9 Eylül 2018 Pazar

Sabret , Şükret , Seyret..!

UYARI : BİR İÇ DÖKME YAZISIDIR

Elimde bir sihirli değnek olsa o kadar çok şey değiştirirdim ki .. Hani mankenlerin çıkıp da " barış istiyoruz " demeleri var ya , dalgaya alınacak bir konu oldu ama ne kadar doğru , dünyanın her yerinde barış olsa. Masum insanlar katledilmese , kimse açlıktan ölmese. İnsanlar birbirlerine anlayışlı olsa , siyasi görüş ayrılıkları yaşansa bile her daim saygılı olunsa , kocalar karılarını dövmese ve en kötüsü de öldürmese , küçücük çocuklar tacize,tecavüze uğramasa ve vahşice katledilmese , hayvanlara zulüm edilmese .. Nasıl bir dünyada yaşıyor olduk ki biz ? Ne oldu , ne değişti ? Kıyamet mi yaklaşıyor yoksa insanların artık beyni mi yok ? Allah'tan da mı korkmuyorlar ? Vicdansızlık ve merhametsizlik mi hakim ? 

Kurban bayramının bile önemini bilmeyen insanlar var. Amaç fakiri doyurmaktan ziyade , insanlar kendi yıllık et ihtiyacını karşılar hale gelmiş. Ben her zaman derim , ben istesem bu eti belki her hafta değil ama ayda bir kere de olsa yiyebilirim yani benim ihtiyacım diğer x kişiden daha az bu yüzden onların karnı önce doysun. Ramazanda'da öyle , Ramazan demek açlık demek değil sabır da demek , açlığın sana yol açabileceği sinirlerine engel olmak demek , aç insanların bir kuru ekmeğe muhtaç olduğunu anlamak demek , binlerce kez şükretmek demek. İftar çadırlarında hep yemek yemek istemişimdir, merak etmişimdir ama neden gidip bir kez olsun yemedim biliyor musunuz ? Çünkü benim evimde bir tas çorbam var ama oraya gelecek insanlar ona muhtaç. Ama ne yazık ki benim gibi düşünen insan yok . Haftanın bir kaç günü(durumu çok iyi olmasına rağmen) iftar çadırlarında yemek yiyen insanları bizzat tanıyorum. He olur , akşam trafiğe kalmıştır işten geç çıkmıştır eve yetişemicek durumdadır amenna gidin yiyin afiyet bal şeker olsun , ama zaten durumun iyi hadi bir kere gittin bir kaç kere ne diye gidersin ? Evinde bir tas çorban kaynıyorsa , bırak senden daha aç olan bir insan otursun da yemek yesin değil mi ? Kimse yanlış anlamasın beni , bende istedim hep gitmek ama ben istesem de vicdanım izin vermiyor ..


Bir şarkı var ya hani beterin beteri var haline şükret dostum diye ne kadar doğru. Şükür , her daim şükretmek gerek. Bazı sabahları " yeter artık çalışmak istemiyorum " diye kalkıyorum bazen de " erken yatmaktan erken kalkmaktan sıkıldım , istediğim saatte yatıp istediğim saatte kalkmak istiyorum" , "sıkıldım artık " of puf diyorum sonra ne oluyor " Bencillik yapma Yağmur , haline şükret , binlerce işsiz varken sen çalışmaktan şikayet ediyorsun. Her sabah kalkıp işe hazırlana biliyorsan elin ayağın tutuyor , sağlıklısın demektir. Oflayıp puflayacağına şükret " diyorum yani kendime söylenip sonra da kendime "şükretmediğime"kızıyorum.Ama yok mudur herkesin bir isteği ? Olduğundan daha iyi şartlar altında olmak kim istemez ki ?

Çalışmayan bir insanın iş bulmak istemesi  , çalışan insanların kiradan çıkıp ev sahibi olmak istemesi , ev sahibi olan insanların araba ve yazlık sahibi olmak istemesi ,  hepsi oldu belki bir yat sahibi olmak istemesi veya bir kaç tane daha yatırım yapmak istemesi. Yani zenginin bile derdi var. Neden diğerinin evinde bilmem nereden gelen , bilmem kaç bin dolarlık tablo var da , bizim evde ondan yok , yok onlar Miami'den ev almışlar da bizim neden yok , onların yat'ı daha büyük bizimki neden daha küçük falan filan..Yani herkes olduğundan daha iyi şartlarda olmak ister.


 Ben de mesela İstanbul'da yaşamak istemiyorum Bodrum , Marmaris , Datça , Antalya gibi yerlerde yaşamak istiyorum. Mesela her sabah ve her akşam trafik çekmek istemiyorum. İstanbul'un koşturmacasından uzaklaşıp , robot monoton bir hayat sürmektense daha sakin daha rahat bir hayat sürmek istiyorum. Canım istediğinde denize gidip bir saatte olsa keyif çatmak istiyorum , her gün sabah kalkıp yürüyüş yapmak istiyorum. Gerekirse home office bir işte çalışmak istiyorum.. 

Benim isteklerimin , benim hayal ettiklerimin zengin olmakla alakası yok . Evet illa ki kenarda bir paran olacak ki sen hayallerine kavuşabilesin.En azından bir arsa alacak kendi evini yaptırmaya yetecek kadar veya öyle bir işin olacak ki iyi kazanacaksın kendi evinden ziyade kirada oturacaksın ama yine de gül gibi geçinip gideceksin. Evet bunlar için para şart ama zengin olmakta gerekmiyor. Zengin olmak gibi bir hayalim zaten yok , bir evim olsun diye de , elbette bir evim olsun ki kirada yaşamayayım ama bir evim olacak diye de bir dünya borç altına girip 10 yıl kredi ödeme gibi bir niyetim yok. O borç beni boğar çekilen kredi miktarı düşük olur amenna. Hani 300 bine ev alacaksın geçipte 50 bin verip üzerine 250 bin kredi çekip onu geri 350 olarak ödemeye benim yüreğim kaldırmaz ama mesela sende vardır 200 bin , geriye kalır 100 bin o zaman 10 yıl bile değil 5 yılda bitirmeye çalışırsın , bizde o kadar para zaten yok , bir de bu borç sende olduğu sürece ve ay sonunu zor getirdiğin sürece senin belli yaşam standartlarında bitmiş olacak. Bir sinemaya gitmek , bir akşam yemeğini veya bir sabah kahvaltısını dışarıya çıkıp yemek , günübirlik bir yere kafa dinlemeye gitmeyi istemek ,kişisel bakımlarınızı bile en aza indirmek gibi bir çok şeyi yaparken iki kere değil üç dört kere düşünmek zorunda kalacaksınız. Etrafımda çok örnek var, kimisi çocuğu erteledi , kimisi ikinci çocuktan sonra bile çalışmak zorunda kaldı (çalışmak istememesine rağmen , mecburiyetten) ,kimisi hayalinde ki tatili erteledi ,  kimisi en son eşiyle ne zaman bir akşam yemeğine çıktığını veya ne zaman bir sinemaya gittiğini hatırlayamaz duruma geldi vs daha çok örnek var.

Bizde zaten ev alabilecek kadar , en azından o kadar peşinat verebilecek kadar para yok. Anca aileden destek gerekiyor ki o da ölme eşşeğim ölme..He şu an zaten bir evimiz olsaydı çalışmak veya çalışmamak bana kalırdı. Serhat'ta işsiz olmasına rağmen yine geçinip giderdik çünkü işsizlik aldı çünkü Dj'lik işleri var.Akşam geçip üç çeşit yemek yiyeceğine bir çeşit yersin , gerekirse kahvaltı yaparsın kıt kanaat yine ay sonunu getirirdin ama şu an öyle mi 1300 kira veriyoruz ben çalışmasam nasıl verecektik , hadi Serhatın işsizliğinin üzerine koyup versek ne yiyip ne içecektik , faturalar nasıl ödenecekti ? Böyle durumlarda zaten anlıyorsun "evin" önemini.


Bu kıza ne oldu da böyle bir iç dökme yazısı yazdı diye düşünebilirsiniz bir şey olduğu yok , sorun bir şey olmamasında zaten. Bazen üzülür bazen sevinirsin bu da hayatın bir parçası. En ufak bir isteğin bile olmaz üzülüp içine atarsın , susarsın , öyle olması gerektiğini ve de değişmeyeceğini bilirsin , kabullenmeye çalışırsın .. Geleceğe dair düşünürsün , planlarını yaparsın ama kader sana güler. Hatta çok yakın bir zamanda gerçekleştirmek istediğin planlarını , herhangi bir sebepten bozulduğunu görürsün yada daha zamanı olmadığını düşünüp askıya alırsın. Ucu bucağı yok beklemekten başka. Doğru adımlar , doğru kararlar ve bir de DUA.

Gözlerin dolar hani bazen durduk yere , zaten çok duygusal yapıdasındır , en ufak bir şey de bile ağlarsın , bunların bir açıklaması tıp dilinde vardır illa ki yoksa depresyon da değilim , kendimi bildim bileli duygusalım ama eskiden sadece izlediğim bir dizi , film veya haberlerde gördüğüm bazı haberler canımı acıtırdı duygulanır en fazla gözlerim doları. Şimdi ise duygusal anları bırakın , mesela adam cüzdanını düşürmüş biri bulmuş onu teslim etmiş ya o haberlere bile ağlıyorum. Geçenlerde Hollanda'da futbol sahasına oyuncaklar atıldı , hasta çocukların tedavisi için oynanıyordu maç zaten , onda bile oturdum nasıl ağladım anlatamam.İşin ilginci şu an yazarken bile ağlıyorum.

Şu an diyebileceğim tek şey ;



7 yorum:

  1. sizi çok iyi anlıyorum.Tüm bunlarda bir hayır vardır diye düşünüyorum.Dizin özelliklerinize benzeyen bir arkadaşım, maddi durumu çok iyi biriyle evlenmişti.O duygusal,içten,pamuk kalpli arkadaşım bambaşka biri olup çıktı..Her geçen gün,dünyaya daha da dalıyor..Bu dünyayı düzeltmeye çalışmak nafile bir gayret..Yüzümüzü ahirete dönsek,ne gam kalır ne de düzeltilmesi gerekli bir dünya...iyiler de olacak,kötüler de..imtihan dünyası...(her derdin ilacı istiğfar duası http://m.dinimizislam.com/detay.asp?Aid=3537)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Öncelikle dua için çok teşekkür ederim.
      Allah herkesin gönlüne göre versin , her haline şükretmek gerek bunu her geçen gün daha da iyi anlıyorum . Çok şükür sağlığım , gücüm kuvvetim yerimde önemli olan da bu zaten . En büyük zenginlik sağlık..

      Sil
  2. Her şey çok ama çok güzel olacak ; vakti gelince. Çok sıkma kendini sen hatta düşünmemeye çalış sadece dua ve şükür kurtaracak eminim. Ara ara o doluluk yokluyor hepimizi sırayla ; geçecek inşallah. Öpüyorum canım :*

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Arada geliyor maalesef canım , hatta bu yazıyı yazıyorum ya aradan bir kaç gün geçtikten sonra , vay be ne dökmüşüm içimi ama şimdi daha iyiyim , diyebiliyorum . Şu anda da öyle , daha iyiyim , bazen bir an gelir dertleşmek istersin , iç dökmek istersin ya benimki de o misal anlayacağın..
      Bende seni kocaman öpüyorum 😘

      Sil
  3. Hayat kendi içinde dalgalı bir grafik çizer. Dün, dünde kalır. Yarın ise sürprizler içerir. Bazen olumsuzluklardır fırsatların temeli. Japonlar kriz ve fırsatı birlikte yoğurur. Kriz fırsat yaratır derler. İç döktüğünüz konular hepimizin hayatında dönem dönem farklılaşarak yaşadığımız sorunlar. Gün doğmadan neler doğar. Güzel bir yazı olmuş, içselleştirerek okudum. Emeğine sağlık.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler . Hayırlısı tabii ki . Çok şükür sağlığım yerinde gerisi de önemli değil zaten .

      Sil
  4. Merhaba, ziyarete geldim. Yeni açmış olduğum bloguma iade i ziyarete beklerim.

    YanıtlaSil

Share