6 Nisan 2015 Pazartesi

Kız Kulesi Gezisi

Üsküdar 'dan Salacak'a doğru ilerlediğiniz de denizin ortasında ki bu küçük adacık hemen hemen herkesin gitmek istediği yerlerin başında gelir. 

Kız Kulesi 'ne yaklaşık 9 yıl önce gitmiştim.O zamandan bu zamana kadar neler değişmiş olabilir diye tekrardan Sevgilimle organizsyon yaptık ve pazar gezmemizi Kız kulesine ayırdık.


İnternet sitelerinde dolanırken kampanya çıktı karşıma Kız Kulesinde Tekne Ulaşımı Dahil Coffe Break Menü 29.90 TL.Normalde tekne ulaşımı 20 TL . Öğrenci 10 TL. Bizde böyle bir kampanyadan yararlanalım hazır gittiğimizde birşeyler de içeriz diye iki kişilik olarak satın aldık.


5 Nisan Pazar günü havanın güzel olmasını bekliyordum.Hava sıcak fakat kapalıydı böyle kasvetli havaları da sevmiyordum ama neyse. Üsküdar'a geldik Sevgiliyle motorumuzu park ettik . Saat 14.30'du.Bizim kampanyamız da 15.00 ile 17.00 arasındaydı. Önceden gider gezeriz diye düşündük. Hop tekneye bindik 1 dk sonra Kız kulesindeydik :)


Öncesinde Kız kulesinin çevresinde bir dolaşalım en son içeri gireriz dedik.

Kız kulesinin üzerinde bulunan ada kayalıkların üzerinde kuruludur.Tarihte boğazın bir çıkıntısı olan bu ada Türkçe'de " Dana " anlamına gelen " Vus " adı ile anılır. 
Aslında bu kaynaklar zamanında Asya sahillerine bağlıymış ve İstanbul'lu Rum araştırmacı Evripidis'in anlattıklarına göre de doğa şartları ve dalgalar bu kayalığı tahrip edip karadan kopartmış.Böylece bu adacık bu şekilde oluşmuş.


Deniz Feneri ;İlk 17. yy'da deniz feneri amaçlı kullanım başlamıştır.
1719 yılında fener de çıkan yangından dolayı ahşap binayı kül haline getirmiştir.1725-1726 yıllında tekrar tamir edilmiştir.Fener 1857 yılında Fransız bir şirket tarafından yenilenmiştir.1920 yılında lambası otomatik ışık yakma sistemine kavuşmuştur.
1943-1944 yıllarında ki tamiratında elektrik getirilmesiyle daha modern bir görüntü sağlamıştır.





II.Mahmud Tuğrası ; II.Mahmud dönemindeki tadilat sırasında ,sütunlu giriş kapısının üstündeki üçgen çerçeve içine ünlü Hattat Rakim'in yazısı ile mermere oyulmuş ,hicri 1248 tarihli (1832-1833)ile padişah'ın tuğrasını taşıyan bir kitabe konulmuştur.


Kapıdan içeri girdiğiniz zaman hemen solda mutfak , karşısında restaurant , sağ tarafında ise tuvaletler var. 


Restaurant kısmının içine doğru ilerledik hemen sol da ki merdivenleri takip ettik.


Merdivenlerden çıktığınızda hemen karşınızda incik boncuk , magnetler karşılıyor sizi.

Bir üst katına çıktığınızda Sultan ve Cariye olup , kaftan giyip fotoğraf çektirebiliyorsunuz.Biraz kalabalıktı biz hiç bulaşmadık. Bu yüzden fiyatını da soramadım.


Hemen bir üst katında rivayetlerine göre tablolar yapmışlar. Çokta hoş olmuş bence.

Bu efsanenin Çanakkale boğazının en dar geçidinde ortaya çıktığı da söylenir. Ancak günümüzde, belki de sahip olduğu romantik dokusundan olsa gerek, Kızkulesi denildiğinde en çok bilinen hikaye “Hero ve Leandros”un ölümsüz aşk hikayesidir.
Efsaneye göre zamanında Üsküdar sırtlarında Tanrıça Afrodit adına bir tapınak vardır. Hikayede adı geçen Hero, genç kızların görev yaptığı bu tapınağın rahibelerindendir. Hero, Kulede kumrulara bakmakla görevlidir. Her yıl ilkbaharda, doğanın uyanışı adına tapınak çevresinde törenler yapılır, aşkı bulamayanlar, hayal ettikleri sevgililerine kavuşabilmek için Afrodit'e yakarırlar.
Boğazın karşı kıyısında oturan Leandros da bu törene katılmak için tapınağa gelir ve Hero'yla karşılaşır. İki genç ilk görüşte birbirine aşık olur. Ancak arada büyük bir engel vardır. Hero, bir rahibedir ve evlenmesi yasaktır. Oysa Leandros, ne pahasına olursa olsun Hero’ya kavuşmak istemektedir. Bir gece kıyıdan Kule’ye bakarken, Kızkulesi’nin tepesinde bir ateşin yandığını görür. Hero, elindeki meşale ile Leandros’a yol göstermektedir. Durgun denize, ayın parlak ışığı eşlik eder. İyi ve dayanıklı bir yüzücü olan Leandros, Hero’ya kavuşma hayaliyle Boğaz’ın sularına atlar. Var gücüyle yüzmeye başlar ve Kule’ye varır. İki genç, o gece aşklarını kutsarlar.
Kızkulesi o günden sonra her gece iki gencin gizli aşkına ve yasak sevişmelerine tanıklık eder. Leandros, fırtınalı bir gecede, biricik aşkı Hero’ya kavuşmak için Boğaz’ın azgın sularına bırakır kendini. Hero da her gece olduğu gibi meşalesiyle, Leandros’a yol gösterir. Ancak Hero’nun, biricik aşkına yol gösteren meşalesi rüzgarın da etkisiyle söner. Karanlıkta yolunu kaybeden Leandros, nereye doğru yüzeceğini bilemez ve Kule’den gittikçe uzaklaşır. Yorgun ve bitkin düşen Leandros daha fazla dayanamaz ve Boğaz’ın karanlık sularında kaybolur. İçini kaplayan dayanılmaz endişe ile sabaha kadar sevgilisini bekleyen Hero, Leandros’un cansız bedenini karşı kıyıda görünce, bu acıya dayanamaz ve kendini Kızkulesi'nden Boğaz’ın sularına bırakır. (Kaynak: Kız kulesi resmi sitesi)


Tabloların yanına da efsaneleri okumak için elektronik alet koymuşlar. Oradan da rahatlıkla okuyabilirsiniz.


Fotoğraf çektirdikten sonra bir üst kata çıktık. Bu rivayette yılanlı rivayet. Beni de en çok etkileyeni..

Bizans imparatorunun bir kızı olur. İmparator buna çok sevinir ve kızının doğum gününü, ülkesinde bayram ilan eder. Her yıl, prensesin doğum günü bayramı görkemli bir şekilde kutlanır. İmparator, bilginlerinden, kızının tahta hazırlanması için eğitilmesini ister. Fakat bilginlerin en yaşlısı, imparatora, kızının on sekiz yaşına basmadan bir yılan tarafından sokularak öleceğini kehanet eder. Bunun üzerine imparator, denizin ortasındaki küçük bir adacık üzerinde yer alan kuleyi onararak kızını buraya yerleştirir.
Böylece yıllar geçer. İmparatorun kızı on sekizine basmak üzeredir. Ancak, kaderin kaçınılmazlığını kanıtlarcasına, kuleye gönderilen üzüm sepetinden çıkan bir yılan, prensesin tenine süzülerek zehrini boşaltır. İmparator, kızının ölümüne çok üzülür ve kaderden kaçılamayacağını anlar. Kızı toprağa gömülürse, yılanlara yem olacağını düşünerek, prensesin cansız bedenini mumyalatıp pirinç bir tabuta koydurur. Tabutun da Ayasofya'nın yüksek duvarlarından birinin üstüne yerleştirilmesini emreder. Böylece, kızının hiç değilse ölüsünün yılanlardan korunacağını düşünür. Bugün bu tabutun üstünde iki delik vardır. Yılanın, prensesi ölümünden sonra da rahat bırakmadığı anlatılır. (Kaynak: Kız kulesi resmi sitesi)


"Atı alan üsküdar'ı "geçti :)

Kızkulesi ile ilgili olarak en sık anlatılan hikâyelerin sonuncusu ise Osmanlı Dönemi’nde geçer. Hikaye; Battal Gazi'nin askerleri ile birlikte Kızkulesi'ne baskın yaptığını ve kulede saklanan hazineleri alarak, burada yaşayan Üsküdar Tekfuru'nun kızını kaçırdığını anlatır. İstanbul’u (Constantinopoli) kuşatmaya gelen Battal Gazi, kuşatmadan bir sonuç alamayınca Kızkulesi önündeki kıyıya karargahını kurar ve yedi sene burada kalır.
Hikayeye göre, Battal Gazi’nin Üsküdar kıyılarında bu kadar uzun süre kalmasının asıl nedeni, tekfurun kızına aşık olmasıdır. Üsküdar tekfuru, Battal Gazi’nin korkusuyla, kızını hazineleri ile birlikte kuleye kapatır. Şam seferini tamamlayarak Üsküdar’a dönen Battal Gazi, kayık ile Kızkulesi’ne gelerek, tekfurun kızı ve hazinelerini aldıktan sonra Üsküdar'dan atına atlayıp oradan uzaklaşır. Çokça bilinen "Atı alan Üsküdar'ı geçti" lafı bu hikâyeden gelir.
Bu hikâyeden zamanımıza gelen bir diğer miras da Kızkulesi’nin ismi ile ilgilidir. Türkler, bu olaydan sonra, diğer efsanelerdeki prenseslere de atfen buraya Kızkulesi ismini vermiştir. (Kaynak: Kız kulesi resmi sitesi)



Son olarak " Kuledebar" katına çıktık. Burası çok cici, küçük bir mekan masalar sandalyeler konulmuş.. Biz dışarı çıktık denizin üstündesin , bir tarafta boğaz sana gülümsüyor. Güzel bir duyguydu. Fakat birazcık esiyordu :)


Sevgiliyle yine farklı Selfie'ler çekiyoruz :)

Kız kulesi işte bu kadar :) 9 yıl önce ilk gittiğimde " bu kadar mıydı " demiştim :) Doğruya doğru katları küçük ve karanlık bakmayın fotoğraflara flaş patladığı için bu kadar net. Hatta bazı fotoğraflar var onlar bile karanlık çıktıysa düşünün artık :)


Toplasanız size söyleyeyim yarım saat gezdik gezmedik :) Yorulduk ve restaurant bölümüne geçtik.


Güzel bir masada oturmuştuk en azından dışarıyı görebiliyorduk. Kendimi bir an olsun mahzende kapatılmış gibi hissettim :)
Aldığımız kampanyada ; Cevizli ve Bitter Çikolatalı Browni (Çilek sosla birlikte) , iki adet çay ve iki adet kahve bu bir kişinin fırsatıydı. ( iki kişi toplam 59.80 tl vermiştik )
Siparişimiz geldi iyi hoş görüntü sunum fevkalade fakat tadını sorarsanız hiç beğenmedik. Yiyemedik bile doğru düzgün :) Çayı da pek güzel değildi (kokulu çay ben sevmiyorum ) ama sütlü nescafesi güzeldi.En çok onu beğendik diyebilirim :) Yemekleri konusunda birşey söyleyemeyeceğim ama tatlısı ve çayını beğenmedik bilginiz olsun :)

                             

Genel olarak söylemek gerekirse bir kere de olsa kız kulesini görmenizi tavsiye ederim :) Bir kaç kere gitmenin pekte bir anlamı yok :) He bu arada beyler kız arkadaşınıza evlenme teklifini burada yapabilirsiniz. (ki örnekleri fazlasıyla var) Gündüzken manzarası böyle güzelse gecesi nasıldır kim bilir ? :)

Sevgiler..

14 yorum:

  1. Cok güzel anlatmissin gitmis kadar oldum acikcasi :)


    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yorumunuz için teşekkürler..Beğendiğinize sevindim :)
      Sevgiler..

      Sil
  2. Çok iyi yapmışsınız satın almakla ben de hemen tıkladım bakıyorum şu an fırsata :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Daha bir sürü fırsat seçenekleri var aslında ( brunch,yemek ) hepsini inceleyebilirsiniz :)
      Sevgiler..

      Sil
  3. Maşallah nazar değmesin size ❤ Artik takipcinim sevgiler ;)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hoşgeldiniz :)
      Güzel dilekleriniz için teşekkürler. Amin diyorumm :)
      Sevgiler..

      Sil
  4. Bir İzmirli olarak daha önce İstanbul'a yolum hiç düşmedi ama biliyorum ki bir gün muhakkak gidip gezeceğim. O yüzden İstanbul ile ilgili özellikle tarihi yazıları çok keyifle ve gözümde büyüterek okuyorum çokta güzel sıcacık anlatmışsın canım :) Bu arada bende kokulu çayı hiç sevmem bunuda yazdım aklımın bir ucuna olurda bir gün gidersem lazım olması, fikir olması ümidiyle :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bende hiç İzmir'e gelmedim canım :) Çok merak ediyorum nerelisin diye soranlara bile " gönlümden geçeni mi soruyorsun yoksa aslen olanı mı " diyorum. Şaşkın şaşkın bakıyorlar.. Bende bir gün umarım İzmir'e gelirim. Senin içinde bir fikir olduysa ne mutlu bana :)

      Sil
  5. Bloguma geldiniz ben de donmek istedim...mutluluklar...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler iyi dilekleriniz için :)
      Sevgiler..

      Sil
  6. Şirin fotoğraflar.. :) Ben de sanırım 10 yılı geçti Kızkulesi'ne gitmeyeli! Zaman çok hızlı akıp gidiyor! İyi gezmeler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet zaman çok çabuk geçiyor durdurabilene aşk olsun :)
      Sevgiler..

      Sil
  7. Ne güzel anlatmışsın, gününüz de ne güzel geçmiş. Ben hiç gezmedim içini kulenin. Havalar ısınınca biz de sevgiliyle fotoğraf makinasını yanımıza alıp hemen bir gezmeliyiz.
    Dur ben bunu ajandama ekliyim :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tabii tabii muhakkak gitmenizi tavsiye ederim :) ama dediğin gibi havalar ısınınca gitmekte fayda var malum çok esiyor bu sefer dışarı da geçireceğiniz zaman sayısı daralıyor yazın bol bol gidip fotoğraf çektirebilirsiniz :)
      Sevgiler..

      Sil

Share