30 Nisan 2015 Perşembe

Sevgili Günlükcüm / 23

                                                                            3o.o4.2o15 / Perşembe 



Sevgili Günlükcüm ,

Bugün sabah kalktım. Elimi yüzümü yıkadım falan diye bir giriş yaparmışım :) Eskiden yazdığım günlükler geldi aklıma.Eskiden nerde böyle bloglar, facebooklar, twitter'lar. ( tabi benim hala daha face'im ve twitter'ım yok o ayrı konu daha doğrusu dondurulmuş durumda ) Her akşam eve gelip o gün ne yaptığımı yazardım bazen hiç yazasım gelmezdi kısa kısa özetler geçerdim. İlla ki herkesin bir günlük tutma merak'ı vardır ben yaklaşık bir 4-5 yıl boyunca bi fiil yazdım hiç bırakmadan.Sonra internet hayatıma girdi , nam-ı diyar "msn" de takılmaca başladı sonra günlük oldu sana yıllık hatta asırlık :) Anı şeklinde yazayım dedim ama artık sıkıldığımı fark etmiştim sonra da tamamen bıraktım. Şimdi eski günlüklerimi okuyorum da pek bir gülüyorum halime ya gençliğim, arkadaşlarım , dostlarım , yaptığım muzurluklar falan beni pek bi güldürüyor :) Bu arada size şöyle söyleyeyim günlük yazıpta bırakmayan tek bir insan tanıyorum oda en küçük teyzem 15-20 yıldır yazıyordur ben daha çok küçükmüşüm başladığında ee eminim ki 20 yıl geçmiştir. Aslında bir ara sorayım bari kaç yıl olmuş diye.. Ne güzel düşünsenize , 20 yılınız bir defterde saklı ..


Sevgilime bir jest yapayım dedim ve bugün'ün hatrına kendisine Çikolata Sepeti'nden harfli çikolata gönderdim. Fotoğrafta çok belli olmasa da aslı'nı da hemen paylaşıyım :)


Daha önceden bir çok kez gönderdiğim için hatta ilk doğumgününde 44'lü (yukarıda ki 22'li ) gönderdiğimden bu sefer biraz daha zarif birşey olsun dedim. Zarif dediğim malum yıl dönümü değil , doğum günü değil , ilk konuşmaya başladığımız , ilk mesajlaşmaya başladığımız tarih olduğu için anca bu kadar olur diye düşündüm :) He Sevgiliden gelen ilk mesaj ise " Yağmur " :) bu yani..

Bence erkeğe gönderilecek en güzel hediyelerden biri ( tatlı seviyorsa ) çikolata. Çiçek hiç göndermedim. Ya bu şekilde çikolata yada kalpli , drajeli çikolatalar gönderdim. Bu arada tadını soruyorsanız ; çok lezzetli :) Bir kere anneme göndermiştim de oradan tadına baktım pek bir güzel sizde gönderebilirsiniz :) 


Fotoğraf Kaynağı : Keyifli Org

Eveeet blogger arkadaşlarım haberiniz olsun ben 4 gün yokum :) Nasıl oluyor anlatayım ;

Yarın 1 Mayıs resmi tatil. 23 Nisanda ben çalıştığım için sıramı salmış oldum ee hafta sonu da çalışma sırası gene bende değil :) Bu durumda 1-2-3 Mayısta güzel bir tatili haketmiş oldum. Pazartesi günü ise Sevdiceğimle ortak arkadaşımız var. Sevgilim hatta nikah şahidi olacak. Öğlene kadar izin almış , bende yıllık iznimden bir gününü düşürdüm (kaldı 9 gün yapacak birşey olmayınca böyle ara ara kullanıyorum ) bu sayede oldumu size 4 gün izin :)

Ayaklarımı uzatıp dinlenme fırsatı pek bulamıcak gibiyim. Yarın kış modundan yaz moduna geçip bütün bir dolabı indircem ve atılacakları atıp giyilecekleri düzenlicem. Puf kış gibi değil ki yazın daha bir fazla kıyafeti oluyor insanın valla neyi nereye koyacağıma şaşırıyorum. Eee yazlıkları çıkarırken güzel bir oda temizliği de yapmam gerekiyor..Cumartesi sarı kuzum Emre'nin doğumgünü , pazar günü düğün var , pazartesi nikah falan filan pek koşturmacalı geçecek :)

                                                 Salı günü yeni postlarla görüşmek üzere :)
Saygılar..

4 yıl önce bugün ..!


Canım Sevgilim  , Herşeyim , En bi Sevdiğim ;

Herkesin bir “ İlk tanışma günlüğü “ vardır fakat bizim “ ilk mesajlaşmaya başladığımız “ günlüğümüz var ..Birbirimizi 6 aydır tanıyor fakat hiç konuşmuyorduk arada sırada işle ilgili birkaç bir şey soruyorduk..

30 Nisan Cumartesi günü tarihlerden 2011...O gün ikimizde hafta sonu mesaisindeydik..Sisteminin bozuk olmasından dolayı hemen arkamda ki masaya gelmiştin ve mail atmıştın.. Sonra ise ilk mesajlaşma.. Evet her ne kadar ilk zamanlar “seni  istemiyorum “ desem de şimdi “sensiz hiçbirşeyi istemiyorum “ diyorum.. Sana ilk gün ki gibi aşığım diyemiyorum çünkü ilk günkinden daha çok aşığım..

4 yıl önce bugün bana iyi ki mesaj attın , iyi ki hayatıma dahil oldun. 4 yıl önce “ Serhatla evleneceksin “ deselerdi güler geçerdim fakat şimdi seninle bir an önce evlenmek için sabırsızlanıyorum..

Geçen sene bugünlerimiz de 30 Nisan ve 30 Mayıs’ta askerdeydin sensiz geçirmiştim.. Ama şimdi yanımdasın..Bir ay sonra tam bir ay sonra da bizim ilk dışarı çıkmaya başladığımız gün..Allah’ın izniye yine Çengelköy Çınaraltına gidip o günleri yad edeceğiz..Bundan 10 yıl sonra da umarım bu günleri ilk gün ki heyecanla kutluyor oluruz..

İyi ki varsın , iyi ki seninleyim , iyi ki benimlesin.

Seni Çok Seviyorum .!

30 Nisan İlk Mesajlaşma günümüz kutlu olsun Aşkitoşkom :) 


28 Nisan 2015 Salı

Göztepe 60. Yıl Parkı Lale Festivali 2015

26 Nisan Pazar günü Sevgilimle sözleşmiştik. Göztepe 60. Yıl Parkında ki Lale Festivaline gidecektik. 
Bir gün öncesinden gittiğimiz Emirgan Korusu 'na fotoğraf makinamı götürememiştim bu yüzden bu bana bir ders olsun diyerekten makinamı sabah kalkar kalkmaz çantama koydum.


Kadıköy''ün Göztepe semtimde bulunan Göztepe 60. Yıl Park'ı gün geçtikçe kendisini geliştiriyor diyebilirim. Bende Kadıköy'ün Suadiye semtimde büyüdüğüm ve 20 yılımı burada geçirdiğim için bu tarafları avucumun içi gibi biliyorum.

Bol bol fotoğraf çektik hani 200 tane var içlerinden bu kadarını seçip sizlerle paylaşıyorum ;




Saçlarımı bir gün öncesinden örmüştüm. Ertesi gün kalkıp açtığımda böyle lülük lülük oldu :) Bence uzun saçın en güzel yanı saçlarını örmek açtığında ise böyle lülük lülük olması . Sevgilim de böyle pek bir beğeniyor :)



Göztepe 60. Yıl Parkı'nın bir ucu Bağdat caddesine bir ucu ise şahil şeridine bakıyor. Yani sahilden de girişi var, bağdat caddesinden de. 


Çok büyük bir park olup hem insana huzur veriyor hem de çoluğunuzla çocuğunuzla harika vakit geçirebiliyorsunuz. Daha bir sürü oyun parkı alanı var fakat fotoğraflar çok olduğundan hepsini paylaşmıyorum :)






Binbir çeşit Lale'ler size gülümsüyordu. Hem huzur veriyor hemde Bahar'ı müjdeliyordu. Mis gibi bir hava da var. Bir insan daha ne ister ki :)





Yine el emeği göz nuru tezgahlar birbirini ardına sıralanmıştı..


Yuvarlak bir Akvaryum vardı içinde de bir kaç çeşit balık ..


Balığa pek bir mörül mörül bakmışım :) Yiyecek gibi desem olmaz çünkü balıktan hiç haz etmiyorum. Hiç bir türlüsünü yiyemiyorum yemeyi bırakın kokusuna bile dayanamıyorum. Evde kızartma yapılsa eve dahi giremiyorum. Balık yenmez mi be diyenleri duyuyor gibiyim . Haklısınız sorun sizde değil bende :) Anormal olan benim.

                           

O kadar büyük ve o kadar geniş ki nereye gideceğimizi şaşırdık :) Bu arada yine gelin damat gördük. Hatta döndüm Sevgilim'e " Ben bu parkı çok seviyorum en iyisi düğün fotoğraflarını burada çektirelim " dedim Sevgili'den ses yok :)



Bu göl pek bir hoştu. Kendimi İstanbul'da değil de yazlık bir yerde hissediyordum. Suya elimi sürdüm , içinde bir sürü incik cincik taşlar bana Altınoluk'u hatırlattı..! Ah ah ne güzel yerdir Altınoluk, keşke Sevdiceğimle bir fırsat bulabilsekte gitsek.


Böyle durumlarda ben Sevgilimi , Sevgilim benim fotoğrafımı çekebiliyordu. Birinden rica etsek dediğimiz an biri bizden rica etti " bizi çeker misiniz " diye. Sevgilim de " ama sizde bizi çekeceksiniz :) " dedi. Sağolsunlar beraber bir pozumuz oldu.



Ya bu fıskiye olayına ne demeli bilinmez harika birşey ya çoluk çocuk genci resmen fıskiyelerin ortasına girmiş ıslanıyorlar ama umurlarında değiller :) Baksanıza ayakkabılarını çıkartmış çocuklar , üstlerini çıkartmış çocuklar ne ararsanız vardı :) Yazın pek güzel olur da bu hava da eminim ki o çocuklardan bazıları hasta olacaktır.




Ben en fazla bu kadar gidebildim. Bu kadar gitmeye bile biraz da olsa ıslandıysam içerdekiler ne şekilde oradan çıkar bilemiyorum :)








Son olarak Park'ın içinde yine park olan sağ tarafa doğru yani cılız kalan yere geldik :) Diğer tarafta binbir çeşit lale'ler çiçekler böcekler gördüğümüz için burası pek bir cılız geldi gözüme :)

Vaktimiz çok fazla olmadığından 1.5 saat boyunca gezdik fotoğraf çektik sonrasında ise evlere döndük :) 

Güzel bir gündü , biraz yorucu fakat çok mutlu.
Bahar geldi , çiçekler açtı pek mutlu oluyorum böyle havalarda.

Saygılar..

27 Nisan 2015 Pazartesi

Emirgan Korusu Lale Festivali 2015

25 Nisan Cumartesi günü İstanbul'da hava bir öyle bir böyleydi. Nitekim sıcak olmasına rağmen akşam üzeri yağmur yağdı :) Güya yağış sıfır gözüküyordu ama Allah'ın işi..



Sevdiceğimin yine tam gaz eğitimi devam ederken Nuraycığımdan bir telefon " Yağmur biz Emirgan Korusu'na Lale festivaline gidiyoruz gelsene sende" diye. "Ben seni arıcam "dedim ve telefonu kapattım.Sevgilime mesaj attım çok geçmeden aradı beni " Ne yapalım hayatım " dedim. "Sen önden git orada buluşuruz bende bir saate kadar çıkarım " dedi. Hemen apar topar giyindim hazırlandım Beykoz'a gittim. Nuraylarla buluştuktan sonra bindik vapura ve benim aklıma ne geldi ben fotoğraf makinasını unutmuşum :( İşin tuhafı - ki hepimiz yaşıyoruzdur - telefonumun şarjı 'da orta seviyelerdeydi ne yapsam ne etsem , Sevgilimle de haberleşicez dedim ve Nuraycığımın telefonu aldım fotoğrafları bu sayede çektim :) Yalnız herşeyin fotoğrafını da çektim de kendimi ve Sevgilimle birlikte fotoğrafımızı çekmemişim.

Yeniköy'de inip bayağı bayağı bildiğiniz yarım saat boyunca 3.5 kişi yürüdük. Ben , Nuray, Ömer abi ve Ecrin :) Ecrin'i buçuk olarak sayıyorum. Sevgilim aradı " nerdesiniz ben geldim " diye. Anaam adam bizden sonra eğitimden çıktı bizden önce gitti. Gerçi Maslak'tan Emirgan daha yakın :)



İnanılmaz bir kalabalık vardı. Yani İstanbul'un yarısı sanki Emirgan Korusunda toplanmıştı. Ecrin hanımla birlikte fotoğraf çekmeye daldık daha doğrusu ben fotoğraf çekiyorum o muhakkak bir yerlerden fotoğrafın içine girmeyi başarıyor :) Zaten Ecrin'le birlikte takıldık biz. Diğerleri bizim gerimizden konuşa konuşa geliyorlardı :)

Daha önceden Emirgan Korusu'yla ilgili post yazmıştım ( TIK TIK  )bu yüzden çok detaylara girmeden fotoğrafları paylaşıyorum :)




Şurada iki dakika soluklanayım dedim fakat ne hacet Ecrin hanım elimden tuttuğu gibi kaldırdı " daha gezilecek çok yer var " diye.Nereden biliyorsa :)



Çok büyük olmayan bir göl. Harika bir manzara var saatlerce orada durabilirdim.. Huzur verici fakat pek bir kalabalık :)


 Burada böyle sıralanan El emeği göz nuhu tezgahlar var ben şöyle göz ucuyla bakınıyordum ama yanımda çocuk olduğu için pek odaklanamadım :) Ah Ecrin Ah ! :)


Daha ne pozları var görmeniz lazım da eklemiyorum. Büyümüşte küçülmüş ben bile onun verdiği pozları veremem :)


 Buraya bayıldım. Şöyle bir yerde yaşamak isterdim ya :)




Binbir çeşit Lale'ler bizi bekliyordu. Her biri birbirinden güzel. İstanbul'a gelirseniz muhakkak Lale Festivaline gelmenizi şiddetle öneririm..! İstanbul güzel şehir bunu her seferinde söylüyorum tek kötü yanı trafik oda düzenli olsa 10 numara 5 yıldız olacak :)





Bir ara Ecrin'i gözden kaybettim pek bir korktum.Daha doğrusu yanımdaydı döndüm baktım yok.Bu kadar kısa sürede bir insan gözden kaybolamaz diyorum başımdan aşağı kaynar sular döküldü ki bir baktım yere eğilmiş hatta yatmış diyim bana oradan gülümsüyordu :) Hay Allah'ım kızamıyorum da " bana bak yanımdan ayrılma demedim mi sana " dedim. Oda " Ayrılmadım ki saklandım " dedi :)


"Cevher-i Hayat"
Yasemin Aslan Bakiri'nin eşsiz tarihimizden ilhan alarak can verdiği İstanbul Laleleri ;  aşkın , güzelliğin ,inceliklerin imgesini nazik gövdesinde parlayan cam parçalarıyla taşımayı sürdürüyor ,tıp ki bir dünya kenti olan İstanbul gibi


Havuzu görünce yaz'ı ne kadar özlediğimi farkettim..Ah ah bu sene tatil planı da yok ne yapcam bilmiyorum böhüü böhüü :(


Herhalde 5-6 tane gelin-damat , bir kaç tane de nişanlı görmüşümdür :) Çok güzel yerde çok güzel zamana denk getirmiş fotoğraf çekimlerini :)


Ecrin hanım'ın bu fotoğrafıyla son buluyor gezimiz..
Çok güzel bir gündü gerçekten.
İstanbuldaysanız veya yakın zaman da geleceksiniz ayın sonuna kadar uğramanızı tavsiye ederim..
Saygılar..

Share