfettiş seçimleri yapılırken restoranlarla özel ya da maddi ilişki olmamasına dikkat edildi.
  • Yeme-içme tutkunları arasından seçilen müfettişlerden 'görevlerini', çevrelerinden ve puan verdikleri yerlerden kesinlikle gizli tutmaları istendi.
  • Şefler, restoran sahipleri ve işletmeciler etik olmayacağı düşüncesiyle müfettiş olarak seçilmedi.
  • Gönüllülük esasına göre katkıda bulunan 200’ün üzerinde gizli müfettiş son bir yıl içinde gittikleri restoranları değerlendirdi.
  • Listemizde olan her işletme en az üç müfettiş ve proje ekibinden bir kişi tarafından ziyaret edildi. 
  • Kurgulanan sisteme göre restoranlar malzeme, lezzet, servis, kimlik, sunum ve dekorasyon özellikleriyle puanlandırıldı.
  • Sistemin kapanmasının ardından çıkan sonuçlar proje ekibi ve danışma kurulunun kanaatlerinin de dikkate alınmasıyla nihai halini aldı.
  • İstanbul, Ankara, İzmir, Çeşme, Alaçatı ve Bodrum’daki restoranları kapsayan rehberde 5 İncili 3; 4 İncili 30; 3 incili 86, 2 incili 168 ve 1 incili 135 olmak üzere toplam 422 restoran ve 257 lezzet noktası bulunuyor.
  • Listeler hazırlanıp değerlendirmeler başladıktan sonra açılan mekanlara ‘Yeni Açılanlar’ bölümünde yer verdik.
  • Ayrıca yeni açılan ve kapanan restoranlar web sayfamızda güncellenecektir.

İnci Açılımları
  • 5 İnci: Olağanüstü deneyim
  • 4 İnci: Mükemmel
  • 3 İnci: Çok iyi 
  • 2 İnci: İyi 
  • 1 İnci: Gitmeye değer 

Restoranların fiyat aralığı;
  • ₺:        0-50 TL
  • ₺₺:     50 – 100 TL
  • ₺₺₺:  100 – 250 TL
  • ₺₺₺₺:            250 TL+
Bir boomads advertorial içeriğidir.

Share