Durak Büfe'de Waffle ve Büyük Çamlıca Gezisi

Bayram öncesi ve sonrası "ısıtma ve soğutma " firması olarak o kadar yoğunluğa girdik ki bırakın blog yazmayı telefonumu bile elime alamıyordum .. Neyse ki şu aralar ( şu anlık diyim ) hafifledim sayılır.Daha yazılacak o kadar post var ki =) Artık sıralamaya göre gitmeye çalışacağım ama araya Bayram'ı da sıkıştrmam lazım. Of of  =P

19 Eylül Cuma günü Sevgilim beni Motoruyla aldı. Gün içerisinde nereye gideceğimizi kararlaştırmıştık. Önce Çengelköy Durak Büfe'de Waffle yiyecektik sonrasında ise Büyük Çamlıca'ya çıkacaktık. İstanbul'un en çok rüzgar esen yerlerinden birine gideceğimiz için yanıma bildiğiniz kışlık Polar almıştım.

Durak Büfe'de yediğimiz Waffle güzeldi. Çikolata,Muz ve Fındıklı istedik.Sevgilim Muz'u çok sevdiğinden onun istediği olsun dedim eh muz sevmeyen ben az da olsa yedim bana sorarsanız en güzel çilekle oluyor bu iş ya =) 

Fiyat : 12 TL.

Yolunuz düşerse Waffle'ı burada yiyebilirsiniz..

Çok vakit kaybetmeden hemen yola koyulduk. Yola koyulmadan önce sıkıca bir giyindik abartısız söylüyorum. İçimde bluzum, üzerimde ince bir hırka onun üzerine polar ve kapanış şişme yelek :) Bu arada boynuma da şal'ı taktım..Endişeye maal yok İstanbul o kadar soğuk değil (en azından o günlerde o kadar soğuk değildi ) ama dışarı da hissedilen soğuğun iki katını motor tepesinde hissettiğiniz için sıkı giyinmekte fayda vardı. Bir de o gün hastaydım ben buruncuk akıyordu, boğazcık ağrıyordu =(

Şöyle bir geriye yaslanın ve bir düşünün .. Çamlıca tepesindesiniz , Boğazı ve Marmara Denizini tüm çıplaklığıyla görüyorsunuz , güneşin batışını seyredip çayınızı yudumlayarak hayaller kuruyorsunuz..

Rüzgar sizi savursa da siz o anın tadını en güzel şekilde çıkarıyorsunuz..

İçeri girdiğiniz de Klasik Türk müziği ezgileri karşılıyor sizi.. Hemen sağ da Beyaz Ahşap Binasıyla Çamlıca Sosyal Tesisleri , solunda ise çay bahçeleri var.. Biz iki çay alıp Sevgiliyle manzaranın keyfini çıkardık..

Eskiden burası bu kadar düzenli değildi ..Masalar,sandalyeler düzenlenmiş.Büyük salıncaklar konmuş bu haliyle daha bir güzel olmuş ne yalan söyleyeyim.Eskiden bayağı bir karışıktı taş'ın üzerine oturmak zorunda kalıyordun,sandalyeler küçük hasır taburelerdendi..

Çaylarımızı içtikten sonra Sevgiliyle üşüye üşüye yürüyüş parkurunda ilerlemeye başladık.Temiz hava , rengarenk çiçekler , muhteşem ağaçlar , gece ışıklandırılmış kemerler harika bir doğayla içiçeydik.

 İstanbul'a şehir dışından gelecekseniz burayı görmeden katiyen gitmeyin derim bu kadar net söylüyorum. 

Ben size sosyal tesisin bulunduğu yeri anlattım.

Sosyal tesisinin içine girmeden önce hemen sağda yol üzerinde bulunan Çömlek Restaurant 'a gidip İstanbul'un en iddialı Kuru Fasülyesini yiyebilirsiniz =) Sevmiyorsanız eğer Köftesi de çok güzel haberiniz olsun.

Yine Çömlek Restaurant'ın hemen yanında Park Night Restaurant var. Buraya yemek için değil arkadaşımın düğünü olduğu için gelmiştim.Düğün menüleri'nin tadı fena sayılmaz.

Maç izlemek ve arkadaşlarınızla manzaranın keyfini çıkararak sohbet etmek istiyorsanız Çamlıca Desde 'yi tavsiye ederim. Nargile seveniniz varsa Nargile'si mevcuttur. Nescafe ve Türk kahvesi'nin tadı da gayet güzel.

İşte bizim Feride'miz . Evet evet Sevgili adını Feride koydu. Benimde aklıma hep Emel Sayın geliyor ama  ? Sevgilinin benden önce ki hayali sarışın , renkli gözlü bir bayanla evlenmekmiş bak bak bak !! ama Allah büyük ya tam tersi esmer, koyu kahve gözlü , saçları koyu kestane olan beni verdi =) Hıh sana Aşkım..!

Hava iyice soğumuştu. Gezintimiz de bitmişti Sevgiliyle dönüş yoluna geçtik bu sefer ben kullanıcam dedim ve bindim motora. Haydi atlayın gidiyoruz :)

Endişelenmeyin,tabii ki de ben kullanmıyorum.Daha sonra bir gün size motor kullanmamla ilgili eğlenceli bir post hazırlayacağım.. İnanın çok zevkli ama becerene :)

Saygılar..