1 Ağustos 2014 Cuma

Sarayburnu, Gülhane ve Beyazıt Gezisi


          5 günlük tatili bitirdik..! Ahh Ahh nasıl geçti anlayamadım bile.. Bizler İstanbul'un kavurucu sıcaklarında yanarken herkes tatilin, güneşin , denizin tadını çıkarıyordu. Bir an pişman oldum "keşke kalan iki gün iznimi alsaydım da Bayramla birleştirip biryerlere kaçsaydık " diye.Ama sonrada düşündüm "Zaten Ağustosun ortasında iki haftalık izne çıkıyorum ne gerek var.Boşver Yağmur o iki günün kalsın en azından Evlilik koşturmacaları için veya acil birşey olur ise kullanırsın" diye kendi kendimi avuttum.  Bayramın ilk günü Aile ziyaretleri yapıldı. Herkes tatilde olduğu için biz de sadece Anneanneme gittik :)
         Sevgilimle daha önce sözleşmiştik; Salı günü görüşüp Eminönünden Sarayburnuna doğru yürücez oradan da kafa nereye biz oraya olacaktık :) Şimdi Ben Sarayburnuna daha önceden bir kere gitmiştim oda en az 4 yıl önce ve akşam karanlığında gittiğimiz için tam olarak nereden nasıl çıkacağımızı bilmiyordum.Ama hatırlıyordum galata köprüsünün üstünden yürüyecektik :) Bir de Sevgiliye diyordum ki " Aşkım balık ekmekciler var sen bilirsin oradan gitcez " dedim.
        29 Temmuz Salı günü Sevgilim Ümraniyeden otobüse bindi . Bende otobüs durağında bekliyordum. Bu arada çok sıcaktı o kadar nem vardı ki "off tatil istiyorum"diyordum.Sevgiliyi bekliyordum ama bir yandan da çok susamıştım hemen arkadaki markete gidip iki tane su , iki tane sakız ve  bir tane de jelibon aldım.Sevgilim aradı "yaklaşıyoruz"dedi bende durakta beklemeye başladım.Baktım geliyor hemen bindim ve 10-12 dakika içinde Üsküdardaydık yollar bomboştu. Eminönü iskelesine gittik ama o kadar kalabalıktı ki insan yığını vardı resmen. Bizde özelle gidelim dedik.Sağ tarafa doğru yürümeye başladık.Bu arada millet sıcaktan bayılmış ağaçların altına yatmışlardı :)

                                                                              
        Vapur'a bindik. En üst kata çıktık ve vapur hareket etti. Çok güzel bir esinti vardı. Bir yandan sıcak bir yandan rüzgar kendimi Bodrum sahilinde deniz kenarında oturuyor gibi hissettim.Ahh Ahh.! Şimdi Bodrumda olmak vardı..!! Sevgiliyle fotoğraf çektik bir yandan da benim meşhur hayallerime daldık =)
Vapurdan indiğimiz de " burası ne kadar kalabalık ya " dedik. Hani İstanbul boş , herkes tatilinde , memleketinde diyordum ya o lafı geri aldım. İnanın İstanbul'un yarısı Eminönündeydi. O kadar çok insan yığını vardı ki yürünmüyordu resmen.Üstüne sıcak eklenince Serhat'ım en son suyu başından aşağı döktü.. Eminönünden başladık yürümeye Galata kulesinin üstünden geçerken Sevgilim " Aşkım doğru gittiğimizden emin misin?" dedi."Yani emin değilim aşkım balık ekmekciler vardı" dedim.Sevgilim yavaştan sinirleniyordu.Navigasyonu açtı."Bravo hayatım bu yolu tekrar yürüyeceğiniz oradan sol'a doğru sapacağız" dedi. Bende " Ama aşkımm biliyorsun benim yol tarif etme konusunda pek yeteneğim yok hem ben daha önce sadece bir kere geldim" dedim. Yürüdüğümüz yolu tekrar geri döndük ve Eminönü Vapur İskelesinin önüne çıktık " Bak Aşkım buradan gitmemiz gerekiyordu " dedi. " Eee aşkım biz yanlış yerde indik ben sana dedim. Özel'e binmeyip Normal Vapura binseydik buradan sola gidicez derdim..Hem bak burada balık ekmekciler var işte benim ne suçum var " diyordum. Sevgilimin bakışı görülmeye değerdi. Haksız da sayılmaz ama ne yapayım bende bir an afalladım. Ben daha önce geldiğimde Galata Köprüsününden yürüdüğümüzü hatırlıyorum ama sonra hatırladım ki dönüşte Galata köprüsünden geçmişiz :)


  

          

Bu sefer doğru yoldaydık. Yaklaşık bir 10 dakika yürüdük hem yorulduk hem de karıncıklar hafiften kazındı.Daha önce Sarayburnunda gittiğim yeri hatırlamıyorum bu yüzden karşımıza çıkan ilk yerden sağ saptık.Gülhane parkının arkasına çıktık. Çokca geldiğimiz bir yer ama hiç bu kadar arkasına kadar gelmemiştik ve hiç orada ki çay bahçesinde oturmamıştık :)



Gülhanenin içine girip , Sol'a doğru yürüdük.Çay bahçesinin içine girdik.Yer bakmaya başladık.O kadar kalabalık ki hiç boş masa yok.Bir uçtan bir uca kadar çıktık.Yolun sonunu gördük :) Bakıyoruz masalar boşalıyor.Hemen kapıyorlar.Biz en sonunda beklemeye başladık.Elbet birinden biri kalkar diye bir 5 dakika bakındık.Sonra ben soluma doğru baktım bir masa boşaldı "Aşkım kooş" diye bağırdım Sevgilim soldan ben sağdan koşuyorduk :) Sonunda zafer bizim..! Masayı kaptık.

                                                Çay koyarken neden mutsuzum acaba :)


Masaya oturduk bir oh demeye kalmadan garson başımıza geldi :) Menü istedik ama menü adisyon şeklinde 1 Kişilik Semaverde Çay 7tl veya 8 tl (tam hatırlamıyorum). Biz iki kişilik çay söyledik 14 TL .Ayrıca birşeylerde yiyelim dedik Patates Kızartması söyledik onun fiyatı da 7 TL.
Çay 5 dakika içinde geldi ilk içtiğimiz çaylar sıcaktı ama sonrakiler bayağı bir soğuk oldu.Eh semaverde iyi hoş güzel oluyor da soğuk olunca da birşey anlamıyorsun. Attığımız şekerler bile erimiyordu. 3 tane ben 3 tanede Sevgilim içti toplam 6 bardakla bitirmiş olduk. Patates kızartması da eh fena değildi. Zaten dondurulmuş patatesti , herhalinden belliydi.Sevgilim " Senin yaptığın patates kızartması daha güzel oluyor " dedi.Ah bir itiraf :) Nasıl hoşuma gittiyse. Sevgilim en çok Mercimek çorbamı seviyor. Ramazanda yapmıştım ve inanmamıştı " Annen mi yaptı doğruyu söyle " diyordu :) " Emin ol Annem yapsa bu kadar sulu yapmazdı.Annem de senin gibi koyu seviyor " dedim :)



Yedik içtik ve Gülhaneyi gezmeye başladık :)



 Ağaçların gölgesinde ilerliyorduk. Şekil şekil sıralanmış rengarenk çiçekler o kadar güzel ki.Bir ara çimlere yatmak geldi içimden ama malum elbisem beyazdı ve kirlenmesini göze alamazdım.Takıntılı olduğum için "neden yattım,keşke yatmasaydım,aşkım neden uyarmadın"diye söylenip dururdum..Buraya aslında Lale zamanı gelmek lazım :)


   İtalya'ya gidenler Pisa Kulesinde hemen sağda ki pozu verir bense Gülhane de ki Gotlar Sütununda :)




Sevgilim bol bol benim fotoğraflarımı çekiyordu. "Eee Aşkım bende çekiyim seni" dedim " yok hayatım gerek yok sen şimdi bloguna koyarsın bunları sana bol bol fotoğraf işte " dedi :) Alem çocuk..Açıkcası ben fotoğraf çekmeyi de çektirmeyi de çok seviyorum blog yazmadan önce de aynıydım şimdi de aynıyım değişen birşey yok :)

Elbise de beni kilolu mu göstermiş ne :) ?



Gülhanenin içide bayağı kalabalıktı. Çocuklar için oyun alanı da yapmışlar :) Sevgilim" Aşkım , benim okuduğum okula gidelim mi.Ama biraz yürücez " dedi. "Olur" dedim.Rotamızı Sultanahmet'e doğru çevirdik.


Gülhanenin ön kapısından çıkıp , direkt karşı sokağa doğru yürümeye başladık. Sultanahmet merkeze geldiğimizde insan yığını gene vardı :) Arap mı ararsın, İngiliz mi ararsın hepsi bir aradaydı. 


Sevgilimle çok vakit kaybetmeden Sultanahmet sokaklarından , hızlı adımlarla Çemberlitaş'a çıktık. Burası da kalabalıktı ama ne Sultanahmet kadar, ne de Eminönü kadar değildi.Bu arada İstanbul'da yaşamayanlar bilemeyebilir,bu saydıklarım yerlerin hepsi İstanbul'un Fatih İlçesine bağlı ve ben Fatih doğumluyum :) ama inanın Fatih'i bilmiyorum. Daha önce ki bloglarımda da yazmıştım. Avrupa yakasını pek bilmiyorum diye..Ah işte kader.. Ben Fatih'te doğdum Sevgili Fatih'te okudu :)



"Aşkım Baloncuklar çok güzel ya ben içine giriyim beni çekermisin " dedim. Sağolsun Sevgilim beni kırmadı ve esnaf çocuğu da teşekkürleri bir borç bilirim. Benim için tekrar tekrar üfledi :) Allah kazancını arttırsın..

Beyazıt meydanına geldik.Bu gördüğünüz kalabalık inanın ki Eminönünün yanında hiçbirşey..! Ben buna bile razıydım..Hele ara sokaklarda tek tük insanlar vardı ve bir oh dedim :)


Ara sokaklardan girdik çıktık " Hayatım biz nereye gidiyoruz " dedim. " Okul'a aşkım " dedi. " Ara sokakta Üniversite mi olurmuş " dedim.Valla olurmuş bende bizzat şahit oldum..
Fotoğraflarda gözüken pembe bina Marmara Üniversitesi Beyazıt Kampüsü . Ama sanırım şu anda kullanımda değil şu anda kullanımda değil dediğim bu bina taşınmış..Bence iyi de olmuş. Yani ben açıkcası burayı bilmesem,şansa önünden geçsem Hastane veya Dersane zannederdim. Göztepe kampüsünü düşünüyorum kocaman..!Bu arada size daha demin kader demiştim ya :) Bende Marmara Üniversitesi Su Ürünlerini tutturmuştum ama gitmedim. Hay benim akılsız kafam..! Balık bile yiyemeyen ben gidip su ürünlerini tutturdum ya birşey demiyorum :) Yine aynı dönemlerde Sevgiliyle aynı okullarda ama farklı kampüslerde olcaktık.. Ama kader bizi aynı şirkette karşılaştırdı :)


Caps :                ESKİ OKULUNU GÖRDÜĞÜNDE SEVGİLİMİN ALDIĞI HAL :)




 



Sevgilim anılarını yad etti,şöyle yapardık buraya giderdik falan diye diye ara sokaklardan çıkıp İstanbul Üniversitesi'ne geldik.Burası çok güzel ya. Bak işte okul dediğin böyle olur ana caddeye yakın,kocaman,şekilli şemaatli :) Üniversitenin önünde Bit Pazar'ı vardı. Ama harbiden bit pazarı. Eskiden kalma radyolar,telefonlar mı var dersiniz , kıyafet satanlar , son model telefonları ikinci el satanlar mı dersiniz. Ben pek beğenmesem de yinede gezmiş olduk..





Biraz dinlendik ve tekrar yola koyulduk. Sevgilim beni Kütüphaneye götürdü Daha doğrusu Kütüphane kapalıydı sadece dıştan bakmakla yetindik ve bol bol fotoğraf çektik.
"İşte aşkım benim okulu geçmemi sağlayan Kütüphane " dedi..1400'lü yıllardan kalma bir mimarisi varmış , eskiden darphane olduğu söyleniyor.Kütüphanenin dış görünüşü hoş, eski binaları severim.Ama içini bilemicem :) 
Kütüphane bizim son durağımız oldu neredeyse Aksaray'a kadar yürümüştük.Hadi ayağımda spor ayakkabı olsa neyse de sandaletlerle o kadar da yol yürünmüyor be :) 
Dönüş yolunda önce Tramvay'a bindik  ve Kabataş'ta inip vapur'a bindik.Kabataştan Üsküdar'a geçtik oradanda otobüse bindik. Eve döndüğümde resmen pestilim çıkmıştı. Günün yorgunluğunu kendime güzel bir çay demleyerek çıkardım...
Harika bir gündü teşekkür ederim Sevgilim
Saygılar..

14 yorum:

  1. Ne guzel anlatmissin herseyi sanki sizinle gezmis gb oldum ;)) sevgiler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Güzel yorumunuz çok mutlu etti beni teşekkür ederim :)
      Sevgiler..

      Sil
  2. Öncelikle maşallah size:) çok ama çok tatlı bir çiftsiniz Allah mutluluğunuzu daim etsin:) Gülhane, Beyazıt...buralar çok güzel yerler ben de çok severim uzun zamandır da gitmemiştim iyi oldu fotoğraflarla anmak,
    sevgiler,
    lifeofyasmina.com

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim iyi dilekleriniz için =)
      Evet çok güzel yerler,ah bir de çok kalabalık olmasa :)
      Beğendiğinize çok sevindim.
      Sevgiler..

      Sil
  3. Çok güzel bir gezi olmuş :) Gülhane'yi gezmeyi ben de çok istiyorum :(

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Beğendiğinize çok sevindim.
      Gerçekten görülmeye değer bir yer Gülhane , yolunuz düşerse muhakkak uğrayın derim :)
      Sevgiler..

      Sil
  4. Ne hoş, ne samimi bir blog :) Çok güzel kareler, dolu dolu bir gün yaşamışsınız.
    Sevgiler...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yorumunuz beni çok mutlu etti teşekkür ederim , beğendiğinize çok sevindim :)
      Sevgiler..

      Sil
  5. ıstanbulun guzellıklerı guzel bır gezı olmus sevgıler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim güzel yorumunuz için :)
      Sevgiler..

      Sil
  6. merhabaaa :))
    yok yok kilolu göstermemiş gayet iyisin bence :)
    kaderde yazıldı mı her yol ona çıkıyor demek ki.
    çok tatlısınız yaa :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba ,
      Yaz gelince biz bayanların kilo takıntısı oluyor ya bende de o takıntı oldu :) Evet kader de varsa bunu değiştiremeyiz çok doğru söylüyorsunuz.
      Güzel yorumunuz için çok teşekkürler.
      Sevgiler..

      Sil
  7. Ne güzel anlatmışsın :)
    Çok yakışıyosunuz maşallah diyelim tabi :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Maşallah maşallah :) güzel yorumun için teşekkürler canım..

      Sil

Share