3 Eylül 2014 Çarşamba

Arsuz Tatili Part 1

       Eveeet !  Güzel bir yaz tatilinin daha sonuna geldik. Huzurlu , mutlu , stresten uzak tek kelimeyle harika bir tatildi.
     
      Arsuz tatilini 5 part şeklinde yazmayı düşünüyorum :) Kimi zaman etkinliklerimiz oldu , kimi zaman evde dinlenmece oldu.Kimi zaman misafirliğe gittik , kimi zaman misafir ağırladık.. Bu yüzden bende karar verdim bu küçük,şirin Belde'nin güzelliklerini ( gerçi İlçe oldu ) ayrı ayrı yazarak anlatacağım.

    17 Ağustos Pazar günü aracımız olmadığı için toplu taşıma araçları bizi bekliyordu. Saat 13.45 gibi evden çıktık.Bizimkiler beni Çengelköy otobüs durağına kadar götürdüler.Allahtan bavul taşıma işi bende değildi :) Serhat'ım geldi 10 dakika sonra ise Kadıköy'e gideceğimiz otobüs geldi.Hemen apar topar annemlerle vedalaştıktan sonra otobüse bindik ve 15 dk içinde Kadıköy'deydik :)

                               

15.15 Havataş arabasına bindik ve 45 dakika sonra Sabiha Gökçen Havalimanına geldik . Bu arada bilgi vereyim Havataş'a kişi başı 8 TL ödüyorsunuz ve Akbil'de geçerlidir. Akbil ' de aynı fiyat basıyor ama en azından sürekli Akbil kullanıyorsanız içi de dolu oluyorsa boşuna para vermenize gerek yok. (Sınırsız ve öğrenci kartında fiyat nedir,geçiyor mu onu bilemiyorum)


Havaalanına gittiğimizde karnımız hafiften acıkmıştı bende daha yolumuz uzuuun diye evden çıkarken iki tane sandviç yapmıştım.Sevgilimde meyve suyu , çikolata ve su almıştı yanına. Havaalanına girmeden yiyelim daha sonra tekrar gir tekrar kontrolden geç uzun sürecekti bir de bende migren var uzun süre aç kaldığımda baş ağrısı,mide bulantısı v.s. gibi durumlarla karlışacağımı bildiğim için birşeyler yemem lazımdı.Bir köşeye geçtik başladık sandviçlerimizi yemeye.Meyve suyunuda açtık, önümüz de bavullar vardı gelen geçen bize bakıyordu çok komik bir haldeydik :)
Yemek işi bittikten sonra içeri girdik. Biraz kalabalıktı beklemeye başladık.İkimizde ötmeden geçtik =) Evet geldik bilet işlemlerine.En korktuğum mesele bavuldu bakalım kaç kilo gelecek derken Serhatımın 12.500 benimki 20.300 yani toplam olması gereken 30 kiloyu biz 2.800'le geçmiştik :) Birde bu 32.800'ün içinde ayakkabılar yok. Onlar ikimizinde sırt çantasındaydı ve daha ıvır zıvır bir sürü şey...Biz 32.800'ü görünce önce Serhatımla birbirimize baktık sonrada beyfendiye baktık " Bu seferlik görmezden gelelim " dedi bizde herhangi bir ücret vermeden yolumuza baktık :) Teşekkürlerimizi  ayrıca buradan da iletelim :)
Aslında bez ve çekçekli bavullar daha az kilo çıkartıyor benden söylemesi. Bizim bavulların cinsi nedir bilmiyorum ama sert yapısı var,bavulun kendisi zaten 5 kilo çıkıyor.Yoksa sorun bende değil vallaha :)


Türk Hava Yollarına ait Anadolu Jet'ten almıştım biletleri. Sıkıntı yaşamadık. Saat 17.25 'de tam zamanlı kalkış sağlandı.Pilot yabancıydı bir Merhaba deyişi vardı anlatamam..



Güzel bir uçuştu sadece sakız almayı unutmuştuk bu yüzden kulaklarımız patlayacak gibiydi.


Saat 19.00'dı Hatay Havalimanı'na ayak bastık. Hemen bavullara doğru yol aldık.Burada bavul için çok beklemiyorsun inanın dönüşte İstanbul'da yarım saat bavul beklediğimizi biliyorum..Baktım şansa benim bavul ikinci sırada geliyor ardından hemen Serhat'ımın da bavulu geldi çok beklemeden çıktık. Havataş'a bindik ve ne görelim İstanbul'da kişi başı olan 8 TL , Hatay'dan İskenderun'a kişi başı 15 TL . Bilginiz olsun.


19.25'de bindik ve yaklaşık bir 50 dk sonra  saat 20.15 gibi İskenderundaydık. Tam karşıdan karşıya geçerken Arsuz'a giden servis aracının şoföru' Arsuz Arsuz " diye bağırıyordu. "Koş hayatım koş " dedim.Öyle bir telaşlı halimiz vardı ki şoför hemen indi bavullarımızı aldı. Bindik. İskenderun ile Arsuz arası yarım saatti.Kişi başı 5.50 tl bilginiz olsun. İstanbulda ki toplu taşımalara pahalı diyordum bir de :)
           20.45 'de Arsuzdaydık. Yani 7 saatin sonunda :) Allahtan indiğimiz yerden karşıya geçince ev oradaydı da bir de o bavullarla yürüme derdine düşmedik. Teyzemler bizi bahçede karşılamışlardı.Kucaklaşma faslı derken teyzemin görümcesinin oğulları Efe ve Emir'in doğumgünü olduğunu öğrendik.Nerede yapılacağını bildiğim için " siz gidin biz birşeyler yiyip gelelim " dedim. Hatay yöresine ait olan Biberli Ekmek vardı. Hatay yöresinin yemekleri tam bana göre ya.Biberli hiçbirşey yiyemeyen ben Biberli Ekmekleri nasıl yiyorum anlatamam.Yanınada iki tane hemencik ayran yaptım.Midemiz bayram etti :)


Bu gördüğünüz alanda yapıldı doğum günü :) Çok fazla çocuk vardı bence böyle bir yerde yapılması daha güzel oldu diye düşünüyorum.Kimisi su üzerinde duran arabalara bindi ,

Kimisi langırt oynadı ,



Kimisi de bizim gibi Masa Hokey'i oynadı :)
Sonuç Sevgili beni yendi ve ben kendi kaleme en az 2 tane gol attım :)


Pasta biz gittiğimizde kesilmişti bizde kendi payımıza düşeni aldık :)


Çoluk çocuk tombalak Havai fişek patlamasını beklerken :)
Öndeki yan durmuş Efe , bana bakan Emir :) bir de bunların daha yeni doğmuş 4 aylık kardeşleri Eymen var :) tabii o uyuyordu.Ama görmeniz lazım hiç ağlamıyor.Ona bak gülümse başlıyor gülümsemeye :) Maşallah.


Havai fişek patladığında herkes korkudan zaten bir o yana bir bu yana kaçtığı için pek bir eğlencesi olmadı :)


Toplu bir fotoğraf çekerek günü bitirdik ve eve döndük.
Gün boyu koşturmaca olduğu için yorgunduk. Saat 01.30'da "hadi yatalım mı artık "dedim. Fatoş Teyzem " Emre hadi oğlum yatağa" dedi. Emre ne dese beğenirsiniz "Anne niye erken yatıyoruz , bugün niye böyle oldu? " Sıpa ya :) Saat olmuş 01.30 neden erken yatıyormuşuz :)


18 Ağustos Pazartesi.Sabah saat 11.00'a doğru uyandık. Ah ne de güzel geldi uyumak anlatamam. Hem yol yorgunluğu hem bütün bir yılın yorgunluğu derken süper bir uyku çektim. Ardına hemen kahvaltı hazırladım. Emre ve Ada'da uyandıktan sonra güzelce kahvaltımızı yapıp deniz yolunu tuttuk. Bu arada deniz yolunu tuttuk dediğim saat 13.00-14.00 değil saat 15.00 'ı geçiyordu evden çıktığımızda. Şöyle bir evin fotoğrafını çekiyim dedim. Güzel değil mi ? İki katlı ama alt kat ayrı üst kat ayrı. Üst katta Teyzemin İstanbul'dan arkadaşı Peran Teyze ve çocukları vardı. Çok iyi insanlar..Bahçe de üzüm, nar , portakal , erik gibi bir çok meyve de bulunmaktadır :)

                           
                 Geçen sene Arsuz Plajına hep gitmiştik bu sene Plaja sadece bir kere gittik daha sonra ki yazılarımda detayları anlatacağım bu yüzden burayı atlıyorum :) Burası normal halka açık bir deniz işte :) Dalgasız olunca deniz suyu sıcak, temiz ve çok berrak oluyor.Ama dalga gelince işte aynı şeyleri söyleyemeceğim..Burada yaşayanlar veya daha önce gelmiş olanlar bilebilir.Devlet demir yolları lojmanlarının bulunduğu yerde giriyorduk denize..Tabi girişini Devlet Demir Yollarından yapmıyorduk. Yasak :) Biz çarşıya giderken hemen sağ dan sapıp deniz kenarına gider oradan tekrar sağ tarafa doğru yürürdük :) Biraz karışık ama bilenler az meyal hatırlarlar...
Deniz gittiğimiz gün güzeldi ama ondan sonra ki günler çoğu zaman dalgalıydı. Bir gün daha çok güzeldi onu da daha sonra yazacağım için atlıyorum :)

                         

İki saate yakın deniz kenarındaydık ve o kadar özlemişim ki denize girmeyi 2 saat içerisinde sadece bir kere denizden çıktım 10 dakika sonra tekrar geri girdim :)
Eee ev kalabalıktı toplam 7 kişi bir evde kalıyorduk ve hayliyle duş kuyruğunu önlemek için önden Fatoş Teyzemle Emre , bir 15-20 dk sonra Benle Serhat , bir 15 dk sonra da Elif teyzem, Ada ve Ece geldiler.Allahtan tam zamanlı yıkanıyordukta kimse kimseyi pek fazla beklemiyordu.
Akşam yemeğimiz Sem Usta'dan Lahmacun.Lezzetliydi Lahmacunlar tek sorun acısının biraz fazla olmasıydı :) Teyzem sipariş verirken acısız demiş ama acısız hali buysa acılı halini düşünemiyorum. Daha sonra bir kere daha sipariş vermiştik işte o zaman ki hem tadı farklı bir güzeldi hem de tamamen acısız harika birşeydi 3 tane hiç düşünmeden yedim :) Arsuz'a gidipte güzel bir Lahmacun yemek isteyenlere önerim Sem Usta olabilir. Yeri Arsuz'un merkezinden biraz daha gerisinde İskenderun'a doğru giderken.Dönüş yolunda görmüştüm , biz gidip orada yemediğimiz , eve sipariş verdiğimiz için detaylı adres belirtemeyeceğim :)

Ada-Serhat-Arda-Emre

Akşam kuzenim Ece ve onun Baba tarafından kuzenleri Alara ve İpekle beraber dışarı çıkacaktık.Aramızda 10 yaş var ama olsun gençlere takılmak lazım :) Onlardan haber gelene kadar bir baktım Serhatım ve çocuklar hepsi tablette. Ne kadar teknolojik bir tablo :) Bu arada benim sevdiceğim gözüme pek bir beyaz tenli geldi ya :) Diğerlerinin hepsi yanmış tabi. Sarı Kuzum Emre bile kapkara olduğuna göre beni hiç sormayın :) Ben güneş altında yatmadım,evden çıkmadan koruyucu sürdüm hatta deniz kenarındayken bile sürdüm,sürmek ne kelime resmen bembeyaz oluyordu her yerim o derece boşaltıyordum kremi üstüme :) Üstüne üstlük bir de saat 15.00'dan sonra denize gitmemize rağmen o kadar esmerleştim ki (ihtiyacım varmış gibi)şirkette herkes " nolmuş sana " " kapkara olmuşsun" diyorlar. Her gün 1 saat güneş altında dursanız bile benim kadar olamazsınız :)

                           




Kızları beklerken Sevgilimin canı sıkıldı,bizde önden çıktık.Çarşıya doğru ilerledik.Çarşısında orta halli bir kalabalık vardı ama hafta sonu tıklım tıklım oluyor :) Daha önce ki senelerde de ve sürekli olarak dondurma yediğimiz Leydi Dondurma ve Künefe'ye gittik.Künefesinin tadı ne derece güzel bilemiyorum kimisi çok tavsiye ediyor kimisi tavsiye etmiyor.Ama künefe yemeğe bir çok insan gidiyor ve o kadar kalabalık oluyor ki Künefeler biraz geç geliyor..Dondurmasının tadı güzel bir de şöyle birşey var İstanbul'da top başına fiyat alınırken burada küçük boy,orta boy,büyük boy diye seçimler var.Küçük Boy : 2 TL , Orta Boy :3 TL Büyük Boy :4 TL. İstediğinizi seçip istediğiniz kadar dondurma alabilirsiniz :) İsterseniz küçük boy alıp 5 top dondurma ekleyin , isterseniz 1 top dondurma ekleyin vereceğiniz fiyat değişmiyor 2 TL :) Nitekim yukarı da ki fotoğraftakiler orta boy ve biz iki top tercih ettik.Ama orta boy bile insanı o kadar tıkıyor ki , büyük boyu düşünemiyorum.Ondan sonra ki günlerde küçük boyu tercih ettim :)Arsuz'a gidipte nerede dondurma yiyebiliriz diyorsanız tavsiyem kesinlikle Leydi Dondurmacısı.
                                             
                         
Ece mesaj attı geliyoruz diye. Bizde hemen dondurmalarınızı yedik ve hesabı ödeyip kızlarla buluştuk. Arsuz'da çok fazla gidipte cafe'lere oturmadım..Eskiden bazı takıldığımız yerler vardı ama oralar çok değişmişti ve hep sabit yerlerde takılıyorduk.Şimdi gençlere takılıp onlar nereye biz oraya yapalım dedik. Bizi çok güzel bir yere getirdiler. Rhosus Cafe Restaurant.


 Mekanın eski adı Şalen'M Bar'dı . O zamanlar hep gitmek isterdim ama eğlence yeri olduğundan pek yanaşmadım.Bu sene galiba el değiştirmiş. Bana sorarsanız çokta güzel olmuş. İsterseniz Nescafe veya Çay için , isterseniz içkinizi yudumlayın , çok hararet bastırdıysa soğuk bir Sprite veya Limonlu bir soda için, tiryakisiyseniz Nargile için. Kısacası herşeyi bulabilirsiniz. Mekanın iç dizaynı çok hoş ve hem deniz kenarında hemde daha ortalarda yer bulabilirsiniz.Biz deniz kenarını tercih ettik..Masalar mavi sandalyeler beyaz sanki Bodrum da veya Çeşmedeymiş hissi yaratıyor size.Saat 00.30'a geliyordu sohbet muhabbet derken zaman çabucakta geçmiş. Hesap : 28 TL. Mekana ve içtiklerimize göre gayet uygun bir fiyattı.
Gitmek isteyenler için Arsuz Çarşısına doğru ilerliyoruz, nehir var , tam nehirin sağ tarafında kalıyor.Bilginize.

19 Ağustos Salı günü. Gün geçtikçe insan daha fazla uyuyor neredeyse 12.00'a geliyordu uyandığımız da yine kahvaltımızı yapıp saat 15.00 gibi yola koyulduk. Bugün bize Peran Teyze ve küçük oğlu Emre de eşlik etti. Emre , Ada'nın sınıf arkadaşı.Bu yüzden samimi olduklarından yabancılılık çekmeden deniz'in keyfini çıkardılar.

Deniz yatağını da almıştık bugün yanımıza. Ne yazık ki o kadar dalgalı ki , deniz yatağının üstüne binmek ve onun üzerinde durmak biraz imkansız oluyordu. Bizimkilerin tiplerine bakarmısınız :) Hele Sarı Kuzum Emre'nin kurbağa şeklini almasına ne demeli :)  Deniz eğlencesini yine 2 saate yakın sürdürdük. Yine parça parça eve gidip duşlarımızı aldık. Misafirliğe gidecektik bu yüzden erkenden gidip hazırlanmakta fayda vardı.

                                      

Paklandık , giyindik , süslendik derken evden çıktık.7 kişi hep beraber bir servise bindik. Buranın araçları bizim okul servisleri gibi minibüs veya otobüs gibi bir kavram olmadığından herkes" servis" diyor.Ee bizde ortama uyum sağlayalım. Yaklaşık bir 5 dakika kadar ilerledik. Hep beraber inip evin yolunu tuttuk.

                       

Gittiğimiz yer Eniştemin abisi Nihat Amca ve eşi Cemile Yengenin eviydi. Hepsini yakından tanıyordum iyi insanlar ve çok misafirperverlerdi. (Hatay yöresinin insanları tanısa da tanımasa da evine gelen misafiri ağırlama konusunda çok başarılar ) Hatta en büyük kızları Nevin Abla İstanbul'da Edebiyat bölümünü okumuştur.Lise yıllarında bana çok yardımcı oldu ve Edebiyat'ı da kendisi sayesinde çok sevmiştim. Ortanca olan İnci'yle Arsuz 'da fuar da satış yaparken tanışmıştık o zamanlar o kadar samimiydik ki,yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmez beraber denize gider , beraber gezmeye gider, beraber fuar tezgahına gidip satış yapardık.Sonra araya Üniversite ve iş durumları girince tabi eskisi gibi görüşemez olmuştuk..En küçük oğulları Ali daha Liseye gidiyor ama onunda küçüklüğünü bilirim çok efendi bir çocuk. Geçen sene ve bu sene hep beraber denize gittik, tabu oynadık,sessiz sinema oynadık.

                                       

Nevin Abla'nın dünyalar kadar tatlı iki tane çocuğu var :) Büyük olan Defne daha 1 yaşında diğeri daha bi kaç aylıktı o yüzden onu sevemedim. Ama Defne'ye bayıldım. O da bizim Emreye bayıldı. Emreye baktı , gitti yanına gülümsedi , eliyle sevdi sonra da onu öptü. Çok tatlı birşey maşallah ya.! Hatta gecenin sonunda ilk başta " mamu" sonrasında ise " yağmu" dedirttirebildik :)

                           

Yemek masası bayağı zengindi.Masaya önce Balık geldi ve ben bir an için " Aman Allah'ım aç kaldım " dedim sonrasında ise bu sözümü yuttum :) 
Kabak,patlıcan ve biber dolması, patlıcan salatası,turşu,humus,salata,kanat,hamura benzeyen tavuk,birde oranın bir yemeği olan hırisi.Et ve buğdaydan yapılıyor sanırım ben sadece tadına baktım pek damak zevkime uymadı.Ama Ece ve Ada anladığım kadarıyla çok seviyordu çünkü gayet güzelce yediler :)Masa da daha adını bilmediğim hatta unuttuğum şeyler de var.Ama karnımız doydu mu doydu :)

Günün sonlarına yaklaşırken çayımızı yudumladık ve BJK-ARSENAL maçını izledik.
İlk yarısı bittiğinde resmen zengin kalkışı yaptık :) Nevin abla'nın eşi Fikret Abi bizi bıraktı da ikinci yarıya yetiştik..Maç 0-0 bitti. İki BJK'li olarak biraz moralimiz bozuldu ve sonrasında Serhat,Ben,Emre ve Fatoş Teyzem hep beraber dışarı çıkıp birer dondurma yiyerek hem moralimizin yerine gelmesini sağladık hemde güzel bir günü daha bitirdik :)

Bu arada hemen hemen hergün Arsuz'da elektrik kesintisi yaşanıyordu. Bazen gündüz,bazen gece..Bir de en olmayacak zamanlarda kesiliyordu ki sormayın gitsin..Sinirler zıplıyordu.Arsuz'un alt yapısına bir çare bulun lütfen :) Daha önce ki seneler de bu kadar sıkıntı yaşadığımı hatırlamıyorum.Hatta tek tük görüyordum elektrik kesintisini.Ama bu sene hemen hemen hergün kesiliyordu..Buradan yetkililere sesleniyorum. Seneye böyle sıkıntılar yaşamak istemiyorum :)
İlerleyen yazılarım da detaylar hakkında görüşmek üzere.

Saygılar..

12 yorum:

  1. Aahaha masa hokeyinde kendi kendine gol atmak çok fena oluyor ya :D
    Güzel gezmişsiniz maşallah da ben en çok yemeklere takıldım ne nefis şeyler yenmiş. Afiyeet olsun :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet ya çok fena birşey oluyor kendi kendine gol atmak :)
      Yemekleri güzel ve gerçekten çok lezzetli.Hatay mutfağı bir harika :)

      Sil
  2. çok güzel bir gezi olmuş.Allah daha nice güzel günler nasip etsin size:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Amin çok teşekkürler daha güzel mutluluklar sizinle olsun :)

      Sil
  3. Gitmiş kadar oldum valla. çok çok güzel yazı olmus ve devamını beklıyorumm :)) ve gezi listeme kesinlikle Arsuz' u da eklemeliyim... ♥

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Beğendiğine sevindim canım :) Gezi listene muhakkak eklemelisin , diğer yazılarımı da en yakın zamanda paylaşacağım :) Bu arada Mim 'in aklımda onunla ilgili de en kısa sürede cevaplandırma yapacağım :)

      Sil
  4. henüz tam anlamıyla vakit ayıramadığım için bloga ikinci kısmını okuyamadım ama part 1 dende ne kadar eğlendiğiniz belli oluyor. Mutluluğunuz daim olsun :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim :) en güzel mutluluklar sizinle de olsun.. Gercekten çok eğlendik.. Artık 1 sene daha beklicez tatil yüzü görmek için :))

      Sil
  5. Cok uzun bir yazi olmus masallah. Fotograflar yine cok güzel. Iskenderun ve Hatay'i cok merak ediyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bir de yazarken bana sorun :) Aslında parça parça yazmayı düşünmüştüm ama bu şekilde yazmayı tercih ettim..
      Umarım gitmeye fırsatınız olur :)
      Sevgiler.

      Sil
  6. Canım benim ne kadar uzun yazı olmuş. Ne kadar eğlendiğiniz de belli :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Valla çok güzel eğlendik ah ah o günlere geri dönebilsem :)
      Sevgiler..

      Sil

Share