14 Mart 2018 Çarşamba

İstanbul’dan (Büyükşehir'den) kaçmak / gitmek / sahil kasabasına yerleşmek isteyen kaç kişiyiz ?

Daha yaşım 28 yaşım , “sıkıldım ya gitmek istiyorum artık “ dediğimde bir çok insan “ daha dur yaşın genç” diyorlar genç ama görüyorsunuz İstanbul’dan artık o kadar sıkılmışım ki gitmek istiyorum.

Alaçatı

Taşı toprağı altın diye eskiden herkesin hayali İstanbul’a gelmekti, ama o “eski İstanbul” yok. Trafik , çarpık kentleşme , sürekli yıkılıp yeniden yapılan konut projeleri , her şeyin ateş pahası olması , kaos , kalabalık , Suriyeliler , her türlü madde kullanımı ve nereden çıkacakları bilinmeyenler , sapkınlık v.s. yani bir şehirde her şeyin bu kadar çok olması mümkün mü ? Mümkün.

Antalya


Genç yaşta Ege ve Akdeniz kıyısına gitmek isteyen bir tek ben değilimdir diye düşünüyorum. Daha sakin , daha sessiz bir yer de yaşamak istiyorum. Özellikle Levent’i gördükten sonra ( yani artık Levent’te çalıştığımdan buraları daha iyi analiz etme fırsatı buldum) Ümraniye bile bana daha sakin gelmeye başladı ki Ümraniye çok ama çok kalabalık bir yer. Levent de madde kullanan biriyle günün her saatinde karşılaşabilirsiniz. Buranın soğuğu bile bir başka ya deli gibi esiyor , koca koca iş merkezleri, insanların sürekli bir yerlere koşturma çabası ayy yazarken bile daraldım !



İstanbul’da büyüdüğünden küçüğüne , gencinden yaşlısına , çalışanından çalışmayanına herkesin şikayet ettiği ilk şey Trafiktir.Evet çalışmayan insan bile bir yerden bir yere giderken trafikten dolayı şikayet ediyorsa çalışanın var haline !



Önce eski çalıştığım yerden bahsedeyim Çengelköy-Kurtköy arası mekik dokuduğum zamanı. Sabahı saymıyordum o kadar trafik olmuyordu , olsa da ne çıkar geç giderdik işe problem değil ama asıl önemli olan akşamdı. 18:00 mesai biter 18:10’da servis kalkardı , Pazartesi günü eve gitmem çoğu zaman 19:05 , 19:10 oluyordu nedendir bilinmez ama Pazartesi daha az trafik oluyordu onun dışında ki günlerde 19:30 , 19:35 ,19:45 ‘de iniyordum hayır işin ilginci 19:30 ‘a şükrediyorduk.. 1 saat 20 dakika yol gitmişiz biz ona şükrediyorduk.


Şimdi ise Ümraniye-Levent arası mekik dokuyorum . Sabah Anadolu’dan-Avrupa’ya trafik sıkışıyor , akşam da Avrupa’dan-Anadolu’ya. Heh işte sabah da akşam da trafikte boğuşan kısımdayım ben . Sabah servis beni aldıktan sonra ( 06:38’de biniyorum ) çoğu zaman işe gitmem 07:15 oluyor bazen o da çok nadir 07:25 daha 07:30’u görmedim. Bir de çok kötü bir alışkanlığım var , serviste uyuyamıyorum , herkes fosur fosur uyuyor ben uyuyamıyorum arkadaş ! sabah uyusam belki , biraz daha uykumu alacağım. Bunun için çözüm önerisi olan ?

Güneşli /Yağmurlu İstanbul.Her türlü trafik hep var !

Neyse akşam 17:30 mesai bitiyor 17:40 da servis kalkıyor benim inmem 18:30 oluyor aslına bakarsanız 50 dk, bir saat bile değil ama şoför sola giriyor orada kalıyor , sol daha çok akıyormuş öyle bir iddiası var ama yok öyle bir şey , sağdan arabalar vızır vızır gidiyor biz solda trafik çekiyoruz , bende bu nedenden dolayı daralıyorum o 50 dakika bana Kurtköy-Çengelköy yolunu çekmiş kadar yetiyor. En azından Kurtköy’de ki şoförlerimiz aralara giriyorlardı , boşlukları değerlendiriyorlardı bu adam sola geçiyor orada kalıyor ya patlıyorum , içim şişiyor .

1 saat 20 dakika nerede 50 dakika nerede ? Ama Kurtköy’deyken sorumluluklarım yoktu , annem evde yemeği hazır ediyordu ben gidip bir ısıtıyordum akşam da saat 23:00’dan önce kolay kolay uyumuyordum gece 00:00’da bile uyuduğum oluyordu oysa o zamanda 06:00’da kalkıyordum şimdi de. Ama şimdi daha çok yoruluyorum eve gidip yemek hazırla , çamaşırları as,eski çamaşırlar varsa onları katla , ütülemek için kenara ayır, bulaşığı çalıştır boşalt , duş al , ertesi gün giyeceklerini hazırla , kendine ertesi gün için sandviç yap , çay koy derken bana kalan vakit çok az hadi hiçbir iş yapmasam bile eve gidiyorum 18:30 , 22:00 da yatağa yatıyorum her ne kadar uyuyamasam da erken yatağa girmek istiyorum evlenmeden önce yatağa girince 10-15 dakika içinde uyurdum şimdi 1 saat dönüp dolaşıyorum sebebi neydi ki ? İşte , hiçbir iş yapmasam bile bana yine kalıyor 3.30 saat. Bu süre kendine vakit ayırmaya yetmez ki ? O da dediğim gibi eve gidip hiçbir iş yapmadığım zaman kalan süre . Hani yemek bile hazırlamadığımı , eve gider gitmez öylece ayaklarımı uzatıp yatağa girene kadar varsaydığım süre


İstanbul’da Kiralar bir hayli yüksek , düşük olanlar ya çok küçük anca öğrenciye veya bekara verilebilecek bir ev , ya şehir merkezine en azından toplu taşımaya uzak bir ev , ya da çok ama çok eski bir binanın içinde olan bir ev. 

İstanbul’da adam akıllı bir ev arıyorsanız 1300 TL’yi gözden çıkaracaksınız.Benim oturduğum ev 1300 TL , ana caddeye eskiden iki sokak vardı şimdi ise Ümraniye Santral’den , Sondurak ‘a kadar olan kısmı (yaklaşık üç şeritli tek yön yolu ) trafiğe kapatıp oraya yürüyüş yolu yapacaklarından direkt ana cadde benim bir üst sokağım oldu (iki şeritli tek yön) evden çıkıp toplu taşıma araçlarına binmem sadece iki dakika mı alıyor,hemen oturduğum binanın yanında bakkal var akşam canım bir şey istediğinde veya acil bir misafir geldiğinde evden çıkıp bakkala gidip eve gelmem sadece 2 dakika, marketler yine bir üst sokağımda , Ümraniye Devlet Hastanesi (hani ilanlarda hastaneye şu kadar dk uzaklıkta derler ya he işte bende onlara özendim ☺) yürüsen 15 dakika , toplu taşımayla 5 dakika.. Ki benim evim yine Ümraniye’nin merkezinde olan bir yerde kalıyor , konumu ise Ümraniye’nin en iyi yerlerinden birinde. Ben tam zamanında taşındım benden bir ay sonra falan , üst sokağı ana cadde yaptılar fiyatlar iki katına çıktı ki benim evim evet daha yaşında bina olmamasına rağmen bile çok aman aman değil diğer eve nazaran süper ama öyle büyük bir ev değil , alt katım daha boş , ısınma diğer eve nazaran daha iyi , salonda her şey yerli yerinde ama diğer evde ki gibi çok boşluklar yok daha sıkış tıkış gibi. Sıkış tıkış derken daha dolu gözüküyor. Mesela iki koltuk bir berjerimi buraya gelince verdim , annemin aldığı köşe takımını kullanıyoruz çünkü sığmıyor. Ben bunlara rağmen çok şükür memnunum ama bir de şu var ben küçük bir şehre taşınsam 1300 tl kira versem saray yavrusunda otururum herhalde diye düşünmüyor da değilim ☺



İstanbul’da Alışveriş bana sorarsanız oda ucuz değil pek pazara gitme kültürüm yok biraz uzakta kalıyor pazar bana , evlendiğimden beri 2 kere gitmişimdir. Pazar arabamda yok bir keresinde Cumartesi erken kalktım , pazara gideyim dedim taktım sırt çantamı, pazara doğru yol aldım.

Neler aldım ; patates,soğan,domates,salatalık,nane,dereotu,maydanoz,mandalina,muz aldıklarımda öyle kilolarca değil malum uzak yoldu taşımam zor olacaktı 30 tl verdim. Hani markette de ben aynı şeyleri aynı fiyata hemen hemen zaten alıyorum ki.” Pazar bereketli oluyor” diyorlar düşünüyorum düşünüyorum sonra aklıma geldi “ tabii bereketli olur insan pazara gidince 1 kilodan aşağı almıyor ki markete gitse belki birkaç tane alacak , o yüzden bereketli oluyor” gerçekten de öyle ben şimdi markete gidiyorum bazen 2-3 tane domates alıyorum , ama pazara gitsem 1 kilo alırım o yüzden daha geç biter, bazen patates alıyorum 4-5 tane pazara gitsem 2 kilo’dan aşağı almam bu yüzden daha geç biter, daha bereketli olur.Yani anlatmak istediğim pazarlar bile ucuz değil benim gözümde.Marketler de ateş pahası , her markette farklı farklı fiyatlar.Kılık kıyafet dersen onları zaten mağazalardan alıyorsun hemen hemen her şehirde de mağazalar mevcut belki bilindik , belki bilinmedik marka.


İstanbul’un tek iyi yanı İŞ bulma olanağının diğer şehirlere nazaran daha yüksek olması. Serhat , hem 4 yıllık üniversite mezunu hem de yıllardır deneyimi var ama ne yazık ki kafasına göre İstanbul’da bile iş bulamıyorsa diğer insanların Allah yardımcısı olsun. Beni de biliyorsunuz bende çok aradım ama benim mezuniyetim Lise. Bir mesleğim yok, hoş Üniversite okuyan insanların halini de görüyoruz iş bulmaları zorlaştı iyice, sadece benim tek avantajım erken yaşta , uzun yıllar ve köklü bir firmada çalışmış olmam referansım kuvvetliydi.Bu sayede şimdi ki çalıştığım yere girdim.

 Baktığınızda evet Lise mezunuyum , ( bu sene tekrar Üniversite sınavına girip AÖF’den istediğim bölümü yazacağım ) ama tecrübem var işte , iş verenler artık okuldan çok tecrübeye bakıyorlar . Buradan çıksam mesela iş bulmam daha kolay olacak adı sanı olan bir holding firması , önce ki işim’de adı sanı olan ısıtma ve soğutma firmasıydı.. Benim zaten iş bulamama sebebim daha çok çocuk baskısıydı. Sürekli iş verenlerin “ çocuk düşünüyor musunuz “ , “ ne zamana kadar düşünmüyorsunuz” , “ bize şu kadar zamana kadar çocuk yapmama garantisini verir misiniz.” demelerinden dolayı ben kolay kolay iş bulamadım. Bulduklarımda ya hafta sonu çalışması vardı ya da adam 1500 veriyor yol vermiyor yemek veriyordu ve yolda en az iki vesait yapman gerekiyordu. Allaha şükürler olsun gönlüme göre bir iş buldum daha doğusu onlar beni buldu , evet burası da uzak ama servisim var en azından hafta sonum yok , resmi ve dini bayramlarda izinliyim , maaşı asgari ücretten biraz daha yüksek.Yaptığım iş aşırı zor bir iş değil , günü gününde bitiriyorsun ertesi güne sarkan bir işin veya evde bilgisayar açıp da destek verebileceğin bir iş değil.(eski çalıştığım yerde zırt pırt Cumartesi günleri aranılırdım da )

Dediğim gibi İstanbul’un tek iyi yani iş, bu yüzden farklı bir şehre taşınma işi askıda kalıyor.Kenardakilerle ne kadar idare edebilirsin ki hazıra dağ mı dayanır ? benden önce eşimin sağlam bir iş bulması lazım ki hani ben bayan olarak ne bileyim her türlü işe girebilirim. Gerekirse ilk işe başladığım gibi müşteri temsilcisi olurum , sekreterlik gibi bir iş yapabilirim , şimdi ki gibi santral’de görev alabilirim.Hani bir bayan bir şekilde iş bulur ama önemli olan eşinin işinin garanti olması.

Altınoluk
Geçen gün tv ‘de gördüm , bir kadın bileziklerini bozdurmuş ve devlet desteğiyle de tavuk falan almış , böylece işi ticarete dökmüş. Valla bende Serhat’a dedim, hazır çalışmıyorken git dene bir kaç ay , baktın ki tutuyor bende her şeyi bırakıp gelirim.

Evet evet her şeyi bırakıp giderim , benim için sadece Ailem’i burada bırakacak olmam sıkıntı, onun haricinde İstanbul’u bırakıp gitmek bana koymaz. 20 yılımı geçirdiğim Suadiye’de yaşamıyorum , 20 yılımı geçirdiğim arkadaşlarımla görüşmüyorum. (Görüştüğüm 2 kişi var o da çocukluk arkadaşım Mehtap, onla da görüşüyoruz dediğime bakmayın , evleneli 2.5 sene oldu Ankara’da yaşıyor ve ben en son 1.5 sene önce bana geldiğinde görmüştüm ama her daim iletişimimiz var. Diğer bir arkadaşımda Havva, Liseden tanışıyoruz o da bana 1 saat uzaklıkta kalıyor ama sorun en son onu bile 3 ay bilemediniz 4 ay öncesinden görmüşümdür.)İstanbul’un doyasıya keyfini çıkaramıyorum , bekarken veya evlenmeden önce çok keyfini çıkardım ama şimdi bazen gözümde büyüyor.Kışın dışarının kasvetli ve soğuk olması yazın Serhat’ın djlik işlerinin olması hep planları bozuyor. Bizim adamda biraz evcimendir , hani sabahtan akşama kadar koltuktan kalkma otur desen oturur J

Geçen gün Allah hayırlısını versin , rüyam da Annem , Altınoluktan yazlık alıyormuş , oraya gidiyormuşum sonra da diyormuşum ki “kışın burası çok sessiz sakin ben kafayı yerim burada “ diye.Altınoluk’u çok özledim galiba çok uzun zamandır gitmiyorum, çocukluğumun yazları hep orada geçti , o zamanlar kimse adını bile bilmiyordu Altınoluk’un , şimdi ise yol geçen hanı olmuş diyorlar “ gitsende eskisi gibi bulamayacaksın” diyorlar bunu bir çok kişi söyledi.Olsun ben yine de gitmek istiyorum o kadar özlemişim ki Google haritalardan evin bulunduğu konuma baktım ve yazlığı gördüm , hiç değişmemiş tek fark terasa çatı yapılmış. Bu rüyadan ne anlam çıkarmam gerekiyor ki . Acaba gidersem yapamaz mıyım ? Ya da rüyalar tersine çıkar gidince çok mu severim J Bir anlam çıkaramadım.

Bodrum

İşte böyle anlayacağınız pek bir sıkıldım her gün trafik derdinden , koşturan insanlardan , İstanbul’un keşmekeşliğinden.

Hani daha çoluk çocuk yokken , bir cesaret gidip yerleşmek zor olmamalı çünkü çocuk olduktan sonra onun geleceğini ve gidiyorsa okul durumunu düşüneceğinden cesaret edemiyorsun çok okudum internette bu tarz yazılar. Kimilerine yorum yazdım , kimisinden akıl aldım . Bende o deli cesareti var ama Serhat da yok ,  yapamayız edemeyiz , nasıl geçineceğiz , iş bulamayız vs derdinden cesaret edemiyor.Hak veriyorum ama İstanbul’dan da gitmek istiyorum.Niye emekliliği bekleyeyim , torun bakacak yaşa geldikten sonra torunlarımı sever onları büyütürüm. Bu eylemi şimdi yapmadığın sürece emekli olduktan sonra yapsan ne olacak ? 20’li yaşlarımda olmayacağım , bu zaman ki gibi dinç olmayacağım , Allah’a şükürler olsun ki önemli , ciddi sağlık problemlerim yok. 60’lı yaşlarda eskisi gibi dinç olmayacağım , belki sağlık problemlerim olacak sürekli hastanelere git , ilaç iç . Hani bazı şeyler zamanında güzel , ki ben Annem’e çok bağlıyım ona rağmen gitmek istiyorum..Yıpratıyor insanı İstanbul.Mutsuz ediyor . Burada insanları mutlu eden şey bence öncelikli para..Bense az kazanayım ama huzurum olsun yeter diyorum


Dipnot : Biz gitsek yerleşsek Annem’de gelir , artık emekli kadın. Takı işine de eli yatkın , bir dönem ünlü markalara ve yine ünlü internet sitelerine takı yaptı.Düşünsenize , şöyle Ege’ye ve Akdeniz’e gitsek yazın tezgah bile açar , takılarını satar Annem , bende ona yardım ederim.

Ahh ahh !
Hayaller Ege hayatlar İstanbul :(

 Saygılar..

15 yorum:

  1. İstanbul trafik koşuşturmaca.Ben Ankara'da kışın yaşıyorum.Yazın Sinop.Hiçbir düşünüzü ertlemeyin .Sevgiyle kalın.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ya ne kadar güzel :) keşke benim de öyle bi imkanım olsa :(
      Umarım hayallerime bir an önce kavuşurum .
      Sevgiler..

      Sil
  2. çok güzel bir iç dökme yazısı olmuş. bütün yazdıklarına harfiyen katılıyorum bende hiç sevmiyorum bu şehrin trafiğinin kalabalığını ama malum iş imkanları ücretler katlanıyoruz.Diğer büyük şehirlerde bile maaşlar kötü gerçekten örneğin izmirdeki aynı tecrübedeki arkadaşım aldığım maaşın yarısını anca alıyor hal böyle olunca el ayak bağlanıyor mecbur.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Galiba senin de dediğin gibi iç dökme yazısı oldu bu . Her gün trafiğe kalmaktan , gökdelenleri görmekten , kalabalıktan o kadar sıkıldım ki bende içimi dökmek dedim ..
      Seninde dediğin gibi canım , katlanmak zorunda kalıyoruz iş güç yüzünden . Küçük yerler de hem iş bulmak zor bulsan da alacağın para belli . Gidipte tutunamazsak geri döndüğümüzde herşeye sıfırdan başlamak gerekecek ve bu da maddi açıdan büyük bir kayıp demek. Hani kaybedecek birşeyim yok diyemem maalesef kaybedeceğim çok şey olur . Belki kirada olan bi evim olsa en kötü geri döndüğümde “benim bi evim var” diyebilirim ama ne yazık ki öyle bi durumum yok 😕 anca eşim gidecek ufak çaplı bi ev tutacak , iş durumuna bakacak , baktı ki güzel gidiyor anca o zaman gidebiliriz . Böyle bi anda işsiz güçsüz gidemeyiz , gitsekte geri döneriz biliyorum . Allah gönlümüze göre hayırlısını versin .

      Sil
  3. Doğduğum ve büyüdüğüm şehir İstanbul.
    Eğitim için küçük bir şehire gittim. Ege'de bir şehir . Ama gidince şehir küçüktü belki ama canım sıkıldı. Gezemedik sonra o şehirde kalmakta insanı sıkıyor. Öğrenciydim param kısıtlı idi. Maalesef gezemedim sadece birkaç şehire gittim. Bundan İstanbul da hiç değilse dolaşmayı ya da deniz kıyısına gidip oturmayı özledim. Sonra başka bir şehre geçiş yaptım. Ailem taşındı.
    Memnun musun dersen küçük şehir gezilecek pek bir yer yok. Ne yaparsam tek başıma yapıyorum.
    İstanbul doğduğum şehirdi baya zaman özledim lakin şimdi gözümde çok büyüyor.
    Aşırı kalabalık kirli hava beton her yer
    Benim bir de öyle şeylere takıntım var.
    Ağaçları severim, temiz hava isterim.
    Bundan dolayı aslında doğru zamanda İstanbul'dan kaçmışım gibime geliyor .
    İleride hatta küçük bir yerde yaşamak istiyorum. İstanbul'a gitmiyorum bile artık
    Bir kere ayrılınca her şeyi gözünüzde büyüyor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ama şu da İstanbul un insanını özlersiniz emin olun.
      Karma bir yapı ama yine de iyiler
      Küçük şehirdeki insanlar çok kaba ve saygısızlar

      Sil
    2. Bazı yazılar okudum orada da öyle diyordu , kaba insanlar falan diye .. bende senin gibi doğayı severim , temiz havayı severim , deniz kıyısında oturmayı severim . Ama maalesef artık İstanbul’da bile bunları göremez oldum yapamaz oldum . Her gün Boğaz’ı geciyorum ve tek gördüğüm Boğaz’ın suları . Hafta içi iş telaşı hafta sonu evin işleri derken kendimize vakit ayıramaz olduk . Hep rutin bi hayatımız var ve insan bundan dolayı sıkılıyor . Bi kere trafikte kalınca insan zaman başta stres yapıyor , yoruluyor . Eve gidince enerji de kalmıyor . Hayırlısı diyorum herşeyin . Bizi zaten buralarda tutan şey ne yazık ki İş . Başka şehir de alacağın para belki düşük olur bir asgari ücret alırsın okey ona ses etmezsin ama iş bulabileceğin garantisi yok :(

      Sil
  4. Sahilde bir yer olsun. Minik bir yer olsun düşüncesi bende hep var. Minik bir bahçem olsun. Ekip biçeyim. Alıp kitabımı okuyayım. Dinlenip huzur bulayım. Ama çalışmak işte belimizi büküyor. Rahat yaşayabileceğin kadar paran olacak ki gidesin ve çalışmadan oturasın. Hayaller ve hayatlar gerçekten. Güzel bir yazı olmuş. Sevgiler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Beğenmene çok sevindim :)
      Ne yazık ki belimizi büken tek şey İş durumu . Yani sağlam bir işin olmadığı sürece , sağlam da adım atamıyorsun . Eşimin sağlam bir işi olsa ben yine iyi kötü çalışırım ama ne yazık ki İstanbul’da ki iş imkanları hiçbir yerde yok 😔Allah hayırlısını versin , gönlümüze göre versin inşallah .

      Sil
  5. Ben, geçen sene 8 9 aylığına da olsa Bodruma kaçmış biri olarak seni o kadar iyi anlıyorum ki. Evlilik olaylarım olmasa valla 1500 TL maaşla marketlerde avmlerde çalışır yine de İstanbula dönmezdim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yaz haricinde İstanbul’da tıkılıp kalanlardanım hiç şöyle kışın bir Ege yapmadım çok isterdim kışını da görmek özellikle de Bodrum’un :(
      Canımm bu arada sana mail de attım , sana yorum yapamıyorum . Sebebi neydi ki bilemedim ama telefondan girdiğim için mi yorum yapamadım yoksa yoruma mı kapalı canım yazın ..

      Sil
    2. Mailini aldım, yorum mobilde sıkıntı oluyor ben de birkaç arkadaşta yaşadım onu, masaüstü sitesini göster deyince düzeldi... Tabii bu sağlıklı bir çözüm değil ama ne yapılabilir bilemedim... Bloglardaki takipçi gadget'ı da çalışmıyor ama bu konuda kimsenin blogunda bir yazıya denk gelmedim...

      Yazına gelecek olursak :)
      Kışın Bodrum sessiz, sakin hattttaaa büyük şehre ve keşmekeşe alışan bazıları için (mesela benim nişanlım) ölü bir şehir ama bence tam tersi, Bodrum asıl kışın senin. Yazın özellikle Temmuz Ağustos dönemlerinde bir sürü turist geliyor ve ben o zamanları İstanbul gibi oldu burası da ya bu ne diyerek geçirdim hep :D
      Ama kışın bir anda yağan yağmur sonrasında açan güneş, sahilde köpeklerle gezmek, yürüyüşe çıkan 3 5 kişiye selam vermek, sessizlik, deniz, dalga sesleri huzur veriyor bana.
      Dediğim gibi kişiye göre değişiyor işte bu durum, bana göre huzur şehri nişanlıma göre huzurevi :D

      Sil
    3. Aslıcım hafta sonu bilgisayardan girip yorum yazmayı deneyeceğim :)
      Yalnız huzur ve huzurevi iyiymiş sabah sabah hiç güleceğim yoktu :) ben zaten sessizliği özledim canım . Levent ve Ümraniye’den sonra eskisi gibi kafam kaldırmıyor bu gürültü patırtı . Ben hafta sonu yok eğlenceye gitmek, yok bir yerde yemek yemeye gitmek , yok çay kahve içmeye gitmek vs böyle şeyleri de aramıyorum buradayken de bunları yapamıyorum ki zaten . Vakitsizlik , yorgunluk , trafik engelliyor evden çıkasın gelmiyor . He hani eğlenceye düşkün , her hafta sonu dışarı da arkadaşlarıyla eşiyle dostuyla kahvaltıya veya yemeğe giden biri olsa belki bir tık yapamaz anlarım ama bizim pek öyle şeylerimiz de yok o yüzden en azından huzurlu bir şekilde yaşlanayım istiyorum . Sinir , stres beni erkenden yaşlandırmasın , huzursuz etmesin istiyorum. İş durumunun kolay olacağını bilsem neyse ama iş durumu bizi engelliyor ne yazık ki 😔

      Sil
  6. Siz gerçekten çok sıkılmışsınız. Umarım kaçıp gidebilecek bir cesareti bulabilirsiniz ya da yaşadığınız yeri güzelleştirebilirsiniz :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yaşadığım yeri güzelleştirmeyi de denedim ama ne yazık ki yine huzursuz oluyorum :(
      Gerçekten çok sıkıldım , beni trafik iyice mahvetti artık migrenim tutuyor trafikteki stresten .. umarım dediğiniz gibi olur kaçıp gitme cesaretinden çok umarım güzel bir iş denk gelir ve bu sayede gidebiliriz ☺️

      Sil

Share