3 Ağustos Pazar günü hava " ha yağdı ha yağacak " dedirtiyordu. Balkona çıkıyorsun sıcacık ama kara bulutlar "hazırlıklı ol İstanbul geliyorum :)" diyordu.Nitekim bizim oraya yağmasa da bazı yerlere yağmış :) Sevgili mışıl mışıl uyuyordu.Bende Sevgili uyanana kadar daha önceden denediğim Mantar Kurabiyeden yaptım. (Detayları farklı bir postta yayınlayacağım.)
Sevgilim uyandı. "Ne yapalım Aşkım" dedi.Bu "ne yapalım" sorusu bir plan yapmadıysak muhakkak her görüşeceğimiz gün sorulur."Ne yapalım ,nereye gidelim,nereye gitmek istersin" deriz en sonunda plan yapamayıp kürkçü dükkanı Çengelköyde takılırız :)
Ben mis gibi kurabiyelerimi fırından çıkardım.Serhatımın 4 kişilik ailesine de özellikle ayırıp bir kenara koydum.O sırada Sevgilim arıyor " ben evden çıktım geliyorum " diye."Eee aşkım ben daha hiç hazır değilim ki" dedim.Kapattık.Yani nasıl hazırlandığımı bilmiyorum bile.Önüme gelen pantolonu giydim,önüme gelen tişortu geçirdim.Makyaj bile eyeliner,çok hafif far ve çok hafif allıkla geçiştirdim.Diyeceksiniz ki " ee tamam bu kadar yeterli ".Yok bana göre yeterli değil.Ben günlük hayatımda işe giderken bir eyeliner,bir ruj tamam.Ama Sevgilimle buluşacağım zaman (ki makyaj çantası her daim çantam da ) sanki düğüne gider gibi bayağı bir yapıyorum :) Fondöten,Pudra,Allık,Göz altı kapatıcısı,Far,Eyeliner,Göz kalemi,Ruj sürüpte sürüştürüyorum..Hadi makyaja biraz daha vakit ayırıyım dedim ama Sevgili " Otobüsteyim hayatım birazdan gelirim Üsküdar'a gidelim mi" deyince.Evden nasıl çıktım,nasıl durağa gittim bilmiyorum.Ben sevmem bir de böyle pat diye geliyorum denmesini.Bunu da Sevgilim biliyor ama evden canı sıkılmış çıkmış birşey diyemedim :)
Hava yine fenalardaydı diyebilirim çok sıcaktı 10 dakikalık yürüme mesafesi resmen bana eziyet olmuştu. Neyse ki Sevgilimin bindiği otobüs çok vakit kaybetmeden geldi.Ah ah geçen senelerde araba vardı =( o kadar büyük bir rahatlıkmış ki insan kaybedince anlıyor =D neyse kısmetse ilerde tekrar olur.Sevgilinin ilk göz ağrısı Motor'u vardı şimdi tekrar Motor almaya karar verdi :)
Üsküdar çok kalabalıktı.Bu kalabalık artık bana normal geliyor,hem vapur iskelesinin olması hem de bir çok otobüsün tam merkezden kalkıyor olması Üsküdar'ı kilit yapıyor.Biz merkezden Salacak kısmına doğru ilerlemeye başladık..Balık tutanları, denize girenleri bile gördük..
Sıcaktan bunaldık iki su ve iki tane de dondurma alıp yürümeye devam ettik. Üsküdar Evlendirme Dairesinin önünden geçtik Burada Kır düğünü yapmak istiyoruz ama kısmet artık..
Üsküdar'ın Salacak kısmını seviyorum..Merkez'in kalabalığı gibi burası da kalabalık ama daha çok Kız kulesi için gelenler var ve yine Kız Kulesi manzaralı sahil şeridince sıralanmış şemsiyelerin altında , taşlara yastık konmuş çay kahve çekirdek v.s. yiyebileceğiniz bir alan var. Ticaret böyle birşey anlaşılan :)
Biz Sevgiliyle bir süre daha ilerlerdik.Çok güzel evlere rastladık.Ah ah diye de iç geçirdik. Gerçekten zamanında almışlar yaptırmışlar ya :) Eski binalar , yeni binalar..Sanki farklı bir dünyanın içindeydiler :) Kendime ait bir Villa'm olsa önüne havuz muhakkak yaptırırdım. Havuzsuz Villa mı olurmuş :)
Salacak'a geldiğimizde hemen Simit Sarayının önünde Çim, taş , toprak karışımı yere küçük masalar ve sandalyaler koymuşlar. Burası da Ticaret açısından bayağı geliştirmiş kendini :) Manzara güzel,kalabalık,hatta bir çok kişi dışardan yiyeceğini alıyor orada içeceğini söylüyordu. Adını hatırlamıyorum ama sadece hatırladığım simit sarayının önünde olmasıydı.Sevgilim " istersen simit sarayında da oturabiliriz" dedi.Ama ben pek istemedim.Uzaktan bir süzdüm , kalabalıktı." Burada oturalım değişiklik olsun" dedim.
Sevgilim Elmalı Gazoz söyledi bense Çay :)
Açık havadan mıdır bilinmez üzerimize bir rehavet çöktü. Hatta bir ara Sevgilim de ben de hiç konuşmadan öylece uzağı izledik. " Ne düşünüyorsun " dediğimde " hiiiç boş boş bakıyorum " diyordu."Sen ne düşünüyorsun " dedi. " Bende aynı aşkım öyle boş boş bakıyorum " dedim
İyice bir dinlendikten sonra kalktık. Saat neredeyse 20.00'a geliyordu.
Güneş yakıcılığını yitirmişti , yavaş yavaş batıyordu , hafif bir rüzgar da vardı.Harika bir manzarayla karşı karşıyaydık.. İstanbul güzel şehir..! Tarihi güzellikleri başlı başına harika zaten..Ama bir çok şehire göre gerçekten pahalı. Hani kötü demiyimde bir çok yere uzak,daha yeni yeni adını duyurmuş yerlerin bile kiraları 600'den aşağı değil düşünün bir de en iyi yerlerin kiralarını. Çengelköyde sırf boğaz manzarası görüyor diye ev kiraları 1.750-2.000 ortalamasında :) O kadar para vereceğine gidersin kredi çeker ev alırsın..Trafiğini hiç sormayın bile yazın 15 dakika da gideceğiniz yer size oluyor kışın 45 dakika bir de Yağmur yağıyorsa oluyor sana 1 saat :) Eee İETT tarifeleri de ucuz değil ki bir otobüse biniyorsun 2.15 TL basıyor.Aktarma 1.45 TL :) Sevgilimle konuşuyoruz da evlenince tasımızı tarağımızı toplayıp gidelim başka bir şehirde yaşayalım diye ama bu sefer de iş imkanları var. İstanbul'da ki gibi iş imkanı nerede bulacaksın ki ?
Ayy kendi ruhumu kendim daralttım valla :)
Bir sonra ki yazım da görüşmek üzere..
Saygılar.
Uskudar ve sahili demek ortaokulum, genc kizligim, asklarim, sevgilerim ve huznum benim. Gezdiginiz yerler hayatimin buyuk bir bolumunun gectigi yerler, cok guzelsiniz siz de oralara cok yakismissiniz, harikasiniz. Allah askla yuz sene yasamak nasip etsin size♡
YanıtlaSilGüzel yorumunuz için çok teşekkürler. Amin..
SilUmarım biraz da olsa sizi geçmişe götürebilmişimdir :)
Sevgiler
Cok tatli bir ciftsiniz, bayildim fotolara. :)
YanıtlaSilTeşekkür ederim :))
SilMerhaba yeni keşfettim bloğunuzu, takıpteyım bana da beklerrım :)http://meralgumus.blogspot.com.tr/
YanıtlaSilBende takibe aldım sizi :)
SilÇok mu yakışmışsınız ne:) Maşallah sizeee en kocamanından:)
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim güzel yorumunuz için :)
Sil